Efes, Carlsberg ve Bomonti’nin müdürleri bir barda randevu verirler birbirlerine, önce Carlsberg’in müdürü gelir ve bir Carlsberg ister, ardından Bomonti’nin müdürü gelir, o da ben bir Bomonti alabilir miyim der ve en son da Efes’in müdürü gelir ve garsona der ki:
– Madem kimse bira içmiyor, o zaman ben de bir Coca~Cola rica edeyim.
Mesut Özil halı saha maçına davet edilse, Thiam, Samatta, Valencia ve Mert Hakan’ı topla cebelleşirken görse ne der?
Madem kimse futbol oynamıyor bana bir basketbol topu verin mi der, yoksa bir kutu Cola ısmarlayıp bir kenardan olanları seyretmeyi mi tercih eder orasını bilmiyorum?
Verdiği topu geri alamadığı sürece, asist girişimleri heba olduğu müddetçe ya onlara uyar ya da çekip gider.
Maçların zorluk derecesi arttıkça bu adamların defoları daha da sırıtıyor, bu oyuncuların Fenerbahçe’nin oyun sistemine uygun olduğunu düşünen futbol bilgesini de buradan tebrik ediyorum.
Özellikle Samatta, Valencia ve Thiam’ı kastediyorum. Mevkisiz 3 geniş alan oyuncusu, 3’ü de bitiricilik ve top saklama konusunda özürlü, dar alanda çalım da atamıyorlar, bu oyuncuların Fenerbahçe’nin oyun şablonuna uygun olduğunu düşünen, ilk 11 oynasın diye transfer eden kişi bir futbol cahilidir, net..Isimleri gündeme ilk geldiğinde de aynen bu ifadeyi kullanmıştım, taraftarın büyük kısmı da benimle hemfikirdi sosyal medyadan takip ettiğim kadarıyla.
Hani bir laf var ya? Cehaletin bu kadarı da ancak tahsille mümkün diye? Bu kadar transfer hatası yapmak için de belli ki futbolun içinden gelmek gerekiyormuş ama Bruno bunu bir türlü izah edemiyor. Diyorlar ki bu adam 40 yaşına kadar top oynadı, gelmiş geçmiş en iyi orta saha oyuncusu, O’ndan daha mı iyi bileceksin?
Profesyonel olarak aşçılık yapmayan adam yemek eleştirmesin, iktisat okumamış adam ekonomi hakkında, siyasal bilimler mezunu olmayan da politika hakkında konuşmasın o zaman. Bir türlü iyileşemeyen hasta doktordan şikayet etmesin hatta doktor desin ki, “çok biliyorsan kendin yap”. Amaan boş ver, takma kafana diyen psikiyatr’a da “tamam sağol kardeş” diyip geçelim, sonuçta O”ndan daha mı iyi biliyoruz bu işi?
Tabii bir de hakem mevzusu var. Pozisyon gri ise kararlar Fenerbahçe lehine çıkmıyor, hatta pozisyon 60-40 pozitif olsa dahi Fenerbahçe lehine çıkmıyor.
Eee, yeni bir şey mi bu? Bruno hakemi niye yazmıyorsun?
Paso hakem konuşuruz, cilt-cilt yazarım ama benim işim değil, yönetimin işi, sivil toplum kuruluşlarının işi bu. 10 senedir bu durum böyle hatta daha da eski. Sen koskoca Fenerbahçe’ysen sokacaksın adamlarını kilit yerlere, hava yapmayacaksın biz müdahale etmeyeceğiz diye, alt kurullarda sözü geçen adamların olacak. Gerekirse satın alacaksın bu adamları. Ya da her maç bir gol fazladan atacaksın hakem için, ona göre de transfer yapacaksın. 25 tane futbolcu almayacaksın her sene, 4 tane Gustavo alacaksın, yetmiyor mu? 3 tane de sonraki sezon alırsın, ne yapalım, her sene şampiyon olmak diye bir şey yok nasıl olsa.
Alıp-alıp gönder, kiraya ver, iş mi bu? Her sene 20 tane vasat futbolcu transfer edersen bu formanın ağırlığı da kalmaz, aidiyet mefhumu da kalkar ortadan ortadan. Ayrıca kim için kimi gönderdiğin meselesi de var. Gönderdiğin adamla gelen adamın arasında çok fark yok ki? Parayı savurmaktan başka bir şey değil ki bu? Hatta çoğu zaman gelen gideni de aratıyor. Mesela Frey bu sene oynardı. Tisserand misal, Zanka ve Falette’den daha mı iyi? Lemos zaten çok kötü. Verilen bonservis bedelleri ve maaşlarla iki tane birinci sınıf stoper alınırdı.
Diyorlar ki pandemi var, geniş kadro lazımmış, o yüzden 25 tane transfer yapılmışmış.
Yapılmış ama plansız yapılmış, bunu da ben dahil yüzbinlerce kişi söyledi. O kadar transfer yapıldı ama Gustavo’nun yedeği yokmuş işte.
Son iki sezonda 15 futbolcu forvet hattına transfer edildiyse ve ortada elle tutulur bir santrfor hala yoksa kusura bakma ama adama gülerler. 10 stoper alıp bir türlü Serdar Aziz çıtasını aşamıyorsan dalga geçerler yani.
