Maçtan çıktık. Bu satırları kimsenin çıt çıkarmadığı, keyiflerin kaçık olduğu arabamızdan yazıyorum. Yavaş yavaş Bolu Dağı’na doğru, zorlu Gerede rampasını çıkmaya başlıyoruz.
Maalesef Fenerbahçe için de bundan sonrası yokuş yukarı. Artık işler iyice zorlaştı. Ligin boyu gittikçe kısalıyor ve puan farkı 4’e çıkmış durumda…
Halbuki Galatasaray’ın puan kaybı sonrası sarı lacivertlilerin çok daha hırslı ve baskılı bir oyun sergilemesi bekleniyordu ancak sanki hafta arası zorlu bir Avrupa mücadelesi oynamış gibi durgun ve etkisizdiler!
Bunun yanında Mesut Bakkal’ın herkes tarafından bilinen sert ve alanları daraltan futboluna karşı sadece aynı şekilde mücadeleyle karşı koymanın yetmeyeceği de biliniyordu. Böylesine pozisyon bulmanın zor olduğu takımlara karşı duran toplar ve “yaratıcı” futbolcular kilidi açar.
Fenerbahçe’de yaratıcı futbolcu eksikliği uzun zamandır bağırıyor zaten. En azından adam eksilten, dikine oynayan Alper gibi bir oyuncu ilk 11’de düşünülebilirdi. Oyuncu değişiklikleri de beklenen etkiyi yaratmadı. Sanki biraz adalet duygusunu yitirmişler gibi bir izlenim edindim ben futbolcularda, ki bu çok tehlikeli!
Bu durumda üstüste galibiyetler aldığı dönem oynattığı iyi futbolu övdüğümüz İsmail Kartal da eleştirilerden payını alacaktır. Bir türlü çözüm bulamadığı üretken olamama sorunundan dolayı haklı olarak puan kaybından sorumlu tutulacaktır.
