O Glorioso, SL Benfica yani Şanlı SL Benfica! Türk futbol kulüplerimizin örnek alması gereken bir kulüpten bahsedeceğim bugün. SL Benfica. Belki de bir model. Belki de yenilikçi bir futbol kültürü teklifi olacak.
Portekiz nüfus olarak ülkemiz ile kıyaslanamayacak kadar küçük bir ülke. Sadece 10 milyon nüfuslu bir ülke. Yani, İstanbul’dan çok daha az nüfusa sahip. Ama, 3 tane çok rekabetkar (SL Benfica, FC Porto, Sporting CP), her yıl Avrupa sahnelerinde bir şekilde başarılı olan kulüpleri var. Bunu sürdürebilir bir şekilde gerçekleştiriyorlar. Bunun alt yapısında ülke futbolu federasyonu ve uygulamaları tabi ki yer alıyor. Gerçi bundan sonraki yazılarımda dünyadaki ülke federasyonlarını inceleyeceğimden şimdilik işin bu kısmına çok girmeyeceğim.
SL Benfica’nın “Develop & Sell” (“Yetiştir & Sat”) stratejisi hem takımlarının sahada başarılı sonuçlar almasına hem de ciddi kar etmesine sebebiyet vermektedir.
SL Benfica şüphesiz Portekiz’in en başarılı futbol kulübüdür. 37 kez şampiyonluğu elde ederken, FC Porto 29 kez, Sporting CP ise 18 kez şampiyonluğa ulaşabilmiştir. Avrupa’da ise FC Porto ile kıyasıya bir rekabet içindedirler.
Peki nasıl oluyor da SL Benfica Avrupa’daki rakiplerine göre göreceli düşük bütçeler ile bu kadar başarılı olabilmektedir?
CEO’ları Domingos Soares de Oliveira’nın belirttiği gibi, futbolda bilet satışı (gişe), pazarlama (sponsorluk, merchandising) ve yayın (medya) gelirleri bir kulübün yaşamında çok önemli bir role sahiptir. Fakat Portekiz gibi nüfüs ve ekonomi olarak küçük bir ülkenin takımı olan Benfica’nın, İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya ve Fransa’nın önde gelen kulüplerinin bu 3 ana gelir kaynakları ile kıyaslandığında onlarla başa çıkmaları mümkün görünmemektedir. İşte bu tespit çok önemlidir. O zaman farklı bir gelirin yaratılması şarttır.
Tam 10 yıl önce büyüme için “oyuncu ticareti” yapmaya karar vermişlerdir. Bu SL Benfica için yeni gelir kaynağı modelidir. Kulüp 2019 yılında, hayatında ilk defa 300 milyon € yıllık gelir elde etmiştir. Karını da bir önceki yıla göre % 40 artırarak 29,4 milyon € kara ulaşmıştır. Gelirin artışındaki en büyük etken Avrupa’nın büyük kulüplerine futbolcu satışıdır. Bu oyuncular Benfica Akademisi tarafından önce keşfedilmiş, geliştirilmiş ve tam anlamı ile işlenmiştir. Her yıl akademiye yatıralan para 10 milyon €’dur.
Oyuncu yetiştirilmesi ve ticareti Benfica’nın ana işidir. Bu özelliği ile Portekiz’de ün yapmıştır.
Benfica’nın planı işlemektedir. Ülkesinde başarılı olup, UEFA Şampiyonlar Ligi ya da Avrupa Liginde başarılı olmaktadır. 2013 ve 2014 yıllarında UEFA Avrupa Liginde final oynamıştır, son 5 yılın 3’ünde ülkesinde şampiyon olmuştur. Temmuz 2019’da 19 yaşındaki Joao Felix’i Atletico Madrid’e 126 milyon €’ya satmıştır. Ardından Raul Jimenez’i Wolverhampton’a 38 milyon €’ya satmıştır.
