Fenerbahçe, bir süredir sıkıntılı olduğu 2 bölgeden bir tanesini en sonunda doldurmayı başardı. Taraftarda bir RVP heyecanı yaratmasa da ondan çok daha faydalı olma potansiyeline sahip olan Islam Slimani Fenerbahçe’nin ilk 11’ine yeni santrfor olarak oturacak. Fernandao ve Janssen’in ayrılmasından sonra mutlaka bir santrfor gerekliliği camiada bir süredir konuşuluyor ve Alper’le Giuliano’nun sahte 9 olarak kullanılması pek kimseyi tatmin etmiyordu. Bu yazıda da Slimani’yi naçizane incelemeye ve kulübe faydalı olup olmayacağını tartışmaya çalıştık.
Öncelikle Slimani 1988 doğumlu yani 30 yaşında bir oyuncu. Kariyerine bakıldığında pek çok Cezayirli futbolcunun aksine Fransa’ya değil Portekiz’e, Sporting Lisbon’a gidiyor. Buradaki performansı (özellikle de son sezonundaki performansı) kendisini Premier Lig’e taşıyor. Sporting’de toplam 111 maçta 57 golle oynuyor. Enteresan olan Slimani’nin tüm kariyerinde hiç kırmızı kartı bulunmuyor. Bu özelliği geçmişte aynı şekilde Fenerbahçe’ye transfer olup kariyerinin ilk kırmızı kartını Galatasaray deplasmanında gören Meireles’i hatırlatıyor.
Burası Türkiye deyip Slimani’den de benzer bir performans görmemiz olası!. Leicester’a gidişinde milli takımdan arkadaşı Mahrez’in takımda olmasının etkisi bulunuyordu, Fenerbahçe’ye gelişinde de Mahrez’in takımdan ayrılmasının etkisi var mıdır bilemiyoruz. Bununla beraber, Türkiye’ye gelen Müslüman oyuncuların ülkemizde rahat ettikleri de bir gerçek.
Slimani’nin Leicester performansı Sporting’in aksine pek de iç açıcı sayılmaz. 1,5 sezon oynadığı Leicester’da geçtiğimiz sezonun ikinci yarısında Newcastle United’a kiralandı ve burada da yine çok başarılı olamadı. 4 maç oynadığı Newcastle’da gol atma başarısı gösteremedi. Şimdi de Fenerbahçe’ye kiralanıyor. Yani Fenerbahçe’ye formunun zirvesinde bir oyuncu gelmiyor, bunu bilmek gerek. Ancak, ben Comolli ve Cocu’nun özellikle yeni 4-3-3 taktiğinin uygulanmasında ihtiyaç duydukları tipte bir oyuncu olmasından dolayı Slimani’yi tercih ettiklerini düşünüyorum. Slimani, Türkiye Ligi’nde başarılı örneklerine çokça rastlanan (Nobre, Carew, Elmander, Fernandao gibi) hedef santrfor tarzı bir oyuncu.
Özellikle oyunu kanatlardan oynamak ve dönen topları orta sahalarıyla toplamak isteyen Cocu’nun oyun felsefesine çok uyacağını düşünüyorum. En yakın örnek Fernandao’yla karşılaştırmak gerekirse, Fernandao’dan kafa toplarında daha isabetli vuruşlara sahip ve teknik kapasite olarak da Fernandao’nun 1-2 gömlek üstünde bir forvet diyebiliriz. Ayrıca, bir hedef santrfordan beklenen takım arkadaşlarına pozisyon hazırlama konusunda da Sporting’de oldukça başarılı işler çıkarmıştı.
Slimani’nin oyuncu tipi olarak Fenerbahçe’de, özellikle de Türkiye Ligi’nde çok başarılı olma potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Bu sene sakatlık, ceza gibi problemler olmazsa Sporting’deki 129 dakikada 1 gol istatistiğine geri dönmesi sürpriz olmayacaktır. Bu da aşağı yukarı ligde 20 golü bulabileceği gibi bir istatistiksel öngörü yapabilmemizi sağlıyor. Slimani Fenerbahçe taraftarının bu sezon ihtiyaç duydukları santrforu Huzur İslam’da diyerek bulmalarını sağlama potansiyeline sahip ve yıldız oyuncu transferi sayılmasa da nokta atışı bir transfer olarak görülebilir.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: onur.ilimsever@abcspor.com
twitter: @onurlimsever