Haftalardır bütün spor camiasını meşgul eden bir konu var. Gökhan Gönül Fenerbahçe’de kalacak mı, kalmayacak mı? Aziz Yıldırım’ın mali kongrede ki konuşmasından sonra bu sorunun yanına bir de Mehmet Topal eklendi. Daha önce anlaşıldığı söylentileri dolaşan Mehmet Topal’ın da Fenerbahçe’den ayrılacağı sözleri dolaşıyor kulislerde artık..
Bu iki futbolcunun gerek oyunları gerekse karakterleri olarak eleştirilecek hiçbir tarafları yok. Yeri gelmiş iyi performans sergilememiş olabilirler. Ancak sahaya sürdüğünüzde yüzde yüzlerini verdikleri hakkında kimsenin bir şüphesi yoktur.
Mehmet Topal ülkemizin yetiştirmiş olduğu en iyi ön libero desek yanlış söylemiş olmayız herhalde. İspanya daki oyunu ile örümcek lakabını almış bir futbolcumuz. Gerçekten de İspanyollar lakabını iyi bulmuşlar. Her yere ya ayağını ya kafasını uzatıp bir şekilde topa müdahele ediyor. Son yıllarda pek göremesek de aslında uzaktan çok etkili şutları var. Sıkıştığında stoper oynatabilirsin. Fatih Terim bunu milli takımda birkaç kez denedi. Çok da iyi performans aldı. Birkaç mevkiide görev yapabilen futbolcu her zaman avantajdır. Saha içinde futboldan başka bir şey düşünmez. Centilmendir. Gördüğü kartlar futbolun gereğinden öte gitmez. İyi ve yardımsever bir insandır. Eksikleri yok mu var tabii ki.. Topu oyuna sokmakta zorlanır. Ofansif oynamayı pek beceremez. Bunu derken aklıma Braga maçında attığı gol geliyor. Bu yetenek var aslında ama geliştirilmemiş. Yoksa attığı o golü herhalde ancak Messi atabilirdi! Dünyada defansif orta saha furyası geçmişte kaldı. Artık orta sahalar hem defansif hem ofansif oynayan futbolculardan kuruluyor. Tony Kross, İniesta, Yaya Toure, Martinez, Sergio Budgets, Mascherano, Rakitiç, Modric, James Rodrigez, Götze, Thiago, Xabi Alonso gibi. Bu isimler daha da çoğaltılabilir. Ülkemizde ise buna benzer Selçuk İnan, Ozan Tufan, Atiba, Bilal Kısa gibi ender futbolcular var. Mehmet Topal ile bazen bir eksik oynarsınız bir fazla. Ama her zaman için kadronuzda bulunması gereken bir futbolcu.
Gökhan Gönül ise son yıllarda ülkemizin yetiştirmiş olduğu en iyi sağ bek. Sağ açıktan dönme bir sağ bek. Hücumu seviyor. Sürekli ileri geri oynayabilen, maçın sonunda bile depar atarak atağa kalkabilen bir oyuncu. Topu ayağınıza aldığınızda sağ tarafa ileri doğru atmanız yeterli. Gökhan orada olacaktır. İleri çıkışlarında her ne kadar Fenerbahçe o kanattan pozisyon verse de rakipler oradan atak yapmak yerine o kanadı savunmayı ön planda tutmak zorundadırlar. Gökhan ileride anlaşabileceği bir sağ açık bulduğu takdirde rakibin o kanadını felç ederek savunmadan başka bir şey düşünmelerine imkan vermez. En büyük özelliklerinden birisi de savunmayı rakip alanın en ucunda başlatmasıdır. Onun bu özelliği boşalttığı alandan çok fazla atak yememesini sağlar. Çünkü kaybettiği topları çoğunlukla tekrar takımına kazandırır. Karşısındaki rakip topu ya taca atar ya da gelişi güzel vurarak uzaklaştırmak zorunda kalır. Rakip pasla çıkabilirse işte o zaman pozisyon verir. Böyle hücumcu bekler büyük takımların vazgeçilmezidirler. Oyunun büyük bir kısmını rakip sahada oynadığınız için böyle oyunculara ihtiyacınız vardır. Gökhan’ın eksikleri yok mu. Var tabii ki.. Çok sık sakatlanması. Sahada harcamış olduğu enerjinin karşılığını alamaması. Mükemmel bir ileri çıkışının ardından yapmış olduğu kötü bir orta ile atağı olumlu sonlandıramaması. Tıpkı Mehmet Topal gibi o da bir centilmen ve iyi bir insan. O da sahada futboldan başka bir şey düşünmeyenlerden. Avrupada ki üst düzey takımlara bakarsak Dani Alves, Philipp Lahm, İvanoviç , Bacary Sagna, Sergio Ramos gibi oyuncular bu alanda fark yaratmışlardır. Bu örnekleri de çoğaltabiliriz. Her takım için gereken bir futbolcudur Gökhan Gönül de..