2019-2020 sezonu öncesi, 24 yaşındaki Raul de Tomas’ı 20 milyon €’ya Real Madrid’den, yine 24 yaşındaki Carlos Vinicius’u 17 milyon €’ya Napoli’den transfer etmelerine ve oyuncu maaşları yıllık 90 milyon €’yu da bulmasına rağmen 170 milyon €’dan fazla kar etmişlerdir. Akademi’nin başına Manchester City’de strateji ve gelişim departmanında 8 yıl çalışmış olan Pedro Marques’i getirmişlerdir.
Tabii, Avrupa’da sadece “Akademi” stratejisini uygulayan tek takım SL Benfica değildir. Ajax, Lille, Lyon, Hoffenheim, Eintracht Frankfurt ve Southampton da aynı strateji ile yönetilmektedir.
Akademi’de 200’e yakın çalışan vardır. En az yarısını eğitmenler, spor bilimcileri, psikologlar, beslenme uzmanları, ve tıbbi çalışanlar oluşturmaktadır. Farklı yaş gruplarında 20 farklı takımdan oluşan 400’ün üzerinde oyuncu vardır. Akademi’de yetişen futbolcular global sahnede zaman içinde yerini alır. Bunlar içinde Felix’i, Manchester City’nin yıldızları Bernardo Silva ve Ederson’u, yine Manchester City’nin umudu Joao Cancelo’yu, Valencia’lı Gonçalo Guedes’i, Lille’li Renato Sanches’i ve Everton’lı Andre Gomes’i sayabiliriz.
Potansiyeli olan çocuklar bulunduktan sonra, yetkin eğitmenler eşliğinde belirlenen gelişim metotolojisi ile sakatlık, uyku, beslenme ve tüm diğer faktörler göz önünde bulundurularak yoğun bir programa tabi tutulmaktadırlar.
SL Benfica’nın Akademesi tüm kaynakların genç yetenekler için seferber edildiği, teknolojiye ulaşımın çok rahat olduğu, başarı için tüm sınırların zorlandığı bir kurum haline gelmiştir.
SL Benfica, Portekiz’in en yetenekli futbolcu adaylarını toplamakla kalmaz, U14 scout ekibi dünya çapındaki tüm turnuvaları da takip eder. Tabii ki, burada karşılarına yine dünya devlerinin U14 scouting ekipleri çıkar. Real Madrid, Barcelona, Juventus, Arsenal, Tottenham, PSG ve Roma’nın U14 scout ekipleri de bu turnuvalarda yıldız adaylarını takibe çoktan almışlardır.
SL Benfica Akademisinin tek bir amacı vardır, o da değerler yaratmaktır. O değerler yaratılır ise, dışarıdan futbolcu almaya çok da gerek kalmaz. O değerler futbol takımlarına maçlar kazandırdıkça yıldızlaşır, yıldızlaştıkça, dünyanın en büyük kulüplerinin dikkatini çeker, çektikçe dünya yıldızları olarak dünyanın en büyük 5 ligine transfer olurlar. Elde edilen gelir yine Akademi’ye yatırılır, yine yeni yıldızlar yetişir. Yani, çark hep böyle işler.
Bunu daha da çarpıcı hale getirmek için size SL Benfica’nın son 6 yıl içinde Akademi’den yetiştirdiği dünya çapında bir 11 oluşturmak isterim. Bu 11’i isterim ki Türkiye’mizdeki kulüplerde oluşturabilsin. Hazır mısınız?
Kaleci: Ederson (Manchester City)
Defans: Nelson Semedo (Sağ Bek-Barcelona), Ruben Dias (Stoper-Benfica), Ferro (Stoper-Benfica), Joao Cancelo (Sol Bek-Manchester City)
Orta Saha: Renato Sanches (Lille), Florentino (Benfica), Andre Gomes (Everton)
Forvet: Bernardo Silva (Manchester City), Joao Felix (Atletico Madrid), Goncalo Guedes (Valencia)
Hal böyle olunca, 2014/2015 sezonundan beri SL Benfica 450 m € transfer geliri elde etmiştir.
