Genlerinde Tonga kanı da taşıyan bu 1975 doğumlu Yeni Zellanda’lı ragbi oyuncusu , ragbinin dünya çapındaki ilk süperstarıdır. Kendisinden önce gelen Campo lakaplı , kaz adımının mucidi ( üç dört kısa adımdan sonra birdenbire hem hızlanıp hem de adımlarını mümkün olduğunca uzatarak fuleli adımlarla rakiplerini ekarte etmek , bir nevi Metin Tekin ‘ in koşu stili ) Avustralya ‘ lı David Campese de süperstar olarak adlandırılabilir ama onun etkisi de ancak ragbinin arka bahçesi olan, Birleşik Krallık, Okyanusya, Güney Afrika ve Fransa’da olmuştur.
İleriye pas yasak olduğu için zaten çok zor bir spor olan ragbide hemen hemen bütün futbolcular güçlü fiziğe sahiptirler , ragbi futbol gibi değildir, forvetler ( diğer oyunculara göre daha iridirler , ilk atakları onlar yaparlar ) pozisyonları hazırlar , bekler ve kanat oyuncuları yakaladıkları boşluklarla sayıları yaparlar. Jonah Lomu 1.96 boyunda 125 kilo ağırlığında bir oyuncu olmasına rağmen, ki bu ölçüler forvet rakamlarıdır, inanılmaz gücü ve 100 metreyi 10,89 gibi akıl almaz bir sürede koşabildiği için kanat oyuncusu olarak oynayabilmiş ve rakiplerine sahayı dar etmiştir.
Sol çizgide topu sol eline alıp , koşmaya başladığı zaman bizim zamanımızda Rıdvan ‘ ın sağdan topla gitmesi gibi , bütün stad birşeyler olacağını hisseder ve onunla beraber ayağa kalkardı. Ben kendisini canlı seyretme şansını yakalamıştım. Hiç gözümün önünden gitmeyen sahne ise simsiyah All Blacks ( Yeni Zellanda ulusal ragbi takımın bütün dünyaca bilinen ismi ) formasıyla yine top sol elinde koşarken yandan uçarak gelen en az 100 kiloluk oyuncuyu sağ eliyle havada yakalayıp yere çalması ve hızından hiçbir şey kaybetmeden koşmaya devam etmesiydi.
İşin en ilginç ve acı tarafı ise 1995 yılından beri ciddi bir böbrek hastalığına sahip olmasıydı.