Euroleague Final-Four maçlarının ilk günü geride kaldı ve üçüncülük maçı ile final maçını kimlerin oynayacağı belli oldu. Yarı final eşleşmelerini inceleyelim ve final maçlarına çıkan takımların bunu nasıl başardığına bakalım.
CSKA Moskova – Olympiakos
Maça favori olarak başlayan takım CSKA Moskova’ydı. Geniş kadrosu, sezon içinde oynadığı maçlar ve Itoudis’in takımdaki hakimiyeti CSKA’yı öne çıkaran etkenler olmuştu. Kirilenko’nun da takıma katılması ile ibre iyice Rus ekibine dönmüştü. Olympiakos ise Barcelona’yı eleyerek sürprizi zaten gerçekleştirmişti.
Maç karşılıklı basketlerle başladı. İlk çeyrekte; CSKA’da Vorontsevich ve Kaun, Olympiakos’ta ise Printezis ve Papapetrou öne çıkan oyuncular oldu. İlk çeyrek 20-17 CSKA’nın üstünlüğü ile geçildi. İkinci çeyreğin başında Aaron Jackson’ın sayıları ile skor 24-17’ye geldi. Ancak Olympiakos Papapetrou ve Printezis’in sayıları ile farkı kapatmayı başardı. İkinci çeyrek 36-35 Rus ekibinin üstünlüğü ile tamamlandı. İlk yarının en önemli noktalarından biri Spanoulis’in saha içi isabet kaydedememesi, sadece 2 sayıyla ilk yarıyı tamamlaması ve Teodosic’in de hiç sayı bulamamasıydı.
Üçüncü çeyrekte, De Colo ve Kaun’un basketleriyle skor 47-39’ya gelirken, CSKA maçta ikinci kez 5’in üzerinde sayı avantajını yakalıyordu. Sloukas ve Printezis ile Olympiakos bir kez daha geri gelmeyi başardı ve Agravanis’in sayıları ile skor 49-47 oldu, çeyrek skoru ise 51-47 idi. Son çeyreğin başında Teodosic’ten gelen 6 sayı ile fark tekrar 8’e çıktı. Olympiakos Dunston ile sayılar bulurken, CSKA 36.dakikada 61-52’lik skorla farkı 9’a çıkardı. Sloukas’ın sayılarına De Colo cevap verirken, bu dakikadan sonra sahneye Spanoulis çıktı. Önce bir üçlükle farkı 6’ya indirdi, Sloukas devreye girerek farkı eritti ve 38.dakikada Spanoulis bir üçlük daha bularak 64-63’lük skorla takımını öne geçirmeyi başardı. Hines ve Weems’in basketlerine yine Spanoulis cevap verirken, bir üçlük isabeti ile daha takımını 66-69 öne taşıdı. De Colo taktik faulleri sayıya çevirdi ama sonrasında Olympiakos hata yapmayarak maçı kazanmayı başardı.
CSKA bir kez daha yüksek bütçesine rağmen şampiyonluğa ulaşamadı. Rus ekibi; farkı bir türlü 10 sayının üzerine çıkaramadı ve maçı kopartamadı. Olympiakos ise Spanoulis gibi bir basketbol dehasına sahip olmanın ve sürekli maçın içerisinde kalmayı başarmanın ödülünü aldı. Spanoulis maçtan sonraki açıklamasında şöyle diyordu: “İlk yarıda kaçırdığım şutlar oldu ama bunların doğru şutlar olduğunu ve sonunda isabetli olacağını biliyordum”. Büyük oyuncu nasıl olur tekrar göstermeyi başardı Spanoulis. Ancak önemli bir nokta da, Spanoulis 10’da 0 şut isabeti ile oynarken, diğer takım arkadaşları takımı maçın içerisinde tutmayı başardı. Printezis, Sloukas, Papapetrou ve Mantzaris son dakikalara skorun başa baş gelmesinde ve defalarca 7-8 sayılık farktan geri dönülmesinde büyük rol oynadı.
Real Madrid – Fenerbahçe Ülker
Fenerbahçe Ülker’in Final-Four’a katılan diğer takımlara göre daha tecrübesiz bir takım olduğu bilinen bir gerçekti. Real Madrid son iki yılın finalisti, Olympiakos son 3 sezonun 2’sinin şampiyonu, CSKA ise üst üste 4.kez Final-Four’a katılan takımlardan birisiydi.
Bu tecrübesizlik Vesely’nin enerjisi, Zoric’in katkısı ve Kenan’ın savunmadaki agresifliği ile ilk çeyrekte fazla ortaya çıkmadı ve çeyrek 20-21 sona erdi. İkinci çeyrekte ise bu tecrübesizlik o kadar çok ortaya çıktı ki, bu çeyrekte yenilen 35 sayı Fenerbahçe Ülker’in bu sezon Euroleague’de en çok sayı yediği çeyrek oldu. Bir daha da geri dönmek maalesef mümkün olmadı. Ayon’un içeriden bulduğu basketler ve K.C. Rivers, Nocioni, Rodriguez’un bulduğu üç sayılık basketler ile ilk yarı 55-35 sona erdi. Obradovic’in bu dakikalarda savunmaya enerji katabilecek, Real Madrid’li kısa oyuncuları yavaşlatabilecek hamlelerde bulunmaması, örneğin Melih’i oyunu almaması ya da tam saha bir baskı denememesi bence büyük bir hataydı.
İkinci yarının başında da üç sayılık basketler Llull, Fernandez ve Carroll ile devam etti ve fark 27 sayıya kadar çıktı. Sonrasında Goudelock, Bogdanovic ve Melih’in sayıları ile fark 14’e kadar indiyse de; çeyrek 76-59 sona erdi. Bu farktan Real Madrid karşısında geri gelmek, hem de Madrid’de, çok efor gerektirir. Son çeyrekte bunu biraz başarsa da, birkaç kez fırsatlar da gelmesine rağmen; farkı hiç 10 sayının altına indiremedi Fenerbahçe Ülker. Bjelica’nın da sakatlık nedeniyle formsuz olması, patlayıcılık özelliğini kaybetmesi nedeniyle penetre edememesi Fenerbahçe Ülker’i çok zorladı ve yanlış tercihlere itti. Goudelock’ın devreye girmesi, Bogdanovic’in sayıları, Reyes ve Ayon’un 5’er faulle oyun dışı kalmaları Fenerbahçe Ülker’i biraz geri getirdi. Skor 38.dakikada 92-82’ye geldi ancak Real Madrid daha fazlasına izin vermedi ve maç 96-87 sona erdi.
Real Madrid iki sezon üst üste final oynamasına rağmen şampiyonluğa ulaşamaması nedeniyle, kendi evindeki Final-Four’da mutlaka bu hedefe ulaşmak isteyen bir görüntü ile sahada yer aldı. Yüksek motivasyonu ve tecrübesi ile maçı ikinci çeyrekte kazanmayı başardı. Hakemlerin de ikinci yarıda, atmosfere kendisini kaptırıp, Fenerbahçe Ülker aleyhine çaldığı ve çalmadığı düdükler olsa da; ikinci çeyrek tamamen Fenerbahçe Ülker’in kötü oyunu nedeniyle kabusa döndü.
CSKA için bir kez daha hayal kırıklığı, Olympiakos için kendine güven, Real Madrid için motivasyon ve Fenerbahçe Ülker için tecrübe duygularının öne çıktığı yarı final maçları oynandı. Basketbol da bu duyguların hepsini çokça barındıran bir spor, aynı hayatın kendisi gibi…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
DERYA CERASİ
mail : derya.cerasi@abcspor.com
twitter : @deryacerasi