Yarı finaller tüm heyecanıyla sürüyor.
Miami Heat – Brooklyn Nets serisinde üstünlük 2-1 ile Miami’de. Son 3 yılın finalisti, 2 yılın sampiyonu olan takım maç içinde performans ayarlaması yaparak devam ediyor. Takım halinde çok tecrübeliler ve buraları çok iyi biliyorlar.
Bu seride favorimiz olan Miami Heat ile Brooklyn Nets arasında oynanan sezon içi maçlarına baktığımızda Nets’in ciddi bir üstünlüğü vardı ama tüm maçlar az farkla bitmişti. İş ciddiye binince Heat gerçekten farklı oynadığını bu seride tekrar gösterdi.
Brooklyn’de pivot Brook Lopez’in yokluğu da Miami için büyük avantaj. Nets’in oyunu içeri yıkmayı planladığı bir aşamada bu yetersiz kalıyor. Ayrıca Deron Williams bu takımın dinamosu ve eskisi gibi oynayamıyor ama Shaun Livingston onun yerine aldığı dakikalarda fena oynamadı. Joe Johnson ve Paul Pierce sayesinde seriye tutunmaya çalışıyorlar. Teletovic’in son maçtaki ekstra 4 üçlüğü onların ilk galibiyetlerini almalarını sağladı
Bugünkü maç gene Nets’in evinde olacak. Miami bir gömlek üstün gözüküyor. Bu maç olmasa bile sonunda finale daha yakın olan takım Miami Heat.
Miami’de her zaman takım konsantrasyonu çok önemli. Onu kaybetmedikleri sürece seri 4-1 veya 4-2 bitecek gibi gözüküyor.
Indiana Pacers – Washington Wizards serisinde Indiana, 3-1 önde ve nihayet eskisi gibi savunma yapmaya başladı. İlk maçı evinde kaybeden Pacers için hepimiz tekrar bir krize dönüş mü var diye düşünürken, bir sürpriz yaşadık ve Roy Hibbert’ten büyük bir patlama geldi. 28 sayı, 9 ribaunt ile tek başına maçı aldı diyebiliriz. Maçı adeta domine etti. Üçüncü maçta; 14 sayı 5 ribaunt, 4.maçta ise; 17 sayı 9 ribaunt ile oynadı. En önemlisiyse artık Hibbert’ın oyuna dahil olmasıyla Indiana eski günlerine geri dönüş sinyali verdi.
Pacers böylece deplasmandaki 2 maçta da Wizards’ı yenerek 3-1 öne geçti. Eğer biraz daha silkelenebilirlerse, kim bilir belki o merak ettiğimiz Indiana – Miami finalini tekrar aynı heyecanla beklemeye başlayabiliriz.
Washington Wizards, Chicago Bulls serisindeki konsantrasyonunu biraz da Pacers’in esas uzmanlığı olduğu ama uzun süredir yapamadığı savunma hareketliliği sayesinde kaybetti.
3. maçta Wizards evinde ancak 63 sayı atabildi. Kopuk kopuk oynuyorlar. Normal sezonda da böyle devamlılık sorunu yaşıyorlardı. Chicago serisinde istekli, arzulu ve iyi hazırlanmış gözükmüşlerdi maalesef şu anda hayal kırıklığı yaratıyorlar. Bunda tabii ki John Wall’un beklentinin çok altında oynamasın da büyük etkisi var.
Buna karşın Pacers’ta Paul George’un giderek yükselen grafiğini izliyoruz. Son maçta 39 sayı 12 ribaunt ile süper star gibi oynaması sayesinde artık serinin gidişatı değişti. Şu anda rüzgarı arkalarına aldılar. Tekrar bir bunalım yaşamazlarsa final yakın. 4-1 veya 4-2 olabilir.
Bakalım Miami Heat’in Doğu’daki egemenliğini sonlandırmak için kurulan bu takım istenileni yapabilecek mi? Fakat hala sorunlarını tam çözdükleri söylenemez.
Batıdaysa; Tecrübeli San Antonio Spurs ile gençlerden kurulu ve biraz da acemi diyebileceğimiz Portland Trail Blazers karşılaşmasında, Spurs 3-0 ile önde.
Daha önceki yazılarımızda da dediğimiz gibi bir önceki turda Dallas serisinden ders çıkaran San Antonio, kaybedebileceğini anladığından beri çok daha etkili bir oyun oynamaya başladı. Bir önceki seride yaşadıkları şaşkınlığı üzerlerinden attılar. Zaten gerek tecrübeli koçları gerekse de oyuncuları bu atmosfere alışkın. Böyle giderse Spurs çok rahat bir şekilde finale yükselecek.
Portland Trail Blazers tabii ki iyi bir takım. LaMarcus Aldrigde önderliğinde ilerliyorlar. Ama karşılarındaki Spurs iyi bir sistem takımı. Çok iyi hazırlanıyorlar. Son maçta 25/25 faul atışı kullanmış olmaları onların ne kadar istekli ve hazır olduklarının bir göstergesi. Ayrıca aynı maçta Portland Trail Blazers’ta 20 sayı ve üstü atan 4 oyuncu varken, San Antonio Spurs’de sadece 1 kişi var. Tüm bunlar sistemin ne kadar iyi çalıştığının bir göstergesi.
Portland bir önceki turda Houston’un kötü savunması nedeniyle iyi gözükmüştü ama karşılarında San Antonio olunca bu sefer her istediklerini yapamadılar. Özellikle Houston karşısında çok rahat şut atmışlardı. Ama Spurs şutörleri rahat bırakmıyor.
Aldridge, Splitter ile boğuşuyor ve performansı düşüyor. Spurs hücumu sürekli hareketli ve Blazers onları yakalamıyor. Mesela Dallas serisinde, temel işlerden biri Tony Parker’ı durdurmaktı ve bunu Shawn Marion ile yapmışlardı, fakat burada Lillard Parker’i savunmaya çalışırken yoruldu ve hücum gücü düştü. Kaldı ki savunmada çok başarılı birisi de değil.
San Antonio Spurs seriyi 4-0 veya 4-1 bitirecek gibi. Geçen sene avuçlarının içinden kayarak bıraktıkları şampiyonluk kupası, bu oyunla onlara yakın gibi gözüküyor.
Gelelim en çekişmeli giden Oklahoma City Thunder – Los Angeles Clippers serisine. Bu seride durum 2 – 2 oldu ve şimdi gene Oklahoma’nın sahasına gidiliyor.
Son maçta büyük bir farkla geriye düşen Clippers, Chris Paul, Blake Griffin ve özellikle Darren Collison’ın ekstra sayıları (18 sayı) sayesinde seriye tutundu.
Thunder’da halen Kevin Durant ve Russel Westbrook dışında sürekli katkı yapabilecek oyuncu bulunamıyor. Scott Brooks devamlı Derek Fisher ile Caron Butler’dan medet ummaya çalışıyor. Ibaka ve Perkins’in savunması sayesinde onların oyununu rahatlatıp gerçekten bir yerlere taşıyor ama yeterli olmuyor. Hele ki takım sürekli bu ikilinin eline bakarak oynaması, Westbrook’un yırtıcılığı ile Durant’in öldürücü şutları sayesinde saldırgan bir hücumları var, bu nedenle kesinlikle ritim kaybetmemeliler.
Bu serinin can damarı Chris Paul’un neler yapabileceği. Onun oyuna katkısının devam etmesiyle birlikte Blake Griffin ve en iyi 6. Adam ödülünü alan Crawford iyi şut atmaya devam ederse bu seri 7. maça gidecektir.
Herkese sevgiler.