2006 yılı Denizli’den beri neler yaşadık. Ne üzüntüler, ne travmalar. Her seferinde dedik ki, yaşanmadık ne kaldı ? Fakat hep yeni bir şok, farklı bir hayalkırıklığı geldi başımıza. Bu sefer de olmamış, hiç görmediğimiz bir senaryo gerçekleşti. 1-0 öndeyken penaltı kazandık, rakip 10 kişi kaldı. Biz ise önce penaltıyı kaçırdık, sonra kontakt kapadık. Eksik rakipten tam 4 gol yiyerek tarihi bir yenilgi aldık. Yine yeniden, defalarca yaşadığımız gibi kırıldık, darmadağın olduk.
Bu arada ben bu ”kırılganlık” işinden çok sıkıldım artık. Neyin kırılganlığı bu? Neden sakin kalamıyoruz? Olabilir, penaltı kaçar. Laubalice atılmış bir penaltı olsa da 1-0 öndesin. Rakip 10 kişi. Top sende kalsın. Nasılsa arkada boşluklar bırakacaklar. İlk 11’de çıkartmış olduğun ve hata yaptığın Pedro’yu çıkartsan o anda, orta sahanı kalabalıklaştırsan, rakip gelemeyecek o kadar kolay üzerine. Yine atarsın, yine yakalarsın 2. golü. Ama bir sakin kal. Amatörce defansının arkasına atılan toplarla, sahada fazlayken bu golleri yeme. Milyonlarca taraftarını da bu kadar üzme. İnsanın inanası gelmiyor. Farka gidecek maç nerden nereye geldi.
Halbuki ilk devre hiç te fena değildik. Arda her pozisyonun içindeydi. Biraz heyecanlı ve telaşlı başladı ancak sonrasında maça damga vurdu.Valencia’yı 2 kez kaleciyle karşı karşıya bırakan pasları uzun yıllardır, Oğuz Çetin’den beri görmediğimiz güzellikteydi. Ferdi bildiğimiz gibiydi. Altay’ın da ilk devre çok kritik 2 kurtarışı vardı.
Ancak o dağıldığımız dönemde tüm defans oyuncuları döküldüler, müdahelelerde geç kaldılar. Arao da maalesef çok ikili mücadele ve hava topu kaybetti. O da kapasitesinin altında kalanlardandı. Mert Hakan ise çok iyi mücadele ederek başladı ancak gördüğü sarı kart sonrası ister istemez oyundan düştü biraz. Fakat bireysel oyuncu performanslarından önce takımın dağılmasını konuşmak lazım. Bu kabul edilemez ve maalesef hocaya da yazar.
Eğer tüm derbi maçlarına 3’lü ile çıktıysan ve hepsini de başarısız bitirdiysen bu dünyanın her yerinde eleştirilir. Evet Valencia 2. penaltıyı atsa çok farklı şeyler konuşuyorduk şimdi ama penaltı kaçtıktan sonra dokunamadı hoca oyuna. Müdahele edemedi. Elimizden kaçıp gitmesini seyretti maçın. Maalesef ligin başında çok övmüş olmamıza rağmen, önce Sevilla maçının şimdi de bu maçın 2.yarılarını, bir de Galatasaray maçını yüzüne gözüne bulaştırdı.
Şimdi maalesef yine puan farkı açıldı. Çok büyük bir yara aldık. Hoca da oyuncular da yönetim de eleştiriliyor normal olarak. İstifa sesleri de iyiden iyiye yükselmeye başladı. Bunlar normal. Taraftar çok üzgün ve dolu. Sevilla maçının sonundaki tepkiler aslında bugün olanların göstergesiydi. Önümüzde bizi bekleyen zor ve çalkantılı günler olduğu kesin. Umarım Fenerbahçe için hayırlısı olur. 2006’dan beri yaşadıklarımız bundan sonra son bulur.
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72