https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

OLMADI BAŞTAN

Okunması Gerekenler

Nasıl olur da insanlar bıkmadan usanmadan aynı şeyleri tekrar-tekrar yaparlar düşüncesi içerisinde oturup izlersen harbiden de keyif alabilirsin..

Panoramik bir masa bulacaksın kendine, önüne konan yağlı şeyi yiyeceksin, yanında ikram edilen sarı şeyi içeceksin ve olan biteni keyifle izleyeceksin, valla bak, süper oluyor bu gözle izlersen.

Biri damat, diğeri gelin tarafını temsilen misafirlere hoş geldin çekmek için kapı önüne konmuş, parlak tuvaletin içerisine zor sığmış olmasından mütevellit nefes almakta ve dolayısıyla da gülmekte zorlanan ağır makyajlı ablaların elini sıkıp hoş bulduk dedikten sonra zaten içeridesiniz.

Gelinlik giymiş kız çocukları, papyonlu erkek çocukları etrafta koşuştururken mahallenin Apaçileri de kapı taraflarında bir yerde ayakta sohbet ediyor havasında inceden kız keserler. Sonra birden bire ışıklar söner ve Fransızca bir şarkı eşliğinde çift salona girer. Çok güzel görünen ama genel de bayat olan, hatta bayat olmaması şaşkınlık uyandıran katlı pasta evlenecek çift tarafından beraberce kesilir ve o dakikadan itibaren de dedikodu kazanı kaynamaya başlar.

– Oğlan kimlerdenmiş, ne iş yapıyormuş, kız oğlandan uzun mu vs, vs.

Fransızca şarkıyla başlayan dans ortamı Piyanist Abi’nin ani bir davul atağının ardından yerini önce Angara havasına bırakır, ardından bir halay faslı başlar ve halayın başındaki verir coşkuyu:

– 60!… 70!…80!.. 90!.. Olmadı, baştan..!

O sayı bir türlü 100 olmaz, tekrar başa döner, tekrar başa döner ve bu soğuk şaka ortamdakileri eğlendirir.

Yabancı Hoca..! Yabancı hocanın biraderi..! En iyisi yerli hoca..! Olmadı baştan..

Yabancı Hoca..! Muhtemelen ardından Aykut Kocaman.. Olmadı baştan, olmadı baştan..!

Valla yaşananları ve konuşulanları ben hayretle izliyorum, ne yapmaya çalıştıklarını çözemiyorum. Fenerbahçe’nin yeni hocası Bjelica olacak iddiaları çok güçlendi, imzaya kaldı deniliyor, enteresan şeyler oluyor gerçekten.

İnandığın doğrular üzerinde ısrar edebilirsin, buna hiç itirazım olmaz. Geriye dönüp bakarsın, nerede hata yaptık dersin, bulursun hatayı ve bir daha denersin, o zaman tamam derim..

Yabancı bir hoca ve yabancı sportif direktör konusunda Ben de Ali Koç’la aynı fikirdeyim, bana göre de doğrusu bu çünkü memleketteki hoca sayısı bir elin 5 parmağını geçmez ama bir şartla; yerli alternatiflerden daha iyisini bulabiliyorsan . Tabii ki şu gerçeği de atlamayalım, önce sportif direktörünü bulacaksın sonra hocanı. Bu noktada akla gelen soru şu:

– Nasıl bir yabancı hoca, hangi hoca ??

İsteniyor ki genç, başarıya aç, kariyer hesaplarını banka hesaplarından önde tutan, yetenekli, geleceği parlak, düşük bütçelerle iş çıkarabilecek bir hoca.

Her genç kızın rüyası, bulsak bir tane de evlensek..

– Bu sevdayla daha evvel de yola çıkıldı ve kimi buldular ?

– Cocu’yu.

– Peki ne oldu ?

– 9. haftada kovdular.. 5 hafta daha sabretselerdi, Fenerbahçe belki de küme düşmüştü..!

– Cocu tutmadı diye Bjelica da mı tutmayacak ?

– Valla bunu bilemeyiz ama tutmama ihtimali bence çok yüksek.

45-50 yaş aralığı uzun vadeli planlara yönelik hoca anlamında ideal bir yaş gibi görülebilir ama çok riskli bir yaş. Başarısını birkaç farklı takımda ispat etmiş o yaşta bir hoca bulmak neredeyse imkansız. Kaldı ki birkaç takımda başarı sağladı diyelim o takımların da Fenerbahçe’yle hem hedef hem de camia kimyası olarak benzer özellikler taşıması gerekir, bu kriterleri de göze alırsak geriye bir tek Klopp kalır. Yabancı hoca fikrine saygı duyarım ama çırak yabancı hoca fikrine sonuna kadar itiraz ediyorum.