Aziz Yıldırım mali kongredeki konuşmaları ile bu iki futbolcuyu da taraftarın önüne atmıştır. Yapılan pazarlıkları açıklamış futbolcuları paragözmüş gibi algı oluşturmuştur. Futbolcuların kalbini kırmıştır. Gerek Mehmet Topal gerekse Gökhan Gönül’ün bu açıklamalardan sonra takımda kalmaları zor gözüküyor.
Aziz Yıldırım geçen sene paraları bol keseden dağıtırken bu sene söz konusu Türk yıldızlar olunca 250 bin Euro fazla para ödeyerek onları takımda tutacağına açıklamaları ile takımdan kopmalarına sebep olacaktır. Neymiş menejerleri ile görüşmezmiş. Nani ya da Van Persie’ye söylesene bunu. Ya da başka herhangi bir yabancı futbolcuya. Kendi değerlerimize sahip çıkacağımıza onları kurtlar sofrasına atıyoruz.
Bu iki oyuncu da Fenerbahçe den ayrılmayı kafalarına koymuşlar ama bahane arıyorlar gibi geliyor bana. Ya da fiyat yükseltmek için için bu şekilde davranıyorlar. Futbolcuları anlıyorum. Son profesyonel sözleşmelerini imzalıyorlar tamam. Geleceklerini düşünmek zorundalar eyvallah. Aradaki fark 250 bin Euro olsa 4 yılda 1 milyon Euro yapar. Buna da tamam. Ancak asgari ücretin 1.300 TL. olduğu bir ülkede, geleceğinin ne olduğunu bilmeden yaşayan milyonların olduğu bir ülkede söylemeyin bunları.
Sizin beğenmediğiniz 2 milyon Euro’yu bir ömür kazanamayan milyarlarca insan var dünyada. Üstelik sizin gibi değerli oyuncular futbolu bıraktıktan sonra da bu meslekten para kazanmaya devam ediyorlar bunu da biliyorsunuz. Fakir edebiyatı yapmayın. Ya anlaşın kulübünüzle ya da bu şartlar bana uygun değil deyip çekip gidin. Kimsenin kazandığı parada gözümüz yok. Ama sadakat, sevgi, Ahde Vefa gibi paraya değişilmeyecek duygular da var. Seçim sizin. Gitseniz de kalsanız da ne insanlığınızdan ne de futbolculuğunuzdan bir şey kaybetmeyeceksiniz. Rahmetli Barış Manço ağabeyimizin dediği gibi altın çöpe düşse değerini kaybeder mi, tenekeyi parlatsan çeyrek altın eder mi. Siz altın gibi futbolcularsınız. Nereye giderseniz gidin değer göreceksiniz. Ama kalp kırmadan, kimseyi incitmeden olsun ne olacaksa. Bitsin bu transfer hikayesi de artık.
AYHAN KARATAŞ
ayhan.karatas@abcspor.com