O zamanlar Doğu Bloğu ülkelerinin tartışmasız üstünlüğü olan kadın jimnastik branşında, Amerika’lı Mary Lou Retton 1984 yılında altın madalya kazanarak bunu kırabilen ilk isim olmuştu, ama bunun da başlıca nedeni bu ülkelerin Los Angeles Olimpiyatları’nı boykot etmeleriydi.
1956-60-64’ün 9 altın, 5 gümüş, 4 bronz toplamda 18 madalya ile jimnastik kraliçesi Larisa Latynina, henüz televizyonun olmamasının, basının ise bu kadar dünyaya yayılmamasının yani bugünkü popüler kültürün eksikliğini çekmişti. Olimpiyat Tarihinin hala “EN ÇOK ve altın madalya kazanan” jimnastikçisi olmasına rağmen, bu sporun gurmeleri harici birçoklarınca belki bilinmez bile!..
Ve Sovyetler Birliği, Latynina sonrası, kadın jimnastiğinin yeni sürümünü çıkarttı sahalara…
1972 Münih Olimpiyatları’ndan “Minsk serçesi” lakaplı 3 altın madalyalı Sovyet sporcu Olga Korbut geçmiş ve jimnastik sporunu dünyaya yaymaya başlamıştı.
Ama belki de en büyük şanssızlığı, bir sonraki olimpiyat oyunlarında “daha önce kimseye verilmemiş 10 tam puanı alan ilk jimnastikçi” olarak tarihe geçen Nadia Comaneci oldu Rus sporcunun…
Tarihe denge aleti ve paralel barlarda yaptığı inanılmaz hareketlerle; “Korbut Salto ve Korbut Flip” olarak geçen muhteşem dönüşü, dead loop’uyla (ölü döngüsü) ünlü efsane, yine de her zaman Comaneci isminin gölgesinde kaldı maalesef.
Korbut 16 Mayıs 1955’de, eski ismiyle Grodno, şimdilerde Hrodna olan, o zamanlar SSCB’ne bağlı Belarus’ta doğdu.
Babası Valentin Korbut fabrikada çalışan bir inşaat mühendisi, annesi Valentina ise bir aşçı idi. 4 kardeşin en küçüğü olan şampiyon sporcunun, kendisinden iki yaş büyük olan ablası Ludmilla da jimnastikçiydi ve prestij ödülü sayılan “sporların ustası” (master of sports) kazanmıştı.
Olga’nın jimnastik yeteneği henüz küçük bir kız iken ilkokul zamanında keşfedilmişti. Sınıfındaki en kısa çocuk olmasına rağmen; erkeklerden bile hızlı koşup, çok daha yükseğe sıçrıyordu. Ve kısa sürede, girdiği bu sporda en tepeye çıktı Minsk Serçesi..
Comaneci de çok büyük sporcuydu ama ondaki “omurga esnekliği” Romen sporcuda yoktu (hatta belki Simone Biles harici kimsede yoktu). O güne dek, altın madalya kazanırken bile sevinmeyen diğer Rus sporcuların aksine, gülen yüzüyle de bir çığır açmış, oldukça da sempati kazanmıştı tüm dünyada…
Daha ilk olimpiyatında, jimnastik tarihine kazandırdığı “Korbut Flip” hareketinin perfect 10 al-a-maması sebebiyle (tüm otoriteler hakettiğini söyler), o an tribünlerde bulunan 11 bin kişiyi çıldırtmış, ıslıklar, yuhalamalar, bağırışlar altında yoğun bir şekilde protesto edilmişti jüri.
Ve haketmesine rağmen verilmeyen o 10 tam puan, hemen akabindeki 1 sonraki Olimpiyatlarda Comaneci’ye nasip olunca, belki de jimnastik tarihi değişmişti!..
** Kamuoyunda “Korbut Flip” daha sonra yasaklandı diye yanlış bir bilgi döner ama aslı; paralel ve asimetrik barlarda ayağa kalkmak (hayati tehlike var diye) yasaklandığından, birkaç diğer hareketle birlikte, Korbut’un ismini verdiği hareketin yapılması da engellenmiştir.
Mesela denge aletinde yapılan versiyonu hala legaldir ve kurallara uygundur.
72 olimpiyatlarında denge çubuğu, zemin egzersizi, takım yarışlarında 3 altın madalya alırken, herkes 76 Montreal’deki dev kapışmayı bekliyordu ama turnuva öncesi sakatlığı tam geçmemiş olmasına rağmen kaçtı demesinler diye çekilemedi de… Yine de asimetrik paralel bar ve denge aletinde gümüş madalya kazanmayı başarmış, takım olarak da altın madalya sahibi Sovyetlerin bir parçası olmuştu.
Uluslararası jimnastik şeref salonuna seçilen ilk jimnastikçi de mother of gymnastics (jimnastiğin anası) Olga Korput idi.
Fazla uzatmadan; sadece spor değil hayatın her alanında, “yanlış zamanda yanlış yerde dünyaya geldi” sözü çok kullanılır. Yine de, bale gibi yaptığı jimnastik, tarihe onunla geçip, özdeşleşmiş hareketler, soğuk Rusya’nın sıcak yüzü olması, zerafet ve akrobasi yanında, çalışma, güç ve teknikle birleşmiş mükemmel bir sporcu geçti Jimnastik dünyasından…
ABC SPOR
@ABC_Spor