PSV dışında hiçbir deneyimi olmayan bir hocaydı Cocu. PSV hedefleri olan bir kulüptür eyvallah ama kulüp dinamikleri ve camia baskısı anlamında Fenerbahçe’den çok farklıdır, yeni bir ülke, sıfırdan bir takım, stresli bir ortam gibi olumsuzluklar da ilave oldu ve Cocu bu yükü taşıyamadı, tecrübesi yetmedi diyelim.

Nenad Bjelica ismi de kağıt üstünde tamamen aynı. Yalnızca Partizan kariyeri var, orada güzel işler yapmış ama hepsi o kadar. Başka bir takım tecrübesi de yok, başka bir ülke tecrübesi de yok, O da Cocu gibi ilk kez bir unvan maçına çıkacak ve o maçı da Kadıköy’de oynayacak.

Ben şahsen böyle bir riski bir daha almam. Erol Bulut’u alırım, O’nu almam.. En azından ligi biliyor, Malatya’da da iyi iş çıkardı, Alanya’da da. Bjelica’dan eksiği olduğunu düşünmüyorum.

Cocu’nun en azından teknik direktör diplomalı bir abisi vardı yardımcı hocalığını yapan, bildiğim kadarıyla Bjelica’nın böyle bir abisi de yok.

Bjelica nasıl bir hoca sorusu akıllara gelebilir. Gerçekten bilmiyorum. Fenerbahçe ile oynadığı dönem takımı bize kök söktürmüştü iki maçta da ama o dönem biz de zaten çok kötüydük, perişan vaziyetteydik.

Geçen Pazar Instagram’dan bir canlı yayın yaptık, çeşitli isimler soruldu ve tek kelimelik cevaplar vermem istendi, bu isimlerden biri de Ali Koç’tu, Ben ‘’umut’’ yanıtını verdim, korkarım birkaç ay sonra böyle bir soru gelse FISS yanıtını vereceğim, kendisine olan inancım giderek zayıflıyor..

Taa en başından bu yana söylüyorum, Fenerbahçe’nin birinci ihtiyacı olan şey, futbol aklı ve bu aklı kulüp felsefesi yapacak kişi de bir sportif direktör. Comolli falan değil, gerektiğinde eşofmanı giyip sahaya inecek teknik direktörlük kariyeri olan tecrübeli bir isimden bahsediyorum, inanın gerisi çorap söküğü gibi gelir. Üstelik de kulübün finansal durumu geçen yıldan da vahim durumda, o sportif direktörün yurt içi ayağını kotarabilecek yerli yardımcılara da ihtiyaç var, sportif direktör ortada yok, hoca konuşuyoruz..

Neredeyse iki ay oldu ligler tatil edileli, Ali Koç yönetiminden hala tık yok, ismi zikredilenler üzerinden dönen dedikodulara bakılırsa Ali Koç bu yıl da bir hayal kırıklığı yaratacak.

Ben hiçbir zaman Ali Koç’u buradan istifaya davet etmedim, finansal anlamda bizi düzlüğe çıkarabilecek makul tek isim olarak kendisini gördüğüm için sabretmekten yanayım ama taraftarın kalan kısmı bu konuda ne düşünüyor, bilmiyorum. Sırf finansal nedenlerden başkanlık koltuğunda kalabilir ama nereye kadar? Çünkü deniz bitti, cebinden de koydu, taraftara avuç da açtı. Bir seçim daha görmek ve kazanmak gibi bir niyeti mutlaka vardır, 50 Milyon Dolar para verdi sonuçta, boru değil. Bu sene de sportif başarı gelmezse o koltukta oturamaz. Ya tutarsa politikasıyla başarı gelmeyeceğini gördük, olmadı baştan politikasıyla da başarı gelmez. Ola ki Gökhan Gönül falan da geri dönerse önümüzdeki sezon şimdiden biter..

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mal: bruno.monte@abcspor.com

twitter: @BrunoMonte1907

Son Haberler

PL, LA LIGA, BUNDESLIGA, SERIE A 2024-25 EN ÇOK KAZANANLAR

*** PREMIER LEAGUE  Kevin De Bruyne, Manchester City: £20.8 million Erling Haaland, Manchester City: £19.5 million Mohamed Salah, Liverpool: £18.2 million Casemiro, Manchester...

Benzer Konular