MAÇ SONUNU HALA OYNAYAMIYORUZ

İlk karşılaştığımız maçta henüz hazır olmayan Yunanistan sonraki hazırlık maçlarında altın madalyanın en önemli adaylarından biri olduğunu gösterdi. Kadroyu 12’ye indirdiler ve artık takım kimyasını oturtmaya çalışıyorlar, ellerinde çok kaliteli oyuncular var, net olarak son yılın en iyi Yunan milli takımı diyebiliriz. 12 dev adam ise dünkü maçta Litvanya karşısında gösterdiği performansla turnuvada nasıl başarılı olabileceğinin de reçetesini aslında bizlere vermiş oldu. Grubumuzda Yunanistan gibi bir çok silahı olan ve 12 oyuncusundan da faylanabilecek Sırbistan, İspanya ve İtalya var. Bu nedenle bu maçta neler yapabileceğimiz çok ama çok önemli olacak.

Biz Dixon,Sinan,Furkan K.,Ersan,Semih ile sahaya çıkarken onlar da Calathes,Spanoulis,Antetokounmpo,Printezis ve Koufos beşi ile sahadaki yerlerini aldılar. Maça birebir zorlamalarla başlayan millilerimiz hücumda ritmini bulamadı, özellikle Ersan yakaladığı pozisyonlarda Printezis’e karşı etkili olamadı. Yunanistan ise yarı sahayı çabuk geçerek savunmamız yerleşmeden etkili oldu, geri koşmada da zorlandık. Printezis bu kez de hücumda sahneye çıkarak skoru sırtladı, Ersan kötü başladı oyunun iki bölümünde de. Ayrıca penetrelere karşı potamızı savunmada zorlandık, Semih beklediğimiz caydırıcılığı sağlayamadı ilk periyotta. Sinan da savunmada Spanoulis karşısında hiç varlık gösteremedi. Dixon’ın Calathes tarafından oynanan ikili oyunlarda sürekli perdeye takılması ile daha rahat potamıza gitmeye başladılar.Antetokounmpo ve Koufos maalesef sürekli hava sahamızın içinde, savunmaya çalıştığımız çemberin üzerindeydiler! Dixon’nın üçlükleriyle ayakta kalan ay yıldızlılarda koç Ataman Göksenin ve Barış’ı alarak savunmayı sertleştirmek istese de bunu sahaya yansıtamadı oyuncularımız. Topa hiç baskı yapmayan ve savunmada dişini gösteremeyen takımımız savunmaya geldiğinde adam bulmakta da zorlanınca Yunanistan adeta elini kolunu sallaya hücum etmeye başladı ve ilk periyotta potamızda tam 29 sayı gördük.

İkinci periyodun başında Doğuş ve Göksenin ile ön alanda yaptığımız etkili baskı onları biraz zorlasa da pota altında Furkan A.’e karşı bu kez Bourousis ile skor bulmaya başladılar. Melih hücumda önemli katkı verirken Zisis karşısında savunmada zorlandı. Tecrübeli guard Calathes’in bıraktığı yerden tepe ikili oyunlarını çok verimli oynadı, onun savunmasındaki rotasyonlarda problem yaşadık. Ayrıca özellikle hücum ribaundlarında bize net bir üstünlük kurdu Yunanistan.

Dixon’ın kenarda olduğu bölümlerde ikili oyunları organize edemediğimiz gibi Furkan A.’derin alçak posttan silahı olmaması da iç dış dengesini sağlamamızı engelledi, potadan uzaklaştık ve Melih’in birebir zorlama üçlüklerine kaldık. 3 sayılık atışlarda da isabeti yakalayamayınca farkın bir türlü çift hanelerden uzaklaştıramadık.

İlk yarının son bölümünde bu kez Doğuş ve Birkan’ın yaptığı yıldırıcı baskıya Melih de eşlik edince üstü üste çaldığımız toplar ve onları zorlama atışlara itmemiz ile farkı 3 sayıya kadar indirdik. Bu arada kendine gelen Furkan A., savunmada pota altındaki kararlılığını gösterirken hücum ribaundlarını da forse etmeye başladı. Savunma kaynaklı yakaladığımız 10-0’lık seri ile “geri geldik”. İkinci periyotta sadece 8 sayı yedik, potamızı kapattık.