25 tane transfer var ama ortada 3 tane transfer başarısı var. Pelkas, Osayi, Szalai. Diğerleri ligin bilindik isimleri hatta kaşarları.
Bu 3 transfer de son 3 transfer ve öyle aman aman futbolcular da değil ha ?? Fiyat performans transferi üçü de. Mesut’u sayma, kimden geldiği sır bir hediye o..
Ya da Mesut’u da yaz daha komik bir şey çıkacak ortaya. Hatta irfan’ı da yaz ilk 11’e, muhabbete bak şimdi??
– ilk 11″in 5 oyuncusu 15 gün evvel transfer edildi, şaka gibi:)
Galatasaray’ın kapının önüne koyduğu adamlardan biri defansın bel kemiği konumunda, bir diğeri saha kenarında maçı çevirmek için oyuna giriyor, sonra diyorsun ki nasıl yenildik, hakem, VAR, çizgi.
Hakem penaltıyı vermedi, VAR çizgiyi oradan çekti, buradan çekmedi buna da eyvallah da koskoca Fenerbahçe gri bir pozisyonda atılmış bir golle mi 1 puanı kurtaracak kendi sahasında oynadığı derbide? Sinan’la mı maçı çevirecek?
Maçı arkadaşlarla seyrediyoruz, kalabalığız ha. Biri soruyor, Bu Thiam nerede, niye yok??
– Çaresizliğe baksana sen?
Thiam lan bu, top stop etmekten aciz bir futbolcu ama adam haklı, gene atsa-atsa o atar çünkü ballı. Topuğuna çarpar, kafasına çarpar girer, belli mi olur? Ama hoca nerede? O da yok piyasada.
Seyircisiz maça bir kaç yüz taraftarı hülle ile sokma konusunu geçtim, koskoca kulüp kale arkasından çekilmiş bir fotoğraf üzerinden ofsayt değil iddiasında bulunuyor maçın ardından, daha da ne diyeceğimi bilemiyorum.
Siz benim hayalimdeki Fenerbahçe’yi anlamamışsınız diyordu, hayalindeki Dünya kulübü buymuş. Erol Bulut, Mehmet Yozgatlı, Selçuk, Volkan, Emre falan. Sonuç da bu tabii ki..
Yaşına başına bakmadan ligin kalbur üstü adamlarını böyle toplayıp gelirler işte. En fazla bu kadarı olur.
Lucescu olur, Daum olur. Getirin birini futbolun patronu olarak, giydirin takım elbiseyi dedik ya da biliyorsanız başka bir kişi. Emre’nin ne tecrübesi var sportif direktörlükte?
İşin bu kısmı böyle ama lig de bir o kadar dandik ve Fenerbahçe bu dandik forvetleriyle ve acemi kalecisiyle de şampiyon olabilir.
– Ya Kaleciden ne istedin şimdi, kötü mü oynuyor?
Yetmiyor işte. Şampiyon takımın en pahalı oyuncusu kalecisi olmalı, Muslera’sı olan fark yaratıyor. Hakem, federasyon eyvallah ama Messi’yi getirsen bu adam kadar katkı sağlamaz..
Bardağın boş tarafını yazdık. Dolu tarafı şu ki, kadro gençleşti. Szalai, Osayi, Pelkas. Kalırsa Ozan, saçma sapan oyunculara verilen şans yerine biraz ısrar edilirse Ferdi, hatta benim çok beğendiğim İsmail uzun yıllar kulübe hizmet eder. Bir tane majör stoper transfer edersin, bir tane de kimsenin itiraz edemeyeceği santrfor, Gustavo var, Mesut var. Çok kaliteli, skor yükünü hafifletecek bir de kanat oyuncusu alırsın ve iskeletin tamam olur. Yani bir tane Kjaer, bir tane Deivid, bir tane de Vedat olsa yetecek ama bu sezon için olma ihtimali yokk..!
Ama bu şekilde bir transfer kafasıyla olmaz. Koridoru topla geçemeyen Novak’ı bek diye alırsan olmaz, dar alanda çalım atamayan forvet oyuncuları hamle oyuncusundan öteye geçmez, bu tip adamlarla olmaz, 35-36 yaşındaki ligin kaşarlarına son kontrat piyangosu sunarsan olmaz, menajerlik şirketinden doğum günü partisine palyaço sipariş eder gibi futbolcu sipariş edersen olmaz, bulamazsın doğru adamı.
Sen ne zaman ki işinin ehli bir sportif direktöre teslim olursun, futbolun patronu o olur, etrafında işinin ehli bir scouiting ekibi olur, o zaman tıkır tıkır işleyen bir oyun sistemin de olur, ancak o zaman Erol Bulut’la da olur ama bu kafayla olmaz.
Mesut ve Pelkas’ı orta sahada yan yana oynatma cesaretini gösterebilirse Erolis Bulutopoulos şampiyonluktan umudum hala var.
Galatasaray örneğin. En yetenekli oyuncuları ile sahada. 2 tane çapayla falan oynamıyorlar. 8 numaradan bozma Taylan oynuyor, Belhanda oynuyor, Arda oynuyor, Onyekuru oynuyor, Emre Kılınç oynuyor, hem de Kadıköy’de. Gerekirse 3’lü defans oynarsın ama Pelkas, Mesut hatta İrfan aynı anda bir şekilde oynar, böyle de oynarsın, şampiyon da olursun ama bu kafayla olmaz..
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907