Bazı şeyler vardır hayatımızda; sahip olduktan sonra kıymetini anlarız, internet böyle bir şey mesela. Fasikül fasikül biriktirilen, uğruna küçük ölçekli servetler harcanan, evin en mutena köşesinde özenle saklanan, bayrak gibi nesilden nesile aktarılması planlanan Meydan Larousse’lar, Britannica’ların içerdiği bilgi bugün dünyanın uzayda kapladığı hacim kadar Google arama motorunun içinde. Ancak internete sahip olduktan sonra bu büyüklüğün farkına varırız sonra da “yıllarca nasıl yaşamışız biz internetsiz yahu”deriz. Akıllı telefon da öyle. Pek çok teknolojik alet yine aynen böyle. “Eskiden internet mi varmış, telefon mu varmış” diye bir espri mi diyeyim ama hiç komik değil ya da bir anlayış mı diyeyim artık, ne diyeceğimi ben de bilemedim her neyse işte ondan bu toplumda var.
Hiç bir zaman topla çok becerikli olamadı Kuyt. Bir Babel değildi ama o hep Babel’den daha kıymetliydi. Top tekniği konusu bazı Fenerbahçelileri hayal kırıklığına uğrattı, bu yönü eleştirildi, hatta ismini Stoch’la aynı cümlede kulllananlar bile oldu. Oysa Kuyt’ın meziyetleri Stoch’dan çok daha önemli işlere katkı yapılabilir nitelikteydi. Sağ kanatta oynadığı sade ve basit oyun, üstün defans anlayışı, inanılmaz enerjisi, kendini unutturarak ceza sahasına yapmış olduğu çarpraz koşular ve attığı kritik goller çok daha önemli işlerdi. Bir takımın enerjiye mi ihtiyacı var ? Mesir macunu gibi, daya Kuyt’ı gitsin. O derece yani. Bir diğer önemli özelliği ise tecrübesi ve liderliğidir Kuyt’ın.
Bir Alex, bir Kuyt, bir Van Hooijdonk, bir Roberto Carlos, bir Tony Schumacher bulmak inanın çok kolay değil. Futbol kalitesi anlamında da kolay değil, profesyonellik ve mental anlamda da değil. Bu tip oyuncuların etinden sütünden, tüyünden yumurtasından bir ömür boyu faydalanacaksınız dünya kulübü olmak istiyorsanız. Futbolu bırakması, başka bir takıma transfer olması yolların kesin olarak ayrılması anlamına gelmemeli. Bu oyunculardan kulüpte, gerek bina içinde, gerekse saha içinde mutlaka faydalanmak lazım. Dünya futbolundaki vizyonlarından istifade etmek lazım. Türkiye’yi anavatanı kadar seven, Fenerbahçe aşığı Alex ve Van Hooijdonk gibi çok az yabancı oyuncu gördüm Fenerbahçe Spor Kulübü’nde. Kuyt da bunlardan biridir ve gerçekten çok önemli bir değerdir. İlerki yıllarda mutlaka yolu Fenerbahçe ile kesişmelidir diyebileceklerimizden biridir Dirk Kuyt.
Zira dünya kulübü olacağım iddiasındaysan ve öyle bir bütçen varsa dünya kulübü olmak için dünyaca saygınlığı olan yöneticilere ve abilere ihtiyacın var. Peki saydığımız bu isimlerden kaçı veya hangisi Fenerbahçe Spor Kulübü içinde beyaz yakalı olarak veya bir abi olarak görev yapmayı kabul eder ? Kendilerine güvenilir, işlerine karışılmaz, maaşlı inşaat işçisi veya bir eleman gibi muamele görmeyeceklerinden emin olurlarsa, hepsi de bu camia içinde görev almayı seve seve kabul eder. Peki sizce öyle bir ihtimal var mı ? Yolun açık olsun Kuyt ! Seni hiç unutmayacağız !!
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
bruno.monte@abcspor.com