Küçük esnafın iş yeri dekorlarları, duvarlarındaki resimler ve işletme sloganları oldu-bitti ilgimi çekmiştir. Sıra veya sipariş beklerken çok ilginç denilebilecek gözlemlere şahit olmak, eğlenceli tespitler yapabilmek mümkün, vakit çabuk geçiyor. Mesela berber camiasının tamamı “boş kozmetik kutusu” koleksiyoneridir. Aynı zamanda futbol ve ekonomi uzmanıdır mahalle berberi.. Türk futbolunu ve Türkiye ekonomisini kurtaracak olan kişinin şu an berberlik yapmayı tercih etmiş olması da ülkemiz adına ayrı bir talihsizlik tabii. Yemek satan işletmelerin duvarlarında ise branşlarıyla ilgili tablolar falan olur, kasap dükkanlarının duvarlarında yaylada otlamakta olan besi hayvanlarını konu eden fotoğraflar asılıdır, vitrinlerindeki baş aşağı asılmış kuzuların poposuna da birer karanfil çiçeği takılmıştır. Sektörde biraz isim yaptılarsa da gururlarını dile getiren yazılı bir ifade mutlaka görünür bir yerde asılıdır.. “Başka Şubemiz Yoktur” diye yazar mesela.
Oysa bir diğeri, bilmem kaçıncı şubemiz diye yazdırmıştır tabelasına.. Nefis İskender Kebabı yıllarca tek şubede faaliyet gösterirken, Amerikalı hamburgerci, markasını dünyada 1 numaraya oturttu, dandik Türk yemeği pilavın yüzlerce bayilikleri var, nice maharetli ellerden çıkmış özel tatlar hala tek şubede satışa devam ediyor. Vizyon meselesidir bir noktada, tartışılır ama küçük esnafın duvarını süsleyen “kalite asla tesadüf değildir” sloganı tartışılmaz, tıpkı başarının asla tesadüf olmadığı gibi..Hele hele zirvede kalmak katiyetle tesadüf olamaz. Zeki olmak da, başarılı olmak da yetmeyebilir çoğu zaman, hırslı ve inatçı olmak zirvede kalmanın en önemli anahtarı bence.. Aziz Yıldırım’ın da böyle bir öyküsü var ve kendisinin Fenerbahçe Spor Kulübü başkanı olması da asla bir tesadüf değil.. O hırs ve o inat olmadı mı, hiç bir şey olmuyor ama hırsların ihtiraslara evrilmesi de tamamen başka bir sonuç doğurabiliyor maalesef.. Aziz Yıldırım şu ana kadar kendi ağzından başkan adayı olacağını deklare etmemiş olsa da, yakın çevresi tarafından tekrar aday olacağı bir şekilde medyada dillendirildi. Adaylığına ben de kesin gözüyle bakıyorum. Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe Spor Kulübü’nde bir devrim yaptığı aşikar ama son 5 yılına baktığımızda, özellikle de ana branşta, bu devrim ters bir evrime dönmüş vaziyette..
Fenerbahçe Camiası tarihinin en heyecansız ve en umutsuz günlerini yaşamakta ve önemli bir kısım Fenerbahçe taraftarı da, kendisinin tekrar seçilebilme ihtimaline karşı son derece endişeli durumda, seçilirse maça gelmeyeceklerini, lisanslı ürün almayacaklarını söyleyen çok kişi var benim de çevremde.. Ne kadar acıdır ki; stadyumlardan, Fenerium’lara uzanan yükselme devri ve dolayısıyla oluşan bir başkan sevgisi, kulübün diktatoriuma dönmesiyle tükenme noktasına geldi.. Heyecan veren bir futbol takımı inşa edilmek kaydıyla..Kafadan şampiyon olacak bir kadrodan veya bir şampiyonluktan falan bahsetmiyorum. İmtinayla “heyecan veren bir takım” inşa edilmesi kaydıyla, Fenerbahçe’liler başkanın kim olduğuna takılmaksızın maçlara da gelirler, lisanslı ürünleri de satın alırlar. Bu konuda bir küslük yaşanmasına ihtimal vermemekle beraber böyle bir küslük ihtimalinin dillendirilmesine de karşıyım.. Aslolan şey Fenerbahçe’dir.. O düşünceler yanlış, aşırı duygusal.. Başkan’ın değişmesi halinde hoca da değişecek demektir ki; son yıllardaki en görkemli sezon başını ve camiadaki hareketliliği hep beraber izleriz o zaman. Bu çok net görünüyor.. Ali Koç ismi beni de çok heyecanlandırıyor, yalan yok..
Her şeyden önemlisi, 80’li yıllardaki kavgalı, gürültülü kongreleri ve camiadaki bölünmüşlükleri hatırlayan bir spor sever olarak, ilk kez Fenerbahçe camiasının yeni bir başkan adayı etrafında bu denli kararlı birleştiğine tanık olduğumu görüyorum ki; kulübün rokete bağlayıp, fişeklemesi için bundan daha iyi bir zemin olmayacağını düşünüyorum. Aziz Başkan, Ali Koç camiayı ikiye böldü falan demiş ama kendisine hiç katılımıyorum.
