Fahişeleri ve Çingeneleri çok severim, ikisi de namuslu ve milliyetçi ayağına yatmaz der Charles Bukowski. Namuslu, delikanlı, milliyetçi ayağına yatıp, Aziz Yıldırım’a, Emre’ye sallayanları bugün aramızda görememekten dolayı oldukça memnunum. Delikanlı adama 9 ay 10 gün ceza mı olur, Zuhahahha !! diyorum ve takım arkadaşını döven, tarikat kuşu, dini bütün mü’min kardeşime de selam çakıyorum. Allah’a bin şükür bizim takımda değiller. Maçla bir alakası yok da, içimde kaldı. Bırakın iki çift laf edeyim.
Ritmini bulmaya başlayan Fenerbahçe’nin farklı kazanacağını düşündüğüm ama aynı zamanda hakem tarafından anormal bir şekilde katledilmeye çalışılacağımız bir maç oynayacağımızı tahmin ediyorum maç öncesi. Molde maçının Bursa’lı kahramanlarından hiç biri ilk onbirde yoktu. Umutla bekliyoruz. Trabzon beraberliğe razı bir şablonda başladı. Önce rakibin hızını keselim demiş hoca, sonra Ekici, NDoye, Yusuf, Erkan gibi silahlarımla ağır Fenerbahçe savunmasının arkasına bir şekilde sarkarım demiş İlk 10 dakikada istediklerini de sahaya yansıttılar. Ozan, Volkan lazım gibi fikirler zihinlerde tam dolaşmaya başlamıştı ki, Diego-Alper paslaşmasında ceza sahasına gelen ortaya 11 numaralı Nani, 11 Numara bir vuruş yaptı, gol değil boru derler ya; işte aynen öyle bir şekilde top ağlarla buluştu ve gol Fenerbahçe öne geçti.
Golü yiyen Trabzon daha fazla hücum düşündü, maç tenis maçına döndü bir ara ancak iki takımda etkili pozisyonlar geliştiremedi. Cavanda iyi bir savunma beki, Alper’e geçit vermedi.Trabzon sol beki Alper de çok acemi. Durum böyle olunca Fenerbahçe sağdan yüklenmeyi tercih etti; Nani ve Gökhan Trabzon sol kanadını felç etti ve çaresiz genç Alper 40.dakikada oyun dışı kaldı. Nani’nin Alper’i çalımlayıp Van Persie’ye kestiği bir top var ilk yarıda, kaleci Onur çabuk uyandı, Van Persie’nin kale sahasında bomboş Diego ile buluşturduğu bir top var, Diego akıl almaz bir şekilde topu üstten dışarı attı iki adımdan; Onun dışında çok tehlikeli diyebileceğimiz bir pozisyonu olmadı Fenerbahçe’nin. Fenerbahçe iyi oynadı ilk yarıda, skor daha fazla olmalıydı. Van Persie yeterince buluşamadı topla. Bir maç tenis maçına döndüyse Ozan ve Volkan sahada olmalı. Özellikle Ozan hep topla dikine gidiyor hem de çabuk oynayarak topun hızını artırıyor.
Trabzonspor’un hocası , Özer ve Ekici’yi kenara alarak başladı ikinci yarıya ve Trabzon orta sahasının NDoye’le bütün bağlantısı koptu. Topu ileriye taşıyamadılar. Maç tek kale maça döndü. Bu takıma bir otobüs gol atmak lazım ki, otobüse silahlı pusu kurmak neymiş görsünler ama Fenerbahçe 61.dakikada Diego’nun yakın mesafeden atamadığı top dışında bir pozisyon bulamadı. İki ön liberoyla pozisyon bulamazsın. Topa sürat kazandırman lazım, çabuk ve dikine oynamak lazım. Pereira’nın Ozan hamlesi yapması lazım, o önce Volkan, ardından Fernandao hamlesi yapmayı tercih etti. Kapasite meselesi.
Set oyunuyla kontratak oyun planı arasındaki farkı dahi bilmiyor, ardından da Markoviç’i oyuna aldı. Alan daralmış, tempo yapman lazım, topu ortadan çabuk taşıman lazım kanat oyuncusu oyuna alıyor, üstelik de Diego’yu alıyor kenara. Allah akıl fikir versin. 87.dakikada kornere çıkan top, taç oldu; taçtan gelen topu da Nani Fernandao’nun kafasına kesti ve Fenerbahçe skoru 2-0 yaptı ve liderliği kaptı. İki çift laf da hakem Deniz Ateş için etmem lazım. Salih Dursun sahada dursun diye ne çaba verdi, Markoviç hiç bir şey yapmadan sarı kart gördü, yazık ki ne yazık.
Liderlik çok farklı bir motivasyon kaynağıdır, çok mutlu olduk ama şu Trabzon’u paçavraya çevirmemiz lazımdı ben yine papağan gibi aynı şeyi söylüyorum; gol “tufan” ı için Ozan lazım. Nani’nin kadife ayaklarını da Allah nazardan saklasın !!
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : bruno.monte@abcspor.com
twitter : @BrunoMonte1907