https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

MICHAEL SCHUMACHER JR

Okunması Gerekenler

Michael Schumacher Jr

Bir Hollandalı futbolcu düşünün 7 yıl Ajax’ta yetiştikten sonra, dünyanın en büyük futbol kulüplerinden Barcelona’ya transfer olmuş ve Hollanda milli takımının formasını terletmiş olsun. Bu kariyer yetmiyormuş gibi birde üstüne Manchester United gibi bir İngiliz devinde boy göstermeyi başarsın.

Ajax, Barcelona ve Hollanda milli takımı, üçlüsünden bahsedildiğinde akıllara gelen tek isim var herhalde: Büyük efsane ‘Johan Cruyff’. Ancak maalesef bu tahmin doğru değil. Burada betimlenen kişi ‘Jordi Cruyff’, yani o büyük efsanenin oğlu. Ancak çoğumuz bu üst düzey sayılabilecek kariyerine rağmen onun adını bile bilmiyoruz, hatta bazılarımız için onun oğlu mu varmış? sorusunu bile akıllara getirebilir.

İşte Mick Schumacher veya Michael Schumacher Jr’ın da en büyük talihsizliği bu herhalde.

Yaşadığı ağır kayak kazasının ardından hala cevaplanmamış onlarca soru, bilinmeyen onlarca detay olmasına rağmen F1 dünyasında bir gün yok ki Michael Schumacher’den bahsedilmeden geçilsin veya unutulsun. 7 defa dünya şampiyonu, 91 yarış galibiyeti ve 1566 puan ile 1991-2006 yılları arasında tarihe tanıklık ettik adeta. Kendi hayatında başarıdan başarıya koşan ve sürekli daha fazlasını arzulayan Michael belki de arkadan gelen oğlu için çıtayı ne kadar yükseğe koyduğunun farkında bile değildi.

Biz oğlan çocukları için babalarımız her zaman idol gibidir. Onlar kadar başarılı, onlar kadar dürüst ve onlar kadar zeki olmayı hedefleriz hep. Ancak bu maalesef Mick gibiler için belki de hayatlarının en büyük engeli haline dönüşebilir. Patrick ve Justin Kluivert, Georghe ve Ianis Hagi, Zinedin ve Enzo Zidane. Futbol tarihine adlarını altın harflerle yazdırmış babalar ve onların yolundan giden çocukları…

Belki de hiçbir zaman (onlar kadar) başarılı olamayacaklar. Hayatları boyunca babalarıyla kıyaslanıp, spot ışıklarından kaçamayıp, medya baskısı ve hatta aile içindeki bireylerin kıyaslamaları baskı altında ezilip gidecekler.

Bunlara rağmen Mick adım adım merdivenleri çıkmakta ve başarısını sürdürmekte. İnatçılığı ile İngilizcedeki çok güzel bir atasözü olan ‘Diamonds are formed under high pressure’ cümlesiyle babasına açık açık meydan okumakta.

Kariyerine 9 yaşında karting ile başlayan Mick’in, Formula serisi ile tanışması ise 2015 yılında Almanya F4 ile oldu. Ardından sırasıyla 2018 FIA F3 Avrupa şampiyonu ve 2020 yılında F2 şampiyonu olan Mick şimdi ise HAAS F1 takımı ile en büyüklerin arasına adımını atmış durumda. 22 Mart 1999 tarihinde dünyaya gelen Mick henüz 21 yaşında F1 de en iyilerin arasında, milyonların döndüğü bir organizasyonda boy göstermeye hazır. Ancak babası bir kere çıtayı o kadar yükseğe koydu ki hepimiz bu büyük başarıyı ‘sıradan’ algılar hale geldik.

Peki gelelim o zaman asil soruya…
‘Mick’ten F1 de ne beklemek lazım?’
Bu sorunun aslında çok açık ve net bir cevabi var: İlk yıl için hiçbir şey…

F1 e adim attığı ilk 2016 yılındaki basarisinin ardından 2017 yılında yaşadıkları aerodinamik ve lastik ısısı problemleri önce yaşadıkları güzel günler, ardından ise yaptığı büyük sponsorluk anlaşmaları bir bir elinden kayan HAAS adeta gridin arka sıralarına çakılı kalmış durumda. Bütün F1 takımlarından farklı bir is modeli ile yola çıkan Gunther Steiner ilk yılında başarıdan başarıya koşsa da arkasını bir türlü getiremedi ve bu yıl da getirmesi beklenmiyor.

Sezona iki pilot değişikliği ile giren HAAS Nikita Mazepin ve Mick ile güçlü sponsorlar ve takıma para girdisi sağlamış durumda, ancak mühendisler bu parayı iş gücüne çeviremedikten sonra yine onlar için hayal kırıklıkları ile dolu bir sezon izleyebiliriz. Umalım ki Mick ve HAAS için isler yolunda gitsin.

Şimdilik F1 dünyasından bu kadar…

Sağlıklı günlerde görüşmek üzere…

Hoşçakalın!

Son Haberler

AMATÖRCE

Yedigimiz iki gol de olacak iş değil. İlkinde ortada fol yok yumurta yok. Rakibin ne baskısı var ne pozisyonu....

Benzer Konular