https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

ÖMER ONAN İLE FENERBAHÇE

Okunması Gerekenler

FERSUOyuncuyken hem Anadolu Efes, hem Fenerbahçe Ülker forması altında verdiği mücadeleyle hem de ay-yıldızlı formayla ortaya koyduğu performansla taraflı tarafsız tüm basketbol severlerin sempatisini kazanmış bir isimdi o. Zirvede bıraktığı oyunculuk kariyerinin ardından bu kez onu benchte, yeni bir kariyerin başlangıcında takip etmeye başladık. Kritik Maccabi Tel Aviv serisi öncesi Fenerbahçe Ülker’in simge isimlerinden, takım menajeri Ömer Onan sorularımı yanıtladı, keyifli okumalar diliyorum.
Geçen sene de çok iyi bir kadronuz vardı ancak top 8 gelmemişti bu sene fark ne sence takımda?
Öncelikle tabii ki gelen ve giden oyuncular oldu takıma. İlk sene zayıf yerlerimize göre takviyeler yapıldı. Ve en önemlisi koç Obradovic’in uygulamak istediği sisteme oyuncular alıştı, daha çok uyum sağlamaya başladılar. Özellikle geçen sene burada olan oyuncular hocanın sistemini daha iyi anladılar. Eurolig’de hedefe giden takımların tamamı bütün performanslarını Aralık, Ocak, Şubat, Mart ayına yayarlar. Biz geçen sene bunu da başaramamıştık ve bu dönemde düşüş olmuştu, bu sene ise içinde olduğumuz dönemi zirvede geçirdik.
MACCABI 1Seçme şansın olsaydı yine Maccabi ile mi eşleşmek isterdin yoksa Pana’yı mı tercih ederdin?
Alba Berlin’i isterdim 🙂 Herkes isterdi sanırım. Ama Pana mı, Maccabi mi dersen aslında birbirlerine yakın takımlar çünkü ikisi de bu seviyeleri çokça oynamış ekipler, belli bir kültürleri var ve son 10 yıldır hep buralardalar. Taktiksel olarak da şöyle farkları var; Maccabi’nin değişik bir savunması var, gömülü zone oynuyorlar, savunma taktiklerini bolca değiştiriyorlar maç içinde ve daha atletik oyunculardan kurulu bir takımlar. Pana’ya baktığın zaman ise onlar da kendi sahalarında seyircinin de itici gücünü alarak oynuyorlar, orada oynamak daha zor. Bence önemli olan saha avantajını ele geçirmemizdi ki zaten Final Four oynamak istiyorsan böyle takımları yenmek zorundasın. Normal oynadığımız oyunu oynarsak sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyorum. Bir de üzerimizde deplasman baskısı olmayacak çünkü bu takım deplasmanda en çok kazanan takım ki sezon içerisinde bir çok şampiyonluk adayını kendi evlerinde devirmeyi başardık.
Bu takımın kurulma amacı Final Four’du ve artık bu hedef için önünüzde tek engel Maccabi Tel Aviv var. Kısaca İsrail temsilcisini analiz eder misin?
Bir kere Maccabi’nin hızlı oynamasına izin vermemiz lazım ve hücum ribaundlarına çok dikkat etmemiz lazım. Hızlı hücumlardan ve geçiş hücumlarından sayı bulamazlarsa ben bizi yenebileceklerini düşünmüyorum. Gömülü oynuyorlar ve bizi daha çok şuta zorlayacaklar. Savunmamızı yıpratacak oyuncuların başında Sofo geliyor, ona da koç Obradovic zaten önlem alacaktır. Birebirler çok önemli, seteset kaldıkların adam eksiltip sonrasında verdikleri ekstra paslarla dış şut isabeti bulabiliyorlar, savunma konsantrasyonumuzun üst seviyede olması gerekiyor. Tabii ki bizim takımımızda da çok fazla silahımız var ve onlar da bizi durdurmak için çok çaba sarfetmek zorundalar. Hücumda onlara kolay sayı şansları vermezsek ve ikinci fırsatları minimize edersek fazla zorlanmayacağımızı düşünmüyorum.