Taraftarın yüzde 10’unun farklı düşünüyor olması bir bölünme olamaz, olsa olsa buna çatlak ses denir veya en fazla ayrışma denilebilir. Camianın ez %90’ı Ali Koç başkan olacak, Fenerbahçe’ye güneş doğacak derken, kalan yüzde 10’u kucaklayan kişinin bölünmeden sızlanıyor olması enteresan. Dinime küfreden Müslüman olsa derler, Alex’çilerin, Aykut’çuların, Anti Aykut’çuların varlığına sebep zannedersin ki; Ali Koç..! Resmi anlamda belki hiç bir zaman seçilemeyecek ama taraftar başkanını çoktan seçmiş yani.. Ali Koç bir şekilde taraftar rüzgarını arkasına almış durumda.. Başkanlığını açıklamak için çıktığı kürsüde, nezleli ses tonuyla yaptığı konuşma, neden bu denli büyük bir teveccühe layık olduğunun da ispatıydı adeta..
Lafı eveleyip, gevelemek zorunda kaldı, sırf kibarlığından ve asaletinden.. O konuşmayı dinlerken bir an acıdım kendisine. Kendisine yapılmış bir kolpalığa, insan ancak bu kadar kibar yanıt verilebilir. Kibar kalacağım derken kendine eziyet etti, şekilden şekile girdi ama başardı, helal olsun.. Adam diyemedi ki;, lan oğlum, gelin mertçe kapışalım sandıkta.. Ali Koç başkan olursa, yok personeli işten atacakmış, yok öyle yapacakmış, yok böyle yapacakmış diye iftira atmayın, ayıptır yahu diyemedi.. Yedi göbek akrabanızı sülalenizi habire kulübe üye yaptığınızı duydum, bu şekilde seçim kazanmak erkekliğe sığar mı, hipneliğin ne lüzumu var diye soramadı.. Yeter artık, 3 Temmuz mağduriyet edebiyatı bitsin, takımı 5 yılda batağa sürüklediniz diyebildi bir tek, onu da kibarca.. O konuşmadan sonra anladım ki; taraftar ne istediğini ve kimi neden istemediğini çok iyi biliyor, tıpkı 3 Temmuz’da Aziz Başkan’ın arkasında neden durduğu gibi.. Fenerbahçe başkanını maalesef kongre seçiyor ve Aziz Yıldırım’ın daha avantajlı olduğunu düşünüyorum bu malum sebeplerden..
O sandıktan çıkacak hiç bir sonuç tam manasıyla Fenerbahçe camiasının gerçek tercihini yansıtmayacak, bu çok net.. Aziz Yıldırım o kongrede başkan olarak seçilirse de, yapacak bir şey yok, kulübün başkanıdır ve Fenerbahçe Başkan’ının hak ettiği saygıyı görecektir diye umuyorum..O da ancak yepyeni bir sayfa açmasıyla mümkün olur.. Fenerbahçe camiası çok büyük badireler atlattı gayri sportif sebeplerden.. Doğal olarak camiada da hedefler küçüldü, eyvallah da: Fenerbahçe futbol takımının oyun zihniyeti de küçüldü.. Taraftara ağır gelen de bu. Şu sikimsonik ligde rakibine tedbirler alan takım hüviyetinden çıkamıyorsun.. Ruhsuz, sıkıcı, rezil bir futbol oynayarak bile hala şampiyonluk şansın devam ediyor, ligin kalitesi de bu, 1 maç kaybeden hocan, şampiyonluk şansının azaldığından falan bahsediyor. Aziz Yıldırım umarım bunları farkediyordur. İki tane isimli oyuncuyla camiayı tekrar ayağa kaldıracağını falan zannetmiyordur inşallah.. Aziz Yıldırım tekrar başkan olur da Aykut Kocaman’la devam ederse diye endişe duyuyorum kendi adıma. Yıldız falan kurtarmaz, işte o gün daha da fazla kişi Fenerbahçe’den elini çeker, hakikaten de en sönük sezon başını da önümüzdeki dönem yaşarız..
Fenerbahçe Spor kulübü tarafından yaptırılmış, forma kazanma ödüllü bir ankete denk geldim internette. Sizce başkan kim olmalı diye de bir soru vardı.. Anket sonuçları eminim kulübe ulaşmıştır, Aziz Yıldırım da hezimeti görmüştür mutlaka.. Aziz Yıldırım’ın, “nasıl olsa başkanı delege seçer, yedi göbek sülalemi kulübe üye yaptım” zihniyetinde olduğuna eminim ama yine de fikrimi beyan edeceğim..
Yerinde olsam, efsane kalmayı tercih ederim, adaylığımı da resmi olarak aciklamamışken, yol veririm Ali Koç’a.. Efsaneler ölmez derler, kısmen doğru bir önermedir, sonuna kadar zirvede kalmışlarsa eğer, efsaneler ölmez.. Yaşayan efsane denilen nicelerinin vefatı konfetilerle kutlandı..
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BurnoMonte1907