KORKAK GÜNEŞ BATTI
Güneş gene battı.
Sun Tzu yıllar önce demiş ki:
“Aslanın karşısındaki tavşanlar ordusu, tavşanın komutasındaki aslanlar ordusundan daha iyidir.”
Yani, “takımınız çok güçlü, yetenekli, kadro derinliğine ve disipline sahip birçok futbolcu bulunabilir ama sırf teknik direktörünü korkularınız yüzünden harekete geçemez, takımınızdaki futbolculara da bu duruma sürüklerseniz başarısızlığı tek başınıza üstlenmiş olursunuz.” Diyor SunTzu Şenol Güneş’e. İşte bu Şenol Güneş’in Fenerbahçe karşısındaki durumu. Hep ezik. 8 defa öne geçtiği Fenerbahçe maçlarında hep puan kaybetti. Sonra da dünkü gibi eveleme geveleme: “ Bizim için 2 puan kayıp, bilmiyorum Fenerbahçe için nedir? Fenerbahçe büyük takımlara karşı iyi motive olabiliyor.” Ay canım benim, ne tatlış değil mi?
Maç başında da bu özelliğini bildiği için, nefes aldırmadan bombalayayım Fener’i dedi. Çünkü bir toparlanırsa Fener, Beşiktaş değil kendi toparlanamayacaktı. Müthiş başladı Beşiktaş, takdir etmek lazım. Özellikle Gökhan Gönül’ü. Yerden kalmayarak, penaltıyı gözüne soktu hakemin. Öyle yattı. Sonra kalktı, çünkü penaltıyı aldı. Burada penaltı penaltı, lafım ona değil, lafım tecrübeye. Bravo..
Bu sıralarda Fener’in kırılganlığı net olarak görüldü. Bir başka nokta da lider ve kavgacı futbolcu eksikliği. Bu hezimetten kimse uyandıramadı. İşte bu zamanlarda ihtiyacımız olan kavgacı, birbirini iten ve “olm ne oluyor” diyen topçu yok Fenerbahçe’de, ne yetenek olarak ne karakter olarak. Volkan’dan ümitliydim ama o da bacağına aldığı darbe yüzünden odaklanamadı. Gene de tek o, diğerleri ne oluyor modunda kaldılar. Bu arada Ersun Hoca da “ben bunların ağzına bir edeyim” diyerek bekledi sanırım değişiklikleri. Yani umarım öyledir, yoksa ne yapacağına karar veremedi demek istemem.
Bu arada Dubai’den 4 farklı whatsapp grubu ile maçı takip ediyorum, küfür limitsiz ama kimse de yatalım bu böyle gider demedi. Takımdan kime güveniyorduk bilemiyorum ama ben Şenol’un korkaklığına, Ersun’un memleket tanımasına güveniyordum.
Devre arası ne dedi bilemem ama Şenol Güneş Ayew ve Valbuena değişiklikleri ile titremediyse ben de başka bir şey bilmiyorum bu hayatta. Anlamadı ki, Ersun ha 3 ha 5 demiş. Bunu böyle okusa, zaten maçı 6-0 bitirirdi. Ama onun içindeki korkaklık ve eziklik Ersun’un hamlesi korkuttu. Yoksa Valbuena da Ayew de dökülüyor bu yıl. Ama Şenol korktu ve takımına da yansıdı. Maç 3-3’e geldi.
Burada da iki hocanın da devre arası konuşarak iletişimde iyi olduğunu, ama stress anında sahadaki takımla iletişimde problemi olduğu ortaya çıkıyor. Ersun için bu sene günahı olmaz ama Şenol’un acil psikoloğa gitmesi lazım. Uzanıp bir koltuğa,
- İçimdeki Fenerbahçe korkusunu yenmek istiyorum demesi lazım. Sarı Lacivert çizgili forma benim kimyamı bozuyor. Yardım diye bağırması lazım.
Ya da milli takım hocalığına geçiş yapıp, sonrasında da hayatında Fenerbahçe karşılaşması yaşamdan emekli.
Şimdi aklınıza tabiki Burak’ın direği bulan topu ve Volkan ile karşı karşıya kalmasından biri gol olsa maç tekrar kopardı gelebilir ve doğrudur. Ama benim aklıma da Dirar’ın golünü önleyen Mirin geliyor. Ve daha da önemlisi Şenol’ün “ulen şimdi kimse bana bir şey atmaz, ne yapsam acaba” der bakışları da. Ersun’un 3-3’e yeter deyip takımı yavaşlatması da. E o da ne bir Veseloviç, nme de elindeki kadro da o kalite de değil.
Güzel bir derbi oldu. Teşekkürler
Son söz, Beşiktaş Fenerbahçe’yi, Şenol Güneş teknik direktörü olduğu sürece zooooor yener. Psikolog lazım.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: yakup.borekcioglu@abcspor.com
twitter: @Yborekcioglu
