Şampiyon olan takıma mikrofon uzatıldığında genelde aynı şeyler söylenir.
-Hepimiz inandık bu sezon mutlu sona ulaşacağımıza.
-Taraftarıyla,yönetimiyle,teknik kadro ve futbolcusuyla bir bütündük.
-Adeta tek yumruk olduk.
İşte o tek yumruk var ya tek yumruk, kabul edelim ki biz onu olamadık bu sezon maalesef.
Yönetimi taraftardan kopuk, hocasını yalnız bırakmış.
Hoca elindeki imkanlarla en iyisini yapmaya çalışıyor ama bazı takıntılarından kurtulamıyor.
Taraftar derbiler dışında hiç bir maçta Kadiköy’ü dolduramıyor.
Futbolcular ise çabalıyor ama ”yeterlilik” sorunu bu akşam olduğu şekilde bazen tokat gibi suratımıza çarpıyor.
Dolayısıyla herkes ayrı telden çaldı bu sezon.
Dedim ya olamadık bir türlü ”tek yumruk”. Buraya kadar geldik bir şekilde ama bir bütünlük sağlayamadık maalesef.
Yine de herşeye rağmen umutluyduk Akhisar maçı öncesinde.
Fikstürdeki en zorlu maçları arkamızda bırakmıştık.
Ama ben dahil birçoğumuz yine yanıldık.
Fenerbahçe için hiç bir zaman fikstür avantajının olmadığını unutuverdik.
Geçmiş yıllarda olduğu gibi beklenmedik, kağıt üzerinde daha kolay gözüken maçlardan birinde çok ağır bir yenilgi yaşadık.
Oldukça yıpratıcı geçen Beşiktaş maçının yorgunluğu sebep oldu diyenler var bu mağlubiyete ama ben katılmıyorum. Mesela ilk 45 dakika takımın en kötü iki oyuncusu Isla ve Guiliano . İkisi de son Beşiktaş maçında oynamayan oyuncular. Yani yorgun falan değiller. Diyeceksiniz ki , ”peki neden olmadı bugün?”.
Bu soruya cevabım sezon başından beri söylediklerimin tekrarı olacak.Takımın 2 tane yetenekli, yaratıcı oyuncusu var biri Guliano, diğeri Valbuena. İkisinin de özellikle Kadiköy’de kötü oynama lüksleri yok. Hele hele Akhisar gibi organize bir takım karşısında geriye düşerseniz en çok bu ikilinin yaratıcılıklarına ihtiyaç duyarsınız ama bugün maalesef hem Guiliano hem Valbuena bozuktu. Onlardan verim alamayınca da adam eksiltme, final pası, gollük vuruş eksikliği fazlasıyla hissedildi.
Peki diğer oyuncular ne yaptı ? Defans oyuncuları ve Kameni sağolsunlar ceza alanı içinden vurulan 3 topu da içeri aldılar. Jozef Topal ikilisi hücuma fazla destek veremedi. Dirar da rakip defansın dengesini bozmaktan uzak kalınca geriye 60. dakikadan itibaren çaresizce yapılan doldur boşaltlar kaldı. Belki Fernandao şişirilen topların birçoğunu indirdi ama bu topların sadece bir tanesi etkili oldu, onda da Guiliano topu ayağından açtı ve pozisyon heba oldu.Fernandao da sonlara doğru iyice yoruldu ve toplara yükselemez oldu.
İş doldur boşalta kalınca seken toplara vuran oyuncular çok önem kazanıyor.
Mesela Webo’ya top şişirirsen seken toplara santrafor özellikleri olan sağaçık Kuyt ya da solaçık Sow atak yapardı, eskiden bu tip serseri toplara delifişek Tuncay koşardı ancak şimdiki açıklarımızın santrafor özellikleri yok, ceza alanına az giriyorlar. Dolayısıyla doldur boşaltla başarılı olmamız büyük tesadüflere kalıyor. Soldado seken toplarda iş yapabilirdi ama o da soruna ilaç olamadı maalesef.
Halbuki Fenerbahçe’nin iki golü de az sayıda organize atağı sonucunda gelmişti.
Keşke ısrarla topu kanatlara taşımaya çalışsaydık,mümkün olduğunca çizgiye inseydik te rakip defansın dengesini bozmaya çalışsaydık. Biz çok erken doldurt boşalta geçtik. Yağmurlu havada doğru düzgün şut çekmeyi denemedik. Topal Jozef ikilisini bozup Mehmet Ekici’yi almak için çok fazla bekledik. Dolayısıyla kendi yanlışlarımız da büyük rol oynadı alınan bu skorda.
Yine hakemin tartışılan kararları var sonuçta etkili olan.
Arda Kardeşler Fenerbahçe’nin ilk kez bir lig maçını yönetmiş. Tartışılan kararları bugün Fenerbahçe aleyhine. Dolayısıyla bir çok yeni hakemin Kadiköy’de rüştünü ispat etme modasına o da uymuş. Burnunun ucundaki Fernandao’nun ceza alanında itilmesini görmezden gelmiş. Daha önemli görevler almak için kendini ispat etmiş. Hayırlı olsun. Dediğim gibi biz o kadar çok hata yaptık ki bugün yine hakem konuşacak durumda değiliz kendi hatalarımız yüzünden.
Dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyoruz.
Zaten takımın oyuncu kalitesi çok üst düzey değil. Mücadelesiyle ayakta kalmaya çalışıyor. Bu durumda yönetimin ve taraftarın çok büyük desteğine ihtiyaç var ama ikisi birbirinden kopuk. Yönetim federasyon ve kurullarıyla gemileri yakmış. Taraftar da çekirdek bir grupla deplasmanlarda şov yapıyor ama Kadiköy’de yetersiz kalıyor. Biliyorum kırgınlıklar, küskünlükler, bir sürü tatsızlıklar var ama sonuç olarak eskisi gibi korkutucu bir atmosfer yok iç saha maçlarında. Dolayısıyla dışarıya karşı bir ”tek yumruk” görüntüsü asla yok .
O görüntü olmazsa da ne rakibi ne de hakemi baskı altına alabiliyorsun.
Sen kendin tek yumruk olamazsan, bu akşamki gibi yumruğu yiyorsun.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72