Bİ TON PARA ÖDEDİK, BİDON ÇIKTI – 6 –
O YANA DA SALLA NIELSEN ABLA !
HENRIK NIELSEN (Fenerbahçe 1989-1990)
Fenerbahçe’nin Todor Veselinoviç önderliğinde 103 golle şampiyon olduğu sezonki kadrosunun en kilit isimlerinden biri Aykut Kocaman’la beraber forvet hattında müthiş bir uyum yakalayan Hasan Vezir’di.
Hasan Vezir’in Galatasaray yöneticisi Ergun Gürsoy’un adamları tarafından “gönüllü” olarak kaçırılmasının ardından Fenerbahçe’nin uzun boylu bir santrfor ihtiyacı belirdi.
Gazeteler yine her gün bir dünya starını Fener’e transfer ede dursunlar gerçek anlamda henüz İstanbul’a gelen giden yoktu. Zaman da giderek daralıyordu, ligin başlamasına çok az bir zaman kalmıştı.
Derken Galatasaray ile Yunanistan’ın Iraklis Takımları Istanbul’da bir hazırlık maçı yaptılar. Maçın sonucunu anımsamıyorum.
İraklis’in forvetinde yer alan, sarışın, uzun boylu, yakışıklı ama kız güzeli Danimarkalı santrfor Henrik Nielsen attığı goller ve oynadığı oyunla dikkatleri üstüne çekti.
Hah işte, tam Fener’in aradığı adam dediler.
Tesadüfe bakın adam aynı zamanda Ali Şen’in hanım tarafından da akraba. Zira efsane Başkan’ın hanımı da bir Danimarkalı.
Durum böyle olunca da herkes transfere bitti gözüyle baktı.
İraklis Kulübü önce Nielsen satılık değil dedi sonra baktılar ki bu Türklerde para çok, yerine iki tane alırız dediler ve Nielsen Fenerbahçeli oldu.
Hava limanında binlerce Fenerbahçeli karşıladı Nielsen’i. Davullar, zurnalar çalındı, halaylar çekildi omuzlara alındı.
Ertesi gün spor gazetelerinde Henrik Nielsen’in omuzlara alınmış haldeki fotoğrafı baş köşedeydi ve ilginç bir demeci fotoğrafın hemen altında yer alıyordu:
” Hayatım beyaz çarşaflar ile yeşil sahalar arasında geçer.”
Şimdi düşünüyorum da herhalde öyle bir şey dememiştir Nielsen. Bir muhabirin işgüzarlığıdır diye tahmin ediyorum.
Henrik Nielsen aslında çok kötü bir oyuncu değildi. Beklentinin altında kalması biraz da beklentinin çok fazla olmasındandı.
Dar alanda iş yapacak bir santrfor değildi. Başka bir takımın veya başka bir oyunun bir parçası olabilirdi.
Kimi dedi ki Veysel Hoca ile anlaşamıyor, kimi dedi ki Sakaryalılar Grubu sevmiyor bu adamı, pas atmıyorlar.
Antrenmanlarda iyi çalıştığı, mesleki ahlakı olduğu söylenirdi.
Sarı lacivert çubuklu formayı 19 maçta terletti ve 5 gol attı. Arlarından bi tanesi ceza sahası dışından atılmış güzel bir goldü.
Yunanistan’ın AEK takımında oynarken gol kralı olmuştu ve ardından da İraklis’e transfer olmuştu. Background’u fena değildi.
Fenerbahçeli taraftarlarsa çok severlerdi Nielsen’i. Çok sempatikti, kız güzeli denilen yakışıklı erkekler grubundandı.
Deplasmanlarda ise bu iş tersine dönüyor, “o yana da salla Nielsen Abla, bu yana da salla Nielsen Abla” diye dalga geçiyorlardı kendisiyle.
Allah’tan O hiç bir şey anlamıyordu.
Derken sezon sonunda Henrik Nielsen Fenerbahçe’den ayrıldı.
1990- 1992 yılları arasında ise Fransa birinci ligi takımlarından Lille formasını giydi. 30 maça çıktı, 9 da gol attı.
Daha sonra tekrar döndüğü ülkesi Danimarka’nın Brondby takımında forma giyerken talihsiz bir sakatlık geçirdi ve 28 yaşında futbola veda etmek zorunda kaldı.
Şimdilerde ne yapıyor bilmiyorum, yaşlanmış, kilo almış, o harika uzun saçlarından eser kalmamış.
Futbol yaşantısı kısa sürdü, umut ediyorum ki talihsizlikler yakasını bırakmıştır bu güzel insanın.
Kendisini burdan sevgi ve saygı ile anıyorum.