Bugünkü yazımızın kahramanı Maurice Tillet, nam-ı diğer “the french angel”…
Saint Petersburg, Rusya.. Tarih 23 ekim 1903… Fransız melek lakaplı efsane güreşçi dünyaya geliyor. Babası 8 yaşında vefat ediyor. Anne de 1917’ler de Rus devrimi ülkeyi sarmaya başlayınca çocuğu da alıp, Fransa, Reims’e kaçıyor.
Önceleri normal bir yaşam, normal ve sağlıklı bir çocukluk geçiren Maurice’in, 17 yaşında vücudunda tuhaflıklar olmaya başlıyor; başı, elleri, ayakları ve göğsünün anormal derecede büyüdüğü fark ediliyor. 20 yaşında da kendisine akromegali (büyüme hormonu fazlalığı) teşhisi konuyor.
1936’da, Litvanyalı profesyonel güreşçi Karl Pojello ile tanışıp Singapur’a gidiyor. Hem fiziki özelliği hem de çok başarılı maçları nedeniyle kısa sürede popüler olup, oradan Avrupa’ya geçip, İngiltere ve Fransa’da iki yıl boyunca güreşiyor.
Asıl hedefi Amerika ama 2. dünya savaşı bunu geciktirse de, sonunda hayallerinin ülkesine gidiyorlar.. 24 Ocak 1940’ta Luigi Bacigalupi’ye karşı Boston Garden’da ilk resmi Amerikan galibiyeti belgeleniyor. 19 ay boyunca yenilmiyor ve “güreşteki en çirkin adam ” olarak anılan efsane sporcu, 1940-42 seneleri arası dünya ağır sıklet şampiyonu ünvanının da sahibi oluyor.
Ama ne yazık ki 1945’te sağlığı giderek bozulmaya başlayınca, eski formundan da uzaklaşınca, son dövüşünü 1953’de yaparak spora nokta koyuyor.
Shrek’e inanılmaz benzerliği nedeniyle, ilham kaynağı olduğu düşünülen ama hiçbir zaman kanıtlanamayan Tillet, 4 Eylül 1954’te, menajeri, hayattaki en ve tek yakın dostu Karl Pojella akciğer kanseri nedeniyle vefat edince, adece 13 saat sonra Maurice de kalp krizi sonucu aynı kaderi paylaşıyor.
2 ebedi dostun cenaze törenine binlerce kişi katılıyor. Illinois, Justice’deki Litvanya ulusal mezarlığı’na yan yana gömülen ikilinin mezar taşında yazan ise; Ölümün bile ayıramadığı arkadaşlar…