Son birkaç maçı izleyip, öyle yorum yapmak istiyordum. Ve gördüm ki, Beşiktaş’ın hala bu ligin en iyisi olmakla birlikte, 2000 yılındaki Galatasaray olmak için kilometre yapması lazım. Ve bunun için saha içinde bir LİDER lazım.

Doğrudur, bazen kader ağlarını örer ve olabilecek her kombinasyon gerçekleşir. Saha dışında Mehmet Ağar, Mesut Yılmaz ve Haluk Ulusoy çalışırken, saha kenarında Fatih Terim bütün hırsını ve motivasyonunu takıma aşılarken, saha içinde de Hagi önderliğinde Bülent Korkmaz, Popescu, Okan, Emre ve Hakan Şükür de çok ekstra işler yapıyordu. Bir de göklerden gelen karar da eklenince, 2000 Mayıs’ında Türk futbolu tarihi bir gecesini yaşamıştı.
Aslında o ilahi güç bizim de yanımızdaydı. İlk Lyon maçında çok akıllı bir ilk yarı oynadıktan sonra, ikinci yarıda melekler kalemizi korumaya başlamıştı, ama 29 yaşındaki Fabricio Ramirez 34 yaşındaki Claudio Taffarel’in deneyimine sahip olmadığı için, avucumuzun içine gelen turu İstanbul’a bırakmıştı. İstanbul’daki maçta da 44. Dakikada Lyon’un direkten dönen topunda maç bitebilecekken, ilahlar yine yanımızdaydı ama işte sonuçta Quaresma veya Oğuzhan bir Hagi değildi ve her zaman olduğu gibi o ilahlar 85. dakikada ‘bu kadar yeter’ deyip Quaresma’nın direkten dönen topunu Babel’in 20 cm. aşağısına düşürmemişti ve ‘senin daha pişmen lazım’ demişti. Penaltılarla elenmek tabii ki acıydı ama gerekli dersleri almak daha önemliydi.

Her duran topun başına geçen, Şenol Güneş’in bile söz geçiremediği Quaresma’nın, o muhteşem yeteneğine rağmen nasıl olup da bu kadar korner ve serbest vuruşu leblebi-çekirdek gibi harcadığını da belki yeterince sorgulamadık. Takımın yıldızı diye lanse edilen Oğuzhan’ın bu yıl Atiba’yla birlikte daha geriye dönük oynadığını, sahip olduğu düzgün ayağa rağmen niye hiç şut çekmeyip de sürekli olmadık ara toplarla gol attırmaya çalıştığını, insanüstü bir çabayla ‘biyonik adam’ lakabını hak eden Atiba’nın da sonunda nasıl balataları yakma safhasına geldiğine de belki yeterince takılmadık.

Dolayısıyla bir kez daha sakalımız kesildi, ama önemli olan kolu kurtarıp o güçlü kolla son darbeyi indirip ligi şampiyon bitirmek. Şampiyon olduktan sonra da yapacak çok iş var. Öncelikle şu ana kadar başaramadığımız Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkmak veya Uefa şampiyonu olmak ama önce kalan 5 haftayı 15 puanla kapatalım ve ondan sonra Beşiktaş’ı yıllarca uçuralım.
mail: gorkem.isik@abcspor.com
twitter: @saturnocontro3