Bugün 17 MAYIS.. Sarı Kırmızılı camia için herkesin aklına ilk olarak kazanılan UEFA KUPASI geliyorsa da, eskiler ve kulüp tarihini çok iyi bilenler için aynı zamanda çok acı veren bir gündür de..
Nedeni de “Baba Gündüz” olarak nam salan ünlü futbolcu, sonrasında td, taraflı tarafsız herkesçe sevilen, 1980 YILINDA vefaat eden rahmetli Gündüz Kılıç’ın 34. ölüm yıldönümü olması!
Atatürk’ün yakın arkadaşı ve koruması Kılıç Ali’nin oğlu olan Gündüz Kılıç için küçük yaşlardan beri GS’lıydı demek hiç de abartı olmaz çünkü GS’da sadece oynayıp, TD’lük yapmadı, çok daha küçük yaşlarda girdiği bu camiada, GS LİSESİ’NDE okuma şerefine de nail oldu.
Yaklaşık 20 sene, 1945-46 sezonundaki 1 senelik Ankara Demirspor macerası hariç kalan bütün spor kariyerinde sarı-kırmızı forma giymiş ve kulübün ‘bence’ en önemli 3 isminden birinden bahsediyoruz!
Tarihe geçen çok sözü vardır ama 1962-1963 sezonunun başında futbolcuları toplayarak yaptığı tarihi konuşma spor literatürüne gecen başyapıtların bence en ön sayfalarında gelir!
“Bilirsiniz ki her insanın ayrı bir huyu, ayrı bir karakteri olduğu gibi, her futbol takımının da kendine has bir karakteri vardır. Biz sizlere burada Galatasarayımız’ın huyunu suyunu açıkça ve iyice anlatabilirsek, onu adamakıllı tanıyıp, inşallah senelerce dost geçinirsiniz. Galatasaray. Galatasaray feragat ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır. Galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez. Kısaca Galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır…”
Metin Oktay gibi en az kendisi kadar büyük bir efsaneyi kulübe kazandırmış olması, mütevaziliği, diğer takımlara, formalara olan saygısı, beyefendiliği ve saha içi-dışı örnek davranışlarına bakıyorum da..
BİR DE ŞİMDİKİ SÖZDE YILDIZ MÜSVETTELERİNE!!!
1 gol fazla atabilmek için ceza sahasında kendisini kurşun yemiş gibi yere bırakan, rakip oyunculara küfür eden, dirsek atan, tahrik edip, aynı ekmeği yediği meslektaşını oyundan attırmak için her türlü çirkefliği yapan!
Maç içinde kendinden yaşça büyük insanlara posta koyup, en ufak hatalı bir taç kararında bile hakemlerin ağzından girip burnundan çıkan karton yıldızlara!
O zamanlar FORMALAR çamur içindeki sahalarda, maç bittiğinde simsiyah olurmuş ama yürekler, vicdan ve ahlak hep BEMBEYAZ!
YA ŞİMDİ???
YILDIZ FUTBOLCU TANIMI herkes için farklı olabilir! Fanatizmin kör ettiği zavallılar, kendi takımlarından bir futbolcunun yaptığı iğrençliklerde üç maymunu oynayıp, rakip oyuncu 1/10’ini yapsa ortalığı ayağa kaldırabilir.
Yıldız futbolcu tanımı için birçok kriter de olabilir ama benim için OLMAZSA OLMAZI tek maddeye dayanır!
EZELİ RAKİBİNİN seyircileri tarafında da seviliyor, saygı duyuluyor olmak..
Lefter gibi, Metin Oktay gibi, bugünkü yazının ana teması Baba Gündüz gibi veya Babaların babası Beşiktaşlı Baba Hakkı gibi..
Çimlerden tribünlere, yönetim katına atlayalım.. Süleyman Seba gibi..
ANLAYANA..!!!
