İNCECİLER ARTINCA
Bu maçı Cisse’nin arkasındaki üçlü üzerinden okumak lazım. Perotti-Pelkas-Mert Hakan. Bu oyuncuların üçü de top tekniği yüksek, üçü de 10 numara pozisyonunda oynayabilen, üçü de ”inceci” tabir edilen yetenekli oyuncular. Daha önceki maçlarda açık pozisyonunda zaman zaman Valencia ya da Thiam’a yer verdik. 10 numara pozisyonunda Ozan’ı oynattık. Öyle olduğunda rakip ceza alanına yakın verkaçlar, araya atılan paslar çok daha azdı. Ancak bugün sahada Perotti-Pelkas-Mert Hakan olunca bambaşka bir oyun tarzı çıktı ortaya.
Aslında geçen hafta yapılan Karagümrük hazırlık maçında bu farklı oyun tarzının sinyalleri gelmişti. O maçta da araya atılan toplar ve kısa paslarla pozisyonlar yakalanmıştı. Özellikle Mert Hakan artık hazır olduğunu bas bas bağırmıştı. Bugün de hem attığı enfes golle hem de sürekli top isteyen, sorumluluk alan futboluyla ”Fenerbahçe’ye hoşgeldin” dedirtti. Pelkas ilk ve üçüncü gol öncesi yapılan verkaçlarda başroldeydi.Ve tabii incecilerin kralı Perotti… Acaba maç zora mı girecek derken Antalya deplasmanında olduğu gibi hem penaltıyı aldı hem de gole çevirdi. Sonrasında attığı usta işi 4.gol ile maçı bitirdi. Hem de bunları %50 hazır hali ile yaptı. Tam hazır olduğu zaman ortaya koyacağı futbol nasıl olacak acaba diye hepimizi heyecana soktu. Dolayısıyla Fenerbahçe’nin şimdiye kadar oynadığından farklı hücum çeşitlemelerinde bulunmasına incecilerin artması sebep oldu.
Bunun tabii bir de negatif yönü vardı ki, geriye dönüşlerde problem yaşadı takım. 20.dakikadan Ozan Tufan oyuna girene kadar orta sahayı çok rahat geçen bir Gençlerbirliği izledik belli bölümlerde. Defansif yük tamamen omzuna binen Gustavo arkadaşlarını bir çok rakip atakta, elle kolla ”hadi beyler nerdesiniz?” dercesine uyardı. Bu bölümde Erol Hoca’nın çok önem verdiği saha yerleşimi ve kompakt futbol konusunda sıkıntı yaşadık. Sosa da hem sakatlıktan çıkması hem de yaşı itibariyle Gustavo’ya tam anlamıyla yardımcı olamadı ancak aynı Sosa hücumda Fenerbahçe için ne kadar önemli olduğunu hem attığı golle, hem de 5.gol öncesi Serdar’a indirdiği müthiş topla gösterdi. Onun da fizik olarak tam hazır hale gelmesi çok ama çok önemli. Sosa ve Perotti, iki Arjantin’limiz kuvvetlendiğinde Fenerbahçe iki vites daha atar bu net olarak belli oldu.
Olumsuz olarak göze çarpan bir kaç notum daha var. Cisse sanki hamle oyuncusu olarak, sonradan taze kuvvet oyuna girdiğinde daha değerli olacak gibiydi. Serdar-Tisserand ikilisi akan oyunda çok iyilerdi, özellikle Serdar hatasız oynadı. Ancak Tisserand iki duran topta Diego’ya vurdurup, hatta birinde golü yememize sebep olurken biraz kötü bir görüntü verdi. Zaten onun Bundesliga’da çok üst düzey hale gelememesinin sebebi de zaman zaman yaptığı bu konsantrasyon kayıpları. Tabii bir de Lemos alışık olmadığı sağ bek mevkiinde oynadı, idare etti, zaman zaman onun kanadından çok geldi rakip, pek ideal bir çözüm olarak gözükmedi ama hem Gökhan hem de Nazım sakat olunca hocanın çok ta fazla bir alternatifi kalmamıştı.
Erol Hoca demişken incecilerin oyundan düşmesi sonucu Ozan Tufan’ı sahaya sokması çok doğru hamle oldu. O andan sonra kontrolü tekrar eline aldı Fenerbahçe. Attığı 2 golle de farka koştu. Gustavo’yu sarı kart cezasından korumak için oyundan çıkartması, Ömer Faruk’a şans vermesi. Novak önü Caner yaparak biraz daha sağlamcılık yapması, hepsi doğru hamlelerdi.
Ancak esas önemlisi ”incecilerin artmasıyla” Fenerbahçe’yi bu kez bambaşka bir futbol tarzıyla oynatmasıydı. Bu onun inatçı olmadığını, hatalarından ders aldığını ve farklı çözümler üretebileceğini gösterdi.
Bugünkü 5 gollü galibiyet hepimize hem moral hem de ilerisi için umut verdi
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72