Hem eski bir basketbolcu olarak hem de şuanda takımın içerisindeki durumu en iyi bilen insanlardan biri olarak sence Hickman’ın sakatlığı sizi mental ve taktiksel olarak nasıl etkiledi?
Ricky geçen sene Eurolig şampiyonu olmuş ve bu seviyeleri oynamayı bilen çok tecrübeli bir oyuncu. Sezon başında bir uyum problemi yaşadı ve çok yardım edemedi bize ancak son 1 ayda önemli bir çıkış yakaladı, ciddi bir katkı veriyordu sakatlanana kadar bize, Zisis ile çok iyi bir ikili olmuşlardı. Çünkü ikisi de iyi savunma yapabilen oyuncular ve bunun üzerine Hickman hücum silahları da kuvvetli olan bir oyuncu. Ama maalesef tam forma girdiğinde en iyi zamanında sakatlandı Hickman. Bizim her parçamız önemli ve Ricky bize derinlik sağlıyordu, onu kaybetmemiz bizim için bir dezavantaj fakat sezon başında bu derinliği sağlayabilmek adına bu takımı kurduk. Ricky önemli bir parçamızdı ama kadromuz içerisinden de bu eksikliği kapatabilecek oyuncularımız var, koç bunları değerlendirecektir. Ayrıca koç her zaman sahada bir guard olsun diye ısrar da etmiyor, zaman zaman Bogdan, zaman zaman Emir de top getirebiliyor hatta Bjelica bile gerekirse topu getirip seti başlatabiliyor.
Koç Obradovic’in bu yaz kontratı bitiyor ve bir çok söylenti çıktı. Son durumda koçla görüşmeler yapıldı mı, olumlu ya da olumsuz bir durum var mı? Yoksa sezon sonu mu tamamen bu konular konuşulacak?
Kulüpteki herkes koçla çalışmaktan memnun ve koç da burada olmaktan çok memnun, güzel bir ortam var. Tabii ki hocayla uzun seneler çalışmayı istiyoruz. Yani bir problem yok herşey yolunda, sadece gelecek senenin planları ve bütçe görüşmeleri için sezon sonunu maç trafiğinin bitmesini bekliyoruz. Obradovic bana göre Avrupa’nın en iyi antrenörü, en iyilerden biri değil ve Fenerbahçe Ülker  de koçu kaybetmeyi istemez.
Ülker’in sponsorluğu hakkında da farklı söylentiler var, bir problem var mı?
Sporun içerisindeki bu kutuplaşma ve şiddet olayları Ülker’i de etkilemiş durumda. Ülker artık global bir marka oldu ve Fenerbahçe ile Ülker de artık birbirleriyle çok özdeşleştiler. Ben Ülker’in hiç bir zaman elini bu takımın üzerinden çekeceğini düşünmüyorum, inanmıyorum. Aslında aynı şekilde bu maç trafiği bittikten sonra sezon sonunda koçla beraber bütçe çalışmaları ve diğer konular hakkında da aynı şekilde Ülker ile de görüşmeler yapacağız.
İspanyol basınında çıkan haberlere göre Barcelona ile bu yaz kontratı bitecek olan Marcelinho Heurtas ile ilgileniyormuşsunuz, böyle bir durum söz konusu mu?
Her gün Maurizio Gherardini ile birlikteyiz, yakın çalışıyoruz ve bu işleri her gün konuşuyoruz ve bizim dışımızda transfer konularını görüşebilen kimse yok şuanda. Bizim de buna benzer en ufak bir girişimimiz yok, önce koç ile anlaşıp sonrasında transfer konularına gireceğiz. Hocanın isteklerine göre de transfer politikasını şekillendirmeye çalışacağız. Şuanda ne Huertas ne de başka bir oyuncuyla görüşmemiz yok.
Bir de merakla beklenen Bjelica’nın durumu var, bir gelişme var Timberwolves’a transferi konusunda?
