Başlıkta gördüğünüz Farsça kökenli atasözünü ilk kez, Mevlana’nın Mesnevi adlı eserinde kullandığı rivayet edilir. Türkçe’de “eden, bulur” ve “çalma kapımı, çalarlar kapını” gibi karşılıkları olan bu sözün hikâyesini Google aracılığı ile öğrenebilirsiniz. Kısaca özetlemek gerekirse birine reva gördüğünüz davranış eninde sonunda döner ve onu ilk yapanı bulur. Hayatın engellenemez döngüsü içinde her şey mutlaka başladığı yere geri dönecektir, aynı insanoğlunun da başladığı yere dönmesi gibi.
Bu atasözü nereden aklına geldi diyecek olursanız GS Başkanı’nın GS TV’ye çıkıp Terim’e verilen cezayı yorumlarken bu sözü söylemesi üzerine ben de yazayım dedim. Cezanın miktarı, TFF tarafından kendi medya organlarında açıklandığı zaman, disiplin kurulunun yapısı ve kimlerin mağdur olduğu gibi detaylar, üzerinde herkesin saatlerce tartışıp sonunda mutabık kalamayacağı konular olduğu için burada onları yazıp zaman kaybetmeye gerek yok. Herkesin muhakeme yeteneği var, kendi içinde doğrusunu bulacaktır.
Ama men dakka dukka derken GS Yönetimi’nin biz ne ettik de şimdi bunlarla karşı karşıyayız demesi de gerekir diye düşünüyorum. Şu an hali hazırda TFF’yi yöneten başkanın ve kurullarının seçiminde arkasında duran GS Yönetimi’nin şimdi mağdur edebiyatı yapması pek de doğru bir yaklaşım değildir.
BDDK anlaşması ile ekonomi ve siyasetin birçok paydaşına, en hafif tabir ile göbeğinden bağımlı hale gelen GS’nin, devletin kurumlarına karşı takındığı şiş de yanmasın kebap da üslubu geçmişten beri gelen tüm yönetimlerin yanlış politikalarının ve doğal olarak da iş başındaki yönetimin kötü yönetiminin bir sonucudur. Bu göbek bağı o kadar boynuna dolanmış durumdadır ki, işte bu gibi durumlarda kolunu kaptırmasına rağmen ancak çıkıp TFF’ye karşı azami olarak “kalbimiz kırıldı” diyebilmektedir. Sevsinler senin kalbini!
Rakamlar yanlış değilse Terim bugüne kadar, son aldığı 4 maç ile beraber, 28 maç ceza ve 60 gün hak mahrumiyeti almış. Yani 6 maç daha alırsa toplam 1 sezon neredeyse takımın başında sahaya çıkmamış olacak. Terim’in ilk göreve başladığı dönem olan 1996-2000 yılları arasında toplam kaç maç ceza aldığına bakacak olursak durumu daha rahat yorumlayabiliriz. O dönemde 4 sezon boyunca 2 maç ceza ve 45 gün hak mahrumiyeti almış. İkinci döneminde sadece 1,5 sezonda 15 gün mahrumiyet, üçüncü döneminde 2 sezonda 12 maç ceza ve son döneminde 1,5 sezonda daha şimdiden 14 maça ulaşmış. Benim buradan çıkaracağım sonuç yönetimlerin zafiyetlerinin ceremesini Terim çekmiş ve saha dışına kaydıkça da takımın özellikle Avrupa’da başarısı neredeyse sıfıra yaklaşmış.
Tabi ki Süren dönemini kendi siyasi ve sosyo-ekonomik şartları ile değerlendirmek gerekir ama rakamlar o dönem GS’nin daha iyi yönetildiğinin, 550 senelik bir camianın gücünün daha iyi temsil edildiğinin ve TFF ile ilişkilerde GS’nin “ötekileştirilmesi” gibi bir durumun daha az olduğunun bir nebze olsun kanıtı gibi duruyor. Terim işine bakıyordu, konuşulması gerekenleri söyleyenler yöneticiler oluyordu. Zaman geçti yönetimler işin kolayına kaçıp sorumluluğu Terim’e verdiler, hocanın egosu da taraftar nezdindeki kredisi de yönetimlerin üzerine çıkmaya başladı, kafalar saha dışına kaydı ve olaylar buraya geldi.
Özetlemek gerekirse hiçbir sonuca sebepsiz varılmadı. Bu sebepten herkesin şapkasını önüne koyup ne ettik de bunları bulduk demesi gerekir. Bu sadece GS içindeki paydaşlar için geçerli değildir. TFF’ye zaman verdiğini söyleyenlerin, silah çekmekle tehdit edenlerin, GS’ye saldırmayı yönetim stratejisi olarak benimseyenlerin, kendi önünü süpürmekten aciz olanların hepsinin oturup düşünmesi ve kendine şunu sorması gerekir: Bugün ona ediyoruz ama ya yarın bize…?????
Herkese sıhhat, akıl, huzur ve spor dolu bir hafta diliyorum…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: osman.cetin@abcspor.com
twitter: @msdoc78