Bu başlığı okurken 40’lı yaşlarda olanlarda ufak bir tebessüm belirmiştir. Bizim ortaokul ve lise yıllarımıza denk gelen etrafımızdaki diğer takım taraftarlarından yada bizim nasıl Fenerbahçe’ li olduğumuzu bilen eş dost amca, teyze dahil herkesten duyduğumuz favori sorumuzdur.
Kendimden örnek verecek olursam az hatırladığım Stankovic ve Veselinovic’li şampiyonluklar sonrası 1988-1989 senesinde 103 gollü rekor şampiyonluk ve ardından Parreira ile gelen şampiyonluğa kadar geçen süre. Bu zamanlarda ya şampiyon oluyorduk ya erkenden kopuyorduk . İkincilik çok nadir bir sonuçtu. Ardından Mustafa Denizli şampiyonluğu sonrası aynı durum devam ederken Daum ile başlayan hep zirveye oynayan Fenerbahçe arada sadece 1 sezon ilk ikide yer alınmadı o kadar.
Bu hatırlatmalardan sonra günümüzdeki durumu inceleyelim. Fenerbahçe’ nin tarihinde en erken şampiyonluğunu ilan ettiren hocası Ersun Yanal hepimizin çok bilemeyeceği nedenlerle istifa ediyor. Kendisine teşekkür edip saygıyla anmalıyız. Bundan sonra Fenerbahçe İsmail Kartal ile yola devam etme kararı aldı. İsmail Kartal Fenerbahçe’nin tam anlamıyla içinden yetişmiş bir evladı konumundadır. Burada çok zorlu bir yıl geçeceği net olarak belli olup , ülkemizdeki medya baskısına dayanabilirse Fenerbahçe başarılı olacaktır. Del Bosque gibi bir teknik direktörü yerden yere vuran basınımız İsmail Kartal’ı da eleştirecektir ancak buradaki sorun basınımızın bu işten anlamamasıdır!
Fenerbahçe ne olursa olsun bu sene şampiyonluğun 1 numaralı favorisidir. Bu olaylar Fenerbahçe’de kaos yaratmaz aksine ters kamçı etkisi yapar. Mustafa Denizli nin ikinci sezonun yarısında nasıl gittiğini hatırlarsak bu sene Ersun Yanal’a da aynısı olabilirdi diye düşünüyorum.
Kısacası Fenerbahçeliler merak etmesinler kulüpleri hep zorluğa girip bu zorluklardan her seferinde bir şekilde çıkmıştır.