Bugünkü yazı konumuz Mirra Andreeva (29 Nisan 2007)…
Rusya’nın Sibirya bölgesinde Krasnoyarsk doğumlu ve ailesi orada yaşıyor. Tenise orada başlıyor ve sonra tenis imkanları doğdukları bölgede sınırlı diye, 4000 km uzaktaki Moskova’ya gitmek zorunda kalıyor. Tabii ki kendisinden 3 yaş büyük ablası, o da tenisçi olan Erika ile…
Bugün ise Fransa’nın Cannes şehrinde yaşayıp, Fransız koçlar tarafından yetiştiriliyorlar.
Ablası için de kötü tenisçi denemez ama gözüken o ki, boynuz kulağı geçecek, belki de çoktan geçti bile!..
Gençler kategorilerini takip eden bizler, onu az çok tanıyorduk ama O’na tenis dünyasının kapılarını tamamen açtıran turnuva, WTA Madrid oldu.
WTA MADRID, ALEV ALDI
Daha 16’sına girmemişken (turnuvada 16 oldu), (AO JR finalisti apoleti sayesinde) Wild Card ile girdiği ana tabloda ilk turda Kanadalı Leylah Fernandez’i 2-0 ile eledi. Bunun şans olmadığını sonraki turda WTA 15 numarası 26 yaşındaki Brezilyalı Beatriz Haddad Maia engelini de set vermeden geçerek kanıtlarken, 3. turda dünya 19 numarası Polonyalı Magda Linette’yi de yine 2-0 ile mağlup ederek, adeta bu teze cila attı!..
Peri masalı 4’ncü turda Sabalenka duvarına çarparak sona erdi ama, tabii ki güç, fizik ve tecrübe anlamında dünyanın TOP3 raketinden biri olan Belaruslu “en azından bugün için” geçememesi sürpriz olmadı.
ÇOK NET YILDIZ ADAYI
Rus sporcu fabrikasının yeni sürümü için, artık yavaş yavaş yeni Sharapova fısıltıları yükselmeye başladı gibi… Bu yaşlarda çıkış yapıp, sonraları hayal kırıklığı yaratan da çok isim oldu ama bu kızda tek kelimeyle yıldız kumaşı var.
Yaşına göre oldukça soğukkanlı, tekniği (uzak köşeye çizgiye nokta vuruşları), cesareti üst düzeyde ve fiziğine rağmen ayakları da ağır değil. Servis kalitesini geliştirir, biraz daha güçlenip, toplara çok daha sert vurabilirse, ileride (hem de çok değil maximum 2-3 sene içinde) TOP 5-10 raket içinde göreceğimize kesin gözüyle bakıyorum.
MAALESEF, KANAYAN YARAMIZ
Çalışmak, iyi bir coaching ve sistemin önemini, ülkemizin sporda kanayan yarasını da içine alarak yakın zamanda yaşanmış bir örnekle yazımızı bitirelim!…
AO JR öncesi en büyük hazırlık turnuvası Traralgon’da düzenlenir. AO için gelen bütün JR oyuncular o haftayı “sakat değilse” kaçırmaz. İşte bu sene başı, Ocak ayındaki o Traralgon turnuvasının finalini bir Türk kızı oynamıştı, Melisa Ercan ve rakibi de bu bahsettiğimiz Mirra Andreeva olmuştu.
Melisa final maçını 3 sette kazanırken, aradan geçen sürede ki sadece 6-7 ay!!, bakıyoruz bugün, Melisa nerede, Mirra nerede ???
** Zaten 2005 Adana doğumlu kızcağız da bu topraklarda kariyerine devam ederse uzayamacağını anlamış ki, artık Avustralya vatandaşı. Umarım oralarda yolu açık olur ve bizi gururla temsil eder. Ama “bence” en önemli eşik olan 13-16 yaş arasını geçtiği için, bu hamle sanki biraz geç kaldı. Umarım yanılırım.
Sadece Melisa değil, şu an için en öndeki Zeynep-İpek-Berfu hatta herkesi içine alarak. Maalesef Türkiye bir tenis ülkesi değil. Bu sporcularımız nerede ve kimlerle çalışıyorlar? Elit bir coach, maddi destek, sponsor olmadan ne kadar ilerleyebilirsin ki!..
Yani profesyonel tenis, hele de günümüzde tamamen küresel bir ticaret. Bu sistemin bir parçası olabilmek için, sistemin kurallarıyla oynamak bu işin olmazsa olmazı…
Bizim genç sporcularımız kariyer hedeflerine ulaşabilmek için gerekli bütün şartları sağlayabiliyor muyuz?
Bunun cevabını ne yazık ki hepimiz biliyoruz!..
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: burak.belgen@abcspor.com
twitter: @BurakBelgen
