Sadece anlamak için kulak kabartmanız yeterlidir.
Kızıltoprak Bağdat caddesi trafik ışıklarının hemen yanından başlayan ve doğruca sahile, Kalamış’taki halı sahalara çıkan kısa sayılabilecek bir sokak vardır. Kadıköy’lü olan ya da Fenerbahçe maçlarına giden birçok kişi bu sokağı gayet iyi bilir.
Yıllardır maç öncelerini bu sokakta geçiriyor olmama rağmen sokağın ismini biliyorum. Aslında hiç te merak edip bu sokağı ismi ne yahu diye kafamı kaldırıp sokak levhasına bakmadım. Çünkii o sokağın, benim gibi olan binlerce kişi için bir ismi var: Nazlı !!!
Nazlı nerden çıktı derseniz; Yıllar önce sokağın başına açılan ilk mekanın ismi “Nazlı nın yeri “ olunca sokağın ismi de otamatik olarak öyle kaldı.
Peki burası niye bu kadar önemli? Neden bir yazıya konu olabilir diyorsanız, bunun da cevabı basit.
Okurken abartıyorsun diyebilirsiniz ama inanın 1-2 sezon orada zaman geçirin, direkt olarak neler olduğunu ya da olacağını az çok tahmin edebiliyor olacaksınız.
Fenerbahçe seyircisi çoşkulu ve aynı zamanda Türkiyemizin şu anki yöneticilerine karşı inanılmaz bir şekilde de tepkiliydiler. Sportif tezahüratlardan çok daha önce hiç olmadığı kadar yoğun siyasi içerikli tepki tezahüratları hakimdi. Hem de Turkiye’nin şu anda hiçbir meydanında yapılamayacak kadar açık, özgür ve direkt bir üsluptaydı. Fenerbahçe seyircisi Türkiye’de olan olaylara, yapılan pazarlıklara ve ortaya çıkan gerçeklere tepkilerini çok açık bir şekilde maç öncesi “Nazlı” da saatlerce dile getirdiler.
Maç başladığı andan itibaren, gene anlamsız saha kapatma cezası alacaklarından korktukları için bu tepkilerini 90 dakikalığına içlerine saklayıp, enerjilerini sportif başarıya yönelik tezahüratlar ile sahaya yansıttılar. Sonuç olarak Fenerbahçe çok önemli bir 3 puanı daha hanesine yazmayı başardı ve herşeye rağmen yolunda emin adımlar ile ilerlemeye devam ediyor.
Nazlı’ya dönersek… Birgün maç öncesi gelin ve sadece 5 dakika çevrenizi seyredin. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.