Bundan çok değil, 6-7 sene öncesinde (2015’le depara kalkarak) tüm spot ışıkları üzerine çevirmişti dünyanın kalabalık nüfusuna sahip ülkesi Çin..
Hepimizin bildiği üzere, Çin günümüz dünyasının en büyük ekonomilerden biri ve sporun alfa branşı futbolda da büyük yatırım yapmaya karar vermişlerdi.
2010’larla başlatan tesisleme hamleleri, altyapılara verilen ağırlık ve maddi yatırımı, yurt dışında dünyaca bilinen yıldızları bünyesine katarak adeta 1 değil, 2-3 vites birden atlamıştı.
Guangzhou Evergrande kulübü, Atletico Madrid’in Kolombiyalı yıldızı Jackson Martinez’i 42 milyon euro karşılığında kadrosuna katarak ilk bombayı patlatırken, bir diğer kulüp Jiangsu Suning, Alex Texeira (Shaktar) ve Ramires (Chelsea) transferlerini, toplamda 55 milyon euro bonservis verip gerçekleştirerek ateşe har attı.
Bizim ülkemize kadar sıçrayan bu ateş, Beijing Guoan’ın, o dönem Galatasaray forması giyen milli futbolcu Burak Yılmaz’ı 7 milyon euro bedel ile transfer etmesine ek olarak, Beşiktaş’ın defans oyuncusu Ersan Adem Gülüm de 5 milyon euro karşılığında Hebei kulübünün yolunu tutmuştu.
Siyah-beyazlılar ayrıca,, Senegalli yıldız forvetleri Demba Ba’yı ise 13 milyon euroya Shangai Shenhua’ya sattı.
AMA asıl sıçrayış; 2017’de oldu ve iki Brezilyalı dünya yıldızı Oscar ile Hulk, gözlerin Çin’e çevrilmesine neden oldu ve bu iki isme toplamda 120 mily euro bonservis ödemişti Shangai Shenua…
Bu iki transferi daha da flaş kılan, iki yıldızın da yaşlarının 25 ve 28 yani son durak olmamalarıydı. Sadece oyuncu bazında değil, teknik direktör olarak da dünyaca bilinen isimler Capello başta, Scolari, Andre Villas-Boas, Sven-Goran Eriksson, Roger Schmidt, Manuel Pellegrini, Rafael Benitez gibi isimler de Çin’in yolunu tutmuştu.
Artık stadlar doluyor, 2015 öncesinde esamesi okunmayan lig maçları, onlarca ülke tarafından naklen yayınlanıyordu.
Ama bu futbolcuları, Avrupanın beşiğinden geleceği belli olmayan bir lige getirebilmek için musluk öyle bir açıldı ki, bu dünya yıldızlarına senelik 15-20 milyon euro kontratlar ödemek zorunda kaldılar.
Burak Yılmaz’ın kalitesine lafımız yok ama teşbihte hata olmaz, onun bile daha 1 ay oncesinde 3’de birine oynarken, bir anda senede 8.5 milyon euro kazandığını da belirtmiş olalım!
Oyuncuları getirebilmek için açılan kesenin ucu öyle bir kaçmıştı ki, Çin Futbol Federasyonu (CFA), kulüplerin ödedikleri bonservis bedelleri ve oyunculara verilen maaşların astronomik bir seviyeye ulaşması sonrası önlemler almaya karar verdi.
CFA, 20 Haziran 2017’de transfer harcamalarını azaltmak amacıyla yeni bir vergi sistemini hayata geçirdi. Yeni vergi sistemine göre yabancı futbolcu için 45 milyon yuan (yaklaşık 5.5 milyon euro), yerli oyuncu için ise 20 milyon yuandan fazla bonservis bedeli ödeyen her kulüp; aynı miktarı Çin Futbol Federasyonu genç oyuncu yetiştirme fonuna aktarmak zorunda kalacaktı.
Bu hamle de acaba dedirtse de freni patlamış kamyon misali giden rüzgarı dindirmeye yetmedi ve Paulinho, Talisca, Marouane Fellaini, Anthony Modeste, Marek Hamsik, Stephan El Shaarawy’ in de aralarında bulunduğu yıldız futbolcularla, normalde kazandıklarının 3-4 katı maaşlarla devam etti.
Ama sonrasında daha sert bir kararla yabancı kuralı değişti ve bu çok net bir fren oldu. 5’e cekilen yabancı transferi ve sadece 4 tanesinin aynı anda sahada olabilmesi kuralı, Çin futbolundaki düşüşün ilk net başlangıcıydı.
Ve zurnanın zırt dediği yer de, 2020 yılı başından itibaren Çin’e gelecek yabancı futbolcuların maaşlarını üç milyon euro ile sınırlandırılması oldu. Zaten para için gelen futbolcular ve seçilen lig, cazibesini artık yitirmişti.
Federasyon tarafından yerel kulüplerin harcamaları yaklaşık 160 milyon dolar) sınırlandırıldı ve buna ek olarak kulüplerin maaş harcamalarının toplam giderin yüzde 60’ ını da geçmeyeceği duyurduğunda da, kulüpler maddi anlamda hareket alanı olarak tamamen kapana kısıldılar.
Koyulan bu yeni kurallar ve kulüplerin futbol dışı ticari ilişkilerinin yasaklanması Hulk, Rondon, El Sharaawy ve Alex Teixeira başta olmak üzere birçok yıldız futbolcunun Çin’den ayrılmasına sebep oldu.
Üstüne de son darbe olarak; senelerce tüm dünyayı felç eden Koronavirüs salgını, bu serbest düşüşe negatif anlamda cila olurken, kulüpleri birer birer küçülüp hatta batmaya başladılar.
Salgın yüzünden ertelenen liglerin yanı sıra oynanan az sayıda maçın da seyircisiz olması Çin kulüplerinin ve özellikle Jiangsu Suning’in ekonomik olarak çıkmaza girmesiyle, 2019 yılında ortalama 27 binin üzerinde seyirciye sahip olan son şampiyon, önce tribün gelirlerini ardından da milyarder yatırımcısını kaybetti ve sonrasında da futbol faaliyetlerini durdurduğunu açıkladı.
Arkasında çorap söküğü gibi dağılan kulüpler (16 tanesi iflas etti) ve krizleri sadece yerel liglerde değil aynı zamanda da Asya kıtasındaki tüm ülkelere de yakından hissettirdi. 2 Şubat 2021 tarihinde Çin’in Shandong Luneng kulübü, Asya Futbol Konfederasyonu’nun (AFC) kulüplere getirdiği mali kurallara uymadığı ve geçmiş dönemdeki çalışanlarına borcu olduğu gerekçesiyle Asya Şampiyonlar Ligi’nden ihraç edildi.
Ve bir anda uçuşa geçen Çin futbolu, çok daha sert bir düşüşle dibe vurdu.
Fazla uzatmadan; artık yeni Çin, Arabistan olacak ve ülkece kesenin ağzı sonuna dek açılıyor dedikoduları dönmeye başladı ama, olası bu yeni lüks oluşumun akıbetinin, olup olamayacağı ya da gerçekleşirse, ne kadar uzun boylu olduğunu hep beraber önümüzdeki senelerde göreceğiz.