Şimdi Akademi’nin 4 temel dayanağını inceleyelim:
1- SCOUTING:
Yetenek gelişimi, Scouting ve kadroya katma ile başlar. Buradaki kritik nokta, oyuncudaki potansiyeli tespit edebilmektir, performansı değil. 8 yaşındaki oyuncuyu izlerken, 10 yaşındaki halini düşünebilmek çok önemlidir.
2- METODOLOJİ:
Akademiye katılan tüm oyunculara kişiye özel bir program hazırlanır. Akademi bir şekilde bir okuldur. Sezon başında, önce oyuncu değerlendirilir. Hedefleri belirlenir. Bu hedeflere göre gelişim göstermesi gereken noktalar ortaya çıkarılır. Bu arada, oyuncunun beslenmesi, okul hayatı ve sosyal ilişkileri de göz altına alınır.
Gelişim nerede ise günlük bazda çok sıkı takip edilir. Sezon sonu geldiğinde hem teknik ekip oyuncuyu hem de oyuncu kendini değerlendirir.
Akademide odak noktası takım değil, oyuncudur.
3- REKABET:
Her oyuncu maç yapmayı sever. Rekabet gelişim sürecinin önemli bir parçasıdır. Maç ve antrenman oyuncunun gelişimi için birbiri ile çok bağlantılıdır. Bu arada, oyuncu ne A Takımına ne de B Takımına ya da ne A Eğitmenine ne de B Eğitmenine bağlıdır. Oyuncu SL Benfica’ya bağlıdır. Tüm mesele oyuncuyu belli bir seviyeye getirebilmektir. Burada rekabet gelişim için sadece bir araçtır.
Şu anda Portekiz 2. Liginde Benfica B takımı oynamaktadır. Bu ne demektir, biliyor musunuz? Benfica B takımı Avrupa çapında bir takımdır. Kutlamak lazım. Gıpta ile bakıp, örnek almak lazım.
4- FIRSATLAR:
İşte bence en kritik kısım. En iyi scouting ekibine sahip olabilirsiniz, en iyi oyuncu gelişim programını da oluşturmuş olabilirsiniz, en iyi kaynakları da sağlamış olabilirsiniz. Ama eğer hazır oyuncuya Benfica’nın A takımında ya da profesyonel üst düzey bir takımda oynama şansını vermezseniz, tüm yatırım ve emekler boşa gitmiş olur. Tabii ki A Takımından beklentiler büyüktür ve herkes baskı altındadır. Burada, Benfica başkanı Luis Filipe Vieira Ferreira’nın duruşu taktire şayandır. 10 yıl önce bu işe baş koymuş ve başarmıştır.
Şimdi gelelim ülkemize. Aslıda, basit bir reçetesi var, sürdürülebilir başarının. Ama bir türlü bu stratejiye odaklanamıyoruz, günü kurtarmaktan. Eğer bir kulübün 3 gelir kaynağı (bilet satışı yani gişe geliri, pazarlama yani sponsorluk ve merchandising geliri, yayın yani medya geliri) bir kulübün yeterli ve sürdürülebilir değil ise, yapılması gereken tek şey akademiye ve scouting’e yatırımdır. Yani oyuncu yetiştirme ve satmadır, geliri ile yine akademiye yatırımdır. Özetle, oyuncu ticaretidir.
Ülkemizde bu 3 gelir kaynağı hiç bir zaman sürdürebilir bir şekilde başarılı olamayacağına göre, ya akademiden oyuncu yetiştirip, kendi kulübünde oynatıp, satacaksın ya da potansiyeli olan futbolcuları dünyanın bir köşesinde başarılı scouting ekipleri ile bulup, getirip, yine kendi kulübünde oynatıp yine büyük paralara satacaksın. Bunu yıllardır, Benfica, Ajax, PSV ve Borussia Dortmund uyguluyor. Türk futbolundaki kulüplerimizin tek çıkış yolu AKADEMİ ve OYUNCU TİCARETİ’dir. Bundan sonraki yazılarımda dünyanın gelir kaynağı olarak önde gelen kulüplerini de gelir kaynaklarının yönetimi anlamında da inceleyeceğim.
Saygılarımla,
mail: halit.giray@abcspor.com
twitter: @halitselimgiray