İkinci yarının başında Dixon’a karşı Yunan guardların alçak postta pozisyon almalarına karşı Semih dip çizgiden yardım getirerek bu opsiyonlarını kapattı ayrıca birebirde Bourousis’e de şans tanımadı. Savunmada ikinci periyottakki gibi istekli ve enerji dolu başladık fakat hücumda yaptığımız basit hatalar skor bulmamızı engelledi. Ersan’ın hücumda sorumluluk alması ve bu kez Printezis’e karşı yüzü dönük potaya giderek etkili olması ile beraber üç sayılıklardan da isabet bulunca takımımızı rahatlattı.

Göksenin ise savunmada ortaya koyduğu eforun yanında hücumda da tempo yaptığımız ve açık alanı yakaladığımız her pozisyonda rakip potanın altına ilk giden isim oldu. Dixon’ın da top baskı konusunda Göksenin ve Sinan’ın temposuna ayak uydurması Calathes ve Spanoulis oyundayken dahi Yunanistan’ın 3 kere üst üste 24 saniyenin ancak sonlarında top kullanmasına neden oldu. Tabi bu savunmanın etkili olmasındaki bir diğer önemli etken de ilk yarının aksine Semih’in caydırıcılığını sahaya yansıtması ve Ersan’ın yardımlara zamanında gelmesiydi.

Dixon’ın tepeden oynadığı ikili oyunlar sonrası 3 sayı çizgisindeki boş ismi bulmamıza rağmen bir türlü isabeti bulamadık, bunun yanında yorulan Semih’e karşı Koufos her iki pota altında da üstünlüğü ele alınca tekrar Yunanistan’ın öne geçmesine izin verdik. Furkan A. hamlesi sonrası potamızı tekrar iyi savunup geçiş hücumlarını yakalamaya başladık, Doğuş da Yunanistan’ı hareketlendiren Spanoulis’e yaptığı harika baskıyla yine takımımızı ateşleyen isim oldu.

Set hücumlarında üretemeyen Yunanistan’da 4.periyodun başında Antetokounmpo hamlesi gelince ilk yarıda olduğu gibi onun katlarını ve topu alır almaz potaya müthiş atletizmi ile direk potaya gidişlerini durduramadık. Koufos’un kenarda olduğu bölümlerde Bourousis de ondan beklenmeyecek şekilde potasını çok iyi savundu penetrelerimize karşı, skor bulmakta zorlandık.

Sinan-Melih-Doğuş ile ortaya koyduğumuz baskı tekrar kendimize gelmemizi sağladı. Sinan’ın bulduğu üçlük ve ikili oyun sonrası Semih’e yaptığı asist de hücumdaki kısırlığımızı yenmemizi sağladı. Ancak Zisis’in tepeden oynadığı ikili oyunlar sonrası bulduğu orta mesafe şutlara bir türlü engel olamadık, Melih perde sonrası adamını bulmakta çok zorlandı. Periyodun son bölümünde faul çizgisinden de kritik atışlar kaçırdık ve Yunanistan’ın takım faulünü erken doldurmasını değerlendiremedik.

Son bölümde savunmayı yine istediğimiz seviyeye getirdik ve Ersan ile Semih arasındaki köprüyü ilk defa verimli kullanmaya başlayınca maça da tekrar ortak olduk. Semih’in savunmada da varlığını hissetirmesi çok önemliydi. Ancak hücumda yaptığımız basit hatalar ve yine maç sonu oynayamama krizine yakalanmamız Yunanistan’ın ekmeğine yağ sürdü. 18 saniye kala 2 sayı gerideyken faul hakkımız dolmadığı halde inatla faul yapmamamız ve üstelik bunu bir de moldan gelip yapamamamız gerçekten inanılmazdı!