Ilk 11 açıklandığında belki bir çok kişinin hoşuna gitmiştir. Öyle ya çift santraforun arkasında üç ofansif adam Rossi, Lincoln, Emre. Sağ bekin Ferdi de ofansif zaten. Son derece hücumcu bir kadro kağıt üzerinde. Ancak çok hücumcu atarak sahaya iyi futbol oynanmıyor maalesef.
Ön alanda yaptığımız baskı azalınca bu sefer defolar ortaya çıkıyor. Sadece ama sadece Arao’ya bırakılan orta sahayı rakip kolayca geçebiliyor. Hazır olmayan Luan Peres ve hazır olsa bile çok ağır olan Gustavo Henrique arkasına atılan her topta pozisyon oluyor. Bir de bunlara çok kötü gününde olan Szalai eklenince tüm defans eleğe dönüyor.
O kadar ki, kendimi bir an 32 sene önceki Aydınspor maçında gibi hissettim. O maçta da arkaya atılan her top pozisyon olmuştu neredeyse. Bugün de öyle bir maç olabilirdi belki. Neyse ki yeterli olmasa da 1 puanı kurtarmayı becerebildik maçın sonunda.
Bu kadar riskli bir oyuna neden gerek gördük bilemiyorum. Aslında kolay gibi gözüken Slovacko maçının ilk yarısında bile defans arkasına atılan toplar tehlike yaratmıştı. Belki de onlar bir uyarıydı. Gelmiş geçmiş en hızlı stoper Kim’den gelmiş geçmiş en yavaş stoper Gustavo Henrique’ye geçiş yapınca afalladık. Bir de önlerinde defansif destek olacak tek isim Arao olunca defolar iyice ortaya çıktı.
Her tarafta şu konuşuluyor. Fenerbahçe ön tarafta çok iyi baskı yapıyor. Elbette zaman zaman top kazanıyoruz o baskı sonucu ama hakikaten çok etkili bir presimiz var mı? Valencia dışında rakibi ciddi anlamda rahatsız eden hangi oyuncumuz var? Maçların başlangıcında takım taze iken kaptığımız bir kaç top bizi aldatıyor mu yoksa?
Neyse bugünkü eksikliklerimiz kabak gibi ortadaydı zaten Hocamız Jesus ta görmüştür muhakkak olan biteni. Umuyorum ki bir daha tüm orta sahayı rakibe bırakacak bir düzenle sahaya çıkmaz. Henüz hazır olmayan oyunculara yer vermez. Risk almak iyidir, büyük takımlar da risk alır ama böylesi bile bile lades. Umarım hoca bir daha bile bile lades demez.
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72