Bjelica’nın kontratı devam ediyor ama bu sene sadece NBA için bir çıkış opsiyonu var, 1.1m Euro değerindeki bu bonservis bedelini getirirse gidebilir. Ancak Bjelica burada çok mutlu, aynı şekilde biz de onu takımda görmekten çok mutluyuz fakat NBA her oyuncunun hayalidir. Bu konuda aynı şekilde sezon sonunda bakılabilecek bir konu çünkü Bjelica’yı isteyecek takımların draftlardan sonra transfer politikası belirlenecektir. Şuanda zaten ona resmi bir teklif yapılamaz fakat konuşmalar, ön görüşmeler olabiliyor ki sonuçta bizim her maçımıza bir çok NBA takımının GM’i ve gözlemcisi geliyor zaten.
Seni yıllarca parkelerde çok iyi savunma yapan ve oyuna enerji getiren bir oyuncu olarak izledik, ne zaman ihtiyaç olsa hazırdın. Ancak şuanda Melih, Kenan ve Serhat gibi oyuncularda ben bunu göremiyorum. Sence neyi yapmıyorlar ya da eksik yapıyorlar?
Son seneyi saymazsak ben 7-8 sene boyunca ilk beş de başlasam sonradan da girsem 25 dakikalar civarı süre alıyordum sürekli ve takımlarımda en çok oynayan 2-3 oyuncudan biriydim. Yani kariyerimin bu bölümünde artık yardımcı oyuncudan rol oyuncusuna geçiş yaptım. Bunu yapmak kolay değildi, çok iyi savunma yapmanız gerekiyor artı skor katkısı da belli oranda vermeniz gerekiyor. Aslında bu tamamen mental bir durum, büyük takıma geldikleri zaman kafa yapılarını değiştirmeleri lazım. Çünkü küçük bir takımda oynuyorken çok daha fazla top kullanma imkanın oluyor, burada ise sınırlı. Tabi artık bu saydığın oyuncuların da işi kolay değil yabancı kuralıyla beraber, artık herkes 5 yabancıyı kullanmak istiyor genellikle. Bana göre bizim Türk oyuncuların dikkat etmesi gereken en önemli konu, küçük maç büyük maç ayırt etmeden her maç en iyi performanslarını sahaya koymaya çalışmaları. Hele ki çok daha basit görünen ve zayıf takımlara karşı çok daha iyi performans göstermeleri lazım ki kredilerini devam ettirebilip, büyük maçlarda daha çok dakika alabilsinler. Sonuç hiç bir antrenör iyi performans gösteren bir oyuncudan vazgeçemez, savaşıp formayı almaları gerekiyor. Bu nedenle her zaman kendilerini hazır tutup, her maç bir final maçıymış gibi efor koymaları gerekiyor. Ancak böyle Eurolig’de hedefleri olan üst düzey bir takımda yerlerini sağlamlaştırabilirler.
A takım kadrosuna giren oyunculardan hangileri standart takım antrenmanları dışında salonda özel çalışmalar yapıyorlar?
Koç Obradovic’in gelmesiyle beraber belki de en önemli farklardan biri de bu oldu. Koç onların üzerine çok düşüyor ve onları hiçbir zaman boş bırakmıyor. Her idmandan önce de sonrasında da tüm oyuncular gelip ekstra çalışmalarını yapıyorlar antrenörler eşliğinde. Oynamayan oyuncular da dahil herkes çalışıyor ve özellikle koç gençlerin üzerinde çok duruyor. Bana göre koçun en değerli özelliklerinden biri de bu; bu seviyede olup da bu kadar fazla genç oyunculara ilgi göstermesi ve süre ayırması, onları geliştirmeye uğraşması ender görülen bir durum. Bu açıdan çok şanslılar. Genç oyuncuların yerine program yapıyor, onlara bırakmıyor.
Berk geçen sene zaman zaman süre alıyordu o pozisyonda bir eksiğinizin de olmasından dolayı. Bu sene ise takıma hiç giremiyor. Sezon başı kiralamak için bir girişiminiz olmuş muydu? Süre alacağı bir takımda bu sezonu geçirse önümüzdeki sezon size daha faydalı bir oyuncu olarak dönmez miydi?
