Sezonun son derbisinde Fenerbahçe’yi konuk eden Beşiktaş’ta lig üçüncülüğü hedefi için tek parola doğal olarak galibiyetti. Bu doğrultuda Sergen Yalçın takımını eldeki en tecrübeli isimlerden kurmayı tercih etmişti. Ruiz’in takimdan ayrılmasından doğan boşluğu Roco doldurmuş, sağ ve sol beklerde Gökhan ile Caner formayı yine almıştı. Atiba ile Elneny ikilisinin önünde de artık “son bir şarkı” beklenen Boateng yer bulmuştu. Solda cezalı olan N’Koudou’nun yerinde Boyd yer alırken, sağda Lens ve santraforda Burak ile Beşiktaş takımı mevcut şartlarda en ideal 11’ini bulmuş gibiydi.
Buna karşın maçın başlamasıyla beraber sahada izlediğimiz oyun, hedefleri süren takımın sanki Beşiktaş değil de Fenerbahçe olduğunu söyler gibiydi! Maça hızlı başlayan ve üst üste pozisyonlara giren taraf Beşiktaş değil Sarı-Lacivertli ekipti. Evsahibi takım, 18. dakikada duran topta Vida’nın yarattığı tehlikeye kadar rakip kaleye yaklaşamadı bile! Bu pozisyonun öncesi ve sonrasında ise genç kaleci Ersin birçok Fenerbahçe hücumunda devleşiyordu.
Bu dakikalarda beklenmedik bir anda gelen Vedat Muric’in kırmızı kartının Beşiktaş’a can simidi olacağını düşündük, ama sayıca fazla olmak bile Beşiktaş’a oyun üstünlüğünü getiremedi. Bu arada kırmızı kart konusundaki yorumum; bile bile ve gaddarca yapılan fauller olmadıkça bu tarz faullere kırmızı kart verilmemesi gerektiği yönünde. VAR uygulaması gelene kadar yıllardır böyleydi çünkü bu. Ama sezon başından beri benzer birçok faule VAR uyarısıyla kırmızı verildiği için yeni standartların bu yönde oluştuğunu ve bu nedenle Fenerbahçe’nin 10 kişi kaldığını söyleyebiliriz. Beşiktaş adına ilk yarının tek artısı da bu kırmızı kart oldu açıkçası.
İkinci yarıya girilirken Beşiktaş’ta Sergen hocanın gözle görülür dokunuşlar yapması olmazsa olmazdı. Maç tekrar başladığında çok bariz bir dokunuş olmadığını, ama Beşiktaş’ın biraz daha önde oynadığını gözlemledik. Bu bölümde, son bir şarkı beklenen ama ahı gitmiş vahı kalmış görüntüde olan Boateng’in sakatlanıp oyundan çıkmak zorunda kalması Beşiktaş’ın menfaatine oldu diyebiliriz. Yerine giren Diaby olsa da Beşiktaş’ın daha aktif bir şekilde gol arayışlarının arttığını gördük ve bu akınlardan birinde Beşiktaş amacına ulaştı.
Takımın stoperi Vida’nın insiyatif alıp dikine alan katetmesi ve sadece bir oyuncu eksiltmesi bile Beşiktaş’ın ilk golünü bulmasında başlangıç olmaya yetti. Sene boyunca Vida’nın bu yaptığını yapacak bir 8 numara eksikliği hissetti Beşiktaş, bunu devamlı yapacak bir oyuncusu olsaydı bu derbi şampiyonluk maçı hüviyetinde olabilirdi! Vida’dan aldığı topla içeriye iyi bir kesme çıkartan Lens topu Boyd ile buluşturdu, Boyd’un da kale sahasına çıkarttığı topta bomboş kalan oyuncu ise pozisyonu başlatan Vida’ydı! Beşiktaş’ın tecrübeli savunmacısı hazırlanış itibariyle belki de kariyerinin en güzel golünü atarken takımı da rahatlatıyordu.
Bu golden sonra Lens’in de sakatlanmasıyla Diaby sağ kanada geçiyor, oyuna giren Necip olunca forvet arkası bölgeyi Atiba dolduruyordu. Atiba’nın önde basmaları ile rakip yarı sahada daha fazla vakit geçirmeye başlayan Beşiktaş, Caner’in kullandığı bir köşe vuruşunda ön direkte Gökhan Gönül’ün kendini unutturup attığı nefis kafa golüyle iyice rahatlıyordu. Sürekli rakiplere transferi gündemde tutulan bu iki oyuncunun, bu gol sonrası takımda kalıp kalmayacağı ciddi bir merak konusu olacaktır. Benim kanaatim Gökhan’ın kesinlikle kalması yönünde, Caner’in ayrılmasının ise kayıp olmayacağını düşünüyorum.
Farkın ikiye çıkmasından sonra Beşiktaş rakibinin eksik olmasının da verdiği avantajla daha çok top çevirerek maçın kontrolünü tamamen elinde tuttu ve rahat bir galibiyet aldı. Ancak Sivas’tan beklenen haberin gelmemesi derbi galibiyetinin sevincinin büyük olmasını önledi. Yine de Karakartal adına pes etmediğini göstermesi açısından derbi zaferi mutluluk verici oldu. Artık son hafta Sivasspor’un büyük bir hata yapmasını ümit etmekten başka yapacak bir şey kalmadı Beşiktaş adına.
Öte yandan şampiyonluğun belirleyicisi olacak diğer maçlardan çıkan sonuçlar Başakşehir’in daha maçını tamamlamadan şampiyon olmasını sağladı, doğrusu bu kadar garipliklerle dolu bir sezonun sonuna da bu tuhaf final yakışırdı! Son bir aya kadar şampiyonlukta favori gördüğüm Trabzonspor’un yaşadığı akıl almaz düşüşün bu gece iyice ayyuka çıkması, Başakşehir’in şampiyonluğu en çok hak eden takım olduğunu da tescilledi. Şahsım adına en azından son iki sezonun aksine ligin adaletli bir şekilde neticelenmesi teselli verici oldu. Birkaç senelik emeğin ve birikimin karşılığını haklı olarak alan Başakşehir takımı oyuncularını ve hocaları Okan Buruk’u tebrik ediyorum…
mail: olcay.nurlu@abcspor.com
twitter : @olcynrlu