HOŞAF
Eşeğin anlamadığı hoşafı
yine aynı eşeğin
tenasül organına
kaçırmış vaziyette
Türk futbolu..
Güya güvenlik için
icat(!) edilen passolige
Süper Kupa finalinde bile
gerek görülmüyor
ve el bombası dışında
her şey girebiliyor
stada..
Maç öncesi
üzerlerinden
döner bıçağı koleksiyonu çıkanlar
maçta sahaya atılan
kelebeği ayıplıyor
atın bi tarafına konarcasına..
Destursuz parmak bile kaldıramayanlar
arsızlıklarına ceza verilirse
dünyayı ayağa kaldırmakla
tehdit edebiliyor
utanmadan..
Kumpas olduğu ayyuka çıkmış,
iddianamelere girmiş
bir mevzuda
FENERBAHÇE’yi karalamaya çalışabiliyor
aynı utanmaz
kendi kepazeliklerini
örtmek için..
O kumpasın ürününe
sıkı sıkı yapışıp
kupa dilenciliğinin suyunu çıkaranlar
- kez reddediliyor
başvurdukları
kurumlardan..
Ama tek satır
haber olmuyor bile..
Kebapçı basıp
çakma kabadayıcılık oynayan
sonra da kendini
tazminatla kovduranlar
adam sayılıyorlar hala..
Sayesinde
şampiyonluk yüzü gördüğü
futbolun derin devletinden
şikayet edebiliyor
naylon filozof,
sürekli kullandıkları hakemleri
zayıf halka ilan ederek
hem de..
Bıçağın, meşalenin,
sopaların girdiği tribünlere
ATATÜRK pankartları giremiyor
sakıncalı görülerek..
Ve bu pankartları
siyasi buluyor
siyasetin kucağında
zıp zıp zıplayan başkancıklar..
FFP yüzünden
daha geçen yıl
Avrupa’dan men cezası alanlar
deli gibi para harcayabiliyor transfere
vergi affı sponsorluğunda..
Hoşafı başka sofralarda
aramaya gerek yok..
Futbolumuzun hoşafı
çoktan koktu bile..
Üstelik organik falan da değil bu..
Suni taneciklerle
habire kaynatılan
bi hoşaf..
Afiyet olsun içebilene..
Hoşafına arka bahçede
top oynamayı seven
kültürden gelenler,
o hüpürdettiğiniz
kokuşmuş hoşafları
boğazınızdan getirecek
elbet bir gün..
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: ugur.akkaya@abcspor.com
twitter: @5ugur
http://5ugur.blogspot.com