Berk’in okulunda bu sene son senesi ve ailesi özellikle eğitimine mevcuttaki okulunda İstanbul’da devam etmesini istedi. Artı koçla beraber olmak istediler, süre alamasa bile. Biz kulüp olarak 3-4 tane alternatifte çıkarmıştık kendisine aslında Berk’e ama onlar ısrarla bu sebeplerden dolayı verdikleri kararın arkasında durdular. Berk’in üzerine titriyoruz zaten, yetenekli bir oyuncu. Kendini daha da geliştirecektir, yaşı çok genç ve onunla uzun seneler birlikte olmak istiyoruz. Fakat sezon bittikten sonra ve bütçe ile ilgili kararlar alındıktan sonra takımın durumuna göre tekrar onun için neyin iyi olduğunu birlikte değerlendiririz.
OBRAYıldızlarla dolu bu kadroda senin gibi tamamlayıcı ve kenardan gelerek enerjisini ortaya koyan bir oyuncu eksikliği olduğunu düşünüyorum. Bu kadroda yer almak ister miydin?
Geçmişi konuşmayı çok sevmiyorum, çok güzel seneler yaşadım, dolu dolu da katkı verdiğimi düşünüyorum. Ama artık oyunculuk dönemim bitti, sonuna kadar bu sahada oyuncu olarak yer alamıyoruz doğal olarak. Her oyuncunun değişik özellikleri var bu nedenle her oyuncudan yanı katkıyı beklemek de bana göre haksızlık olur. Takım savunmamız iyi durumda ve herkes buna konsantre olmuş durumda fakat iyi bir savunmacıydı özellikle birebirlerde. Geçen seneden pota altında atletik bir oyuncu eksikliğimiz vardı şimdi Vesely onu fazlasıyla kapatıyor. Önemli olan takım havasını yaratıp her oyuncudan maksimum verimi alabilmek ki koç da bunu yapabiliyor zaten. Biz eğer buralardaysak ve deplasmanda bu kadar maç kazanabildiysek bunun en önemli nedeni sert ve istikrarlı takım savunmamız. Bu seviyelere geldiğinizde sadece atarak maç kazanamıyorsunuz. Yani sonuç olarak ben kadroda bir eksik olduğunu ya da spesifik bir problem olduğunu düşünmüyorum, bana parkede oyuncu olarak ihtiyacımız yok 🙂
Oyunculuğa erken veda ettiğini düşündün mü hiç?
Eğer isteseydim 2-3 sene daha başka takımlarda oynayabilirdim. Ama ben 7-8 sene Fenerbahçe Ülker’de üst seviyede oynadım, tüm hayatım boyunca Anadolu Efes’de de Fenerbahçe Ülker’de de hep Eurolig’de mücadele ettim. Bu nedenle başka bir takıma gitmek, daha alt seviyede basketbola devam etmek istemedim, zirvede bırakmanın doğru olduğunu düşünüyorum. Nasıl genç bir oyuncuyken kariyer planlarım varsa şuanda da yeni işimi de genç bir oyuncu gibi sıfırdan başlayıp kariyerimdeki hedeflerimi gerçekleştirmeye çalışıyorum. Tam zamanında bıraktığımı ve göreve başladığımı düşünüyorum.
Peki neden takım menajerliğini seçtin neden koçluk değil mesela?
İlk başlarda çok düşündüm aslında koçluğu ama sonrasında yönetmenin bana daha uygun olacağına karar verdim. Şuanda da ço mutluyum. Aslında ikisi çok farklı işler, antrenörlük neredeyse oyunculuk gibi aynı heyecanı ve tutkuyu yaşamanız gerekiyor. Zaman neler gösterir bilinmez tabii ki 🙂
Maurizio Gherardini ve koç Obradovic ile ilişkiniz nasıl?
Basketbolu bıraktığımda benim hedefim bir takımı a’dan z’ye yönetmekti ancak Gherardini ile beraber şuanda bu işin içerisindeyim. Birlikte uyum içerisinde çalışıyoruz ve ondan çok şey öğreniyorum. Gherardini’nin rolü diyebilirim ilerideki hedefim için. Maurizio ile çok iyi bir ikili olduk, ben de Türkiye’de daha tecrübeli olduğum için ona her konuda yardımcı olmaya çalışıyorum. Aslında çok şanslıyım hem Avrupa’nın en iyi yöneticisi hem de Avrupa’nın en iyi koçu ile beraber çalışıyorum, ikisinden de çok şey öğreniyorum. Üçümüzün güzel bir takım ve ekip olduğumuzu düşünüyorum.
omer onanBirlikte oynadığın takım arkadaşlarından bir en iyi beş çıkar desem?
