Türkiye’nin, kazanmış olduğu 50 adet ünvan ile (20 Lig, 15 Türkiye Kupası, 13 Süper Kupa, 2 Avrupa Kupası) “Kupa Beyi” olarak adlandırılan takımı Galatasaray ile sezonun Şenol Güneş antetli flaş ekibi Bursaspor yılın finalinde karşı karşıya geldiler. Sarı-kırmızılıların 4.yıldız rehavetini yaşadığı fazlasıyla hissedilirken, Bursaspor takımı oyuncularının ise son derece konsantre, hırslı ve de istekli olduklarını gözlemledik.
Öyle ki ilk 10 dakika yeşil-beyazlılar rakibine adeta nefes aldırmadı ve sürklase etti. Sözkonusu anlarda ise futbolun cilvesi olsa gerek, zayıf halka olarak görülen kaleci Sinan takımını yaptığı kurtarışlarla maçın içinde tuttu.
İlkyarıda Galatasaray takımı oyuncularında mental açıdan toptan bir konsantrasyon bozukluğu, taktik açıdan ise tam bir başıbozukluk hakimdi. Özellikle ortasahada hiçbir direnç ve sertlik gösteremediler. Bursaspor’un yumuşak karnı ise eksik futbolcularından ötürü stoper bölgesiydi ve nitekim bunun handikapını yaşadılar. Şener’in de pozisyon alma ve defansif müdahelelerde ciddi eksikliklerinin olduğu gözlerden kaçmadı. Yeşil-beyazlılar hem set oyununda, hem de rakibi eksik yakaladığı hızlı hücumlarda etkili olabilen bir takım. Defans arkasına uzun sürpriz toplar atarak kanat oyuncularını pozisyona sokmak da diğer bir gol arama taktikleri olarak göze çarptı.
Ayrıca şut tehdidi olan çok sayıda oyuncuya sahip olmasının yanında, Volkan ve Bakambu gibi dribling ve çalım özellikli, kendi pozisyonunu yaratan oyunculara da sahipler. Ezcümle çok çeşitli hücum aksiyonlarına sahip, savunulması zor bir takım Bursaspor. Nitekim ikinci yarı Galatasaray 18’inde oynandı desek yeridir.
Galatasaray ise Sneijder’in pek de ortalarda olmadığı bir karşılaşmayı yine savunarak ve oyunu sahasında kabul ederek kazandı. Sabri’nin yine alanını kapatamadığı, sıkça yerini kaybettiği, Telles’in ise birkez daha; hakkındaki soru işaretlerini perçinleyen, çok kritik bir müdahele hatası yaptığı bir oyun oldu. Yasin formunun zirvesinde, yine oyunun kaderine etki etti. Ancak kendini yere bırakarak star statüsünü koruyamayacağını bilmeli.
Kaptan kusursuzdu ve kupayı çok istediği her halinden belliydi. Bu; arkadaşlarını da kamçıladı ve adeta O’nun peşinden sürüklendiler. Kral Burak ise yakışanı yaptı! Melo, Hamit, Hakan gibi çok tecrübeli oyuncuların fark yarattığını ve dengeyi sarı-kırmızılılar lehine bozduklarını gördük.
Galatasaray’ın bu zayıf rotasyonla, hem de son haftalara kadar 3 büyüğün potada olduğu bir sezonu çifte kupayla kapamasının tek izahı olabilir: Klübün genlerinde olan “winner” karakteri!
Şampiyonluklar Kupa Beyi’ne şüphesiz çok yakıştı. Tüm Galatasaraylılara hayırlı uğurlu olsun!
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : gokhan.hasimzade@abcspor.com
twitter : @portaporta700
