Samimiyetinden şüphem yok, emin olabilirsin. Elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığından da. Sadece bu coğrafyaya yabancı olduğun için şu an kendini biraz rahatsız hissedebileceğini düşünüyorum.
Şunda anlaşabiliriz sanırım; kimse senden mucize beklemek durumunda değil… Karşındaki de çekirgelerden az hallice bir takımdı, onu da anlamışsındır tahminen. Şimdi, maç sonu tüm muhabirler üzerine çullanacak, yarınki manşetleri Flamancaya çevirttiğinde şaşıracak ve/veya üzüleceksin, ama inan bana kafana takmaya değmeyecek şeyler bunlar. Aynı başlıklar ve yorumlar tekrardan o kadar çabuk değişir ki, bir bakmışsın alışmışsın.
Bu arada sana sistemle ilgili birçok şey söyleyen olacak, yok efendim 3-5-2 ‘den neden bu kadar çabuk vazgeçtk, 4-4-2 oynasak daha iyi değil mi, 4-3-3 nereden çıktı, neden 4-5-1 düşünülmüyor, daha binlerce terane. Bunu söylemek bana düşmez belki ama sistem dediğin adamları sahaya nasıl dizdiğin ile ilgilidir. Oyundaki farkı yaratan da adamları nasıl dizdiğinden çok daha çok onlardan ne yapmalarını istediğindir.
Şu an gözüken şu; sahaya sürdüklerin öyle bir durumda ki, onlardan herhangi bir şey isteme lüksün yok. Çünkü çalışmamışlar, çalıştırılmamışlar. Yoksa kendisinden kapasite olarak daha düşük bir takım sadece ikinci bölgede basskı yaparak seni nasıl böyle kilitleyebilir?
Eskiden bir mizah dergisinde Erkut Abi diye bir karakter vardı, kendisiyle ters düşenlere“önce alın bunları eşek sudan gelene kadar koşturun” falan derdi. Bence sen de bu şekilde başla.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: ertu.oner@abcspor.com
twitter: @ErtugrulOner