Soru öyle bir geldi ki 🙂 Çok oyuncuyla oynadım; Naumoski, Savic, Marcus Brown, Langdon, Devin Smith, Mirsad Türkcan… Hepsi çok değerli oyunculardı, her birini tek tek saymam haksızlık olur bence. Her biri ile çok keyifli zamanlar geçirdik, güzel işler başardık. Oynadığım takımlara her zaman kendimi adadım ve takım arkadaşlarımla hep uyum içerisindeydim. Yaşımız ilerleyince abilikse abilik yaptım, gençken büyüklerimize saygıda kusur etmedim, arkadaşlıksa arkadaşlığımızı da yaptık. Bu nedenle isimleri unutup onları kırmamak adına en iyiler diye sınıflandırmak istemiyorum. Hepsi çok özeldi benim için. Bayağı uzun bir süre aktif olarak oyuncu olarak kaldığım için saymakta hakikaten zormuş, sen sorunca tekrar farkettim 🙂
TBL’deki en iyi beşini say desem?
Bobby Dixon, Andrew Goudelock, Sinan Güler, Nemanja Bjelica, Jan Vesely
Seni hep iyi bir savunmacı olarak biliyoruz ve genelde rakip takımın en tehlikeli silahı senin kontrolün altında olur, çoğu zamanda susturmayı başarırdın. Peki karşısında en çok zorlandığın oyuncu kimdi?
Juan Carlos Navarro diyebilirim, müthiş bir skorer. Yıllarca karşılıklı oynadık gerek milli takımlarda gerek kulüpler düzeyinde, benim pozisyonumumdaki oyuncular arasında onu sayabilirim Fakat ben çoğu zaman oyun kurucu da tuttum her ne kadar çok sevmesem de 🙂 Çünkü çok daha zordu. Topa sürekli hakim olan bir oyuncuyu tutmak hakikaten zor, kanat oyuncularına ise topu aldırmazsanız savunmanız %50 başarılı olmuş demektir. Bunu şuanda takımdaki genç oyunculara da fırsat buldukça söylüyorum. Bu nedenle oyun kurucular arasında çok oyuncu vardı zorlandığım. Bir oyun kurucuya skor attırmasanız bile top elindeyken pick&roll oynayabiliyor ki o zamanda perdeye gelen pivotla beraber çok iyi bir savunma yapmanız, uyumlu olmanız gerekiyor, sadece sizin çabanız yetmiyor. Savunma yaptığınız oyuncuları iyi izlemiş olmanız gerekiyor, her oyuncunun sevdiği ve sevmediği pozisyonlar var. Onları sevmedikleri pozisyona doğru itecek bir savunma performansı göstermeniz gerekiyor başarılı olabilmeniz için.
Eurobasket 2015’de çok zorlu bir gruba düştük, bir değerlendirme alabilir miyiz senden?
Zor bir gruba düştük fakat biz de zor bir takımız artık, özellikle NBA’deki temsilcilerimiz eksiksiz olarak gelirlerse. Bence biz jenerasyonlar ilerledikçe her oyuncunun yerini doldurmayı başardık ama en büyük problemi guard pozisyonunda yaşıyoruz, Ender ve Kerem Tunçeri yıllardır bu pozisyonda yalnız başlarınalar, alternatif bulamadık onlara. Ben yeni jenerasyondan çok umutluyum; Kartal, Kenan, Berk hepsi çalışmaya devam ederlerse çok önemli oyuncular olacaklar. Sonuçta bizim guard pozisyonuna alternatif oyuncu bulmamız gerekiyor ve bu bulacağımız oyuncuların Eurolig seviyesinde oynama alışkanlıklarının, tecrübelerinin de olması gerekiyor. Bu nedenle Eurobasket 2015’te ne yapacağımızı en çok belirleyecek konu 1 numaradan ne kadar katkı alabileceğimiz olacak. Son yıllarda gördük ki artık her takımla korakor mücadele edebiliyoruz.  Kenan’ı sakatlık kötü etkiledi ancak bundan sonra çalışmaya devam edip kendini geliştirmeli, mevcut yeteneğiyle kendini geliştirmeye devam ederse uzun yıllar milli takımın değişmez guardı olacağını düşünüyorum. Emir de geçen sene milli takımın lideri olarak görev aldı ve bu görevinde çok başarılıydı, onun performansı da çok önemli olacak.
omer onan 3Oyuncu olduğun yıllarda yabancı kuralı daha farklıydı ve hep Türk oyuncuların garanti oynayabileceği kurallar hakimdi. Bu sezon ise tüm oyuncular için pasaport gözetmeksizin şartlar eşitlendi. Sence bu durum Türk oyuncuları nasıl etkiledi? Örneğin bu kurallar senin zamanında olsa senin sürelerini etkiler miydi sence?
Yıllarca oynarken çok iyi sezonlar geçirdim ve önümde hep çok iyi 2-3 tane yabancı forvet vardı. Tamam 3+2 kuralı vardı ama sen kendine güvenip sahada olumlu işler yaptığın koç seni çıkaramaz. Evet 5 yabancı kuralı var şuanda fakat şuanda koçu Sinan’dan vazgeçebiliyor mu ya da Oğuz’dan vazeçebiliyor mu ya da Cedi genç yaşında takımının değişilmez oyuncusu olabiliyor mu. Hepsinin cevabı evet. Bu kadar çok para harcanan ve Eurolig’de oynayan bu takımlarda bile Türk oyuncular süre alabiliyorsa bence ortada bir kriz yok demektir. Bizim Türk oyuncularımızın sürekliliğini arttırması gerekiyor, her maç kariyerinin ilk maçıymış gibi ekstra oynaması gerekiyor. Çünkü sen bunu oynadığın zaman kimse senden vazgeçemiyor, kimse seni görmezden gelemiyor. Bu mantıkla oynayan tüm oyuncuların ben sahada olduğunu görebiliyorum. 5 yabancı kuralı ile ilgili benim bir sıkıntım ama bu kural gelirken U18 ve U20 seviyesindeki oyuncuları da nasıl değerlendireceğimizi düşünmeliyiz. Bu genç oyuncuları kurulacak bir takımda toplayıp bu takımla TBF nezdinde Adriyatik ligde mücadele edilebilir, bu fikrimi geçen yaz da dile getirmiştim. Çünkü bu genç oyuncularımızın tüm rakipleri Adriyatik liginde mücadele ediyor ve ciddi süre alarak pişiyorlar, zaten Adriyatik ligi baktığımızda artık Avrupa basketbolunun altyapısı gibi. Ben ülkemizde basketbolu yöneten insanlardan biri olsam, ilk yapacağım icraat bu olurdu.
Ömer Onan basketbol dışında neler yapıyor, hobileri nelerdir? 
Oyunculuktan sonra rahatlarım diye düşünüyordum fakat çok daha yoğunum ve fazla yoruluyorum diyebilirim, oyunculuktan daha yoğun bir temponun içerisindeyim. Hem takımla kamplara ve seyahatlere gidiyoruz hem de her gün sabahtan akşama kadar ofiste Gherardini ile planlarımızı görüşmelerimizi yapıyoruz, oyuncuyken antrenmandan bir saat önce gelebiliyorduk mesela salona. Bu nedenle bu yoğun tempo arasında her boş bulduğum fırsatta çocuklarımla vakit geçirmeye çalışıyorum, en çok izlediğim filmler ise çocuk filmleri oldu bu sene 🙂
FERSU DENİZ YAHYABEYOĞLU
Mail: fersu77@abcspor.com
Twitter: @fersudeniz
basketfaul

Son Haberler

FENERBAHÇE GİBİ

Önce kızlarımızı kutlamak istiyorum. 2 sene üstüste Euroleague şampiyonluğunu kazanan kadın basketçilerimize ve böylesine yetenekli ve karakterli oyunculardan oluşan...

Benzer Konular