Farklı olduğun için seni sevdim derler, neden sen de diğerleri gibi değilsin diye bitirirler, karı milleti işte, anlamak zor.
Jesus taraftarın seçimi değildi, Ali Koç seçti ve taraftarın kafasına da yattı bu tercih, belki farklı bir hoca olduğu seçilmedi, başarılı bir hoca diye seçildi ama adam farklı bir hoca.
Saha kenarında farklı, ideal 11’im yok diyor, müsait 11’im var diyor, 3-4 oyuncu hariç tamamen farklı onbirlerle çıkıyor maçlara, kimse sahaya çıkacak 11’i tahmin edemiyor, bir bakmışsın stoperlerin arasına ön libero sokuyor, bir bakmışsın vazgeçiyor falan falan. İşte öyle farklı bir adam ama takım da gerçekten iyi gidiyor. Diğer rakipler de kazanıyor ama Fenerbahçe kazandı mı tam kazanıyor, bir gün bu ilişki biterse başarısız oldu gerekçesiyle bitmeyecek farklı olduğu gerekçesiyle bitecek, açık konuşayım ben de alışamadım ama takım kazanıyor, dudak büktüğüm değişik 11 Rennes deplasmanında maç çevirdi. Her maçı büyük bir heyecanla ve merakla bekliyorum. Umarım yolu uzun olur hocanın.
Alanya da taş gibi takım, açık oynuyor, hızlı bir takım, güzel maç olacağı bekleniyordu ama maçın ilk yarıda biteceği beklenmiyordu..
Peres’in sakatlığı sebebiyle büyük ihtimalle Jesus çift stoperli başladı ve iki kanat bek klasik bir şekilde oyundaydı. İki kısa kanat forvet tercih etmiş, benim de kendi kendime yaptığım 11’lerdeki 2 kanat tercihim de böyle: Emre-Rossi. Pedro da önlerinde, en önde de Batsuhayi’yi yazıyorum, hoca bugün Valencia’yı tercih etmiş..
Uzun uzadıya anlatmaya gerek yok, vakit yetmez. Fenerbahçe taraftarının arzu ettiği futbol aslında bu, askerden yeni gelmiş gibi iştahlı, doymak bilmeyen bir takım, bence maçın özeti bu kadar..
Rakip ceza sahasında presle başladı Fenerbahçe, Crespo’nun presiyle başlayan bir atakta Rossi perdeyi açtı, çalışılmış bir duran topta organizasyonunda Henrique’yle 2 geldi, Pedro’nun kazandırdığı ama iyi kullanamadığı bir penaltı atışı var ve 45+da gelen şık Crespo golü var. Ama asıl önemlisi 45+’ya kadar kaleciye ceza sahasında pres yapan bir Fenerbahçe olmasıydı..
Alanya defans arkasına uzun top atma üzerine bir taktikle çıkmış ama muvaffak olamadılar. Zaten ilk düdükle beraber neye uğradıklarını şaşırdılar, 2. golden sonra da maçtan epey uzaklaştılar. İlk yarıdaki görüntü buydu. Yalnız şu var, Fenerbahçe defansının arkasına atılan toplar bir şekilde tehlikeli oluyor ama gol olmuyor, en azından annemizin liginde olmuyor, olursa ne olur, rakip öne geçerse mesela? Onu göreceğiz.
İkinci 45 dakikada aynı tempoyla başladı. Pres, pres, pres. Farkın açılacağı çok belliydi, ikinci yarı oyuna giren İrfan ve Valencia’nın golleri skoru belirledi, bu haftanın Kadıköy tarifesi de 5-0 oldu..
60’tan sonra gelen oyuncu değişiklikleri tempoyu biraz aşağı çekti, çekmese daha da farklı olurdu. Bir ara Alanya kalecisi vakit geçirmeye alışıyordu, işte öyle bir Fenerbahçe vardı sahada.
Şu iyi oynadı, bu kötü oynadı diyebileceğimiz bir maç değildi, herkes çok iyiydi, kimseya haksızlık yapmayalım bu maç özelinde..
Jesus kendini kabul ettirdi, sistemini kabul ettirdi, doku uyuştu, çok keyifli maçlar bekliyor Fenerbahçe seyircisini, bir de şu milli maç araları olmasa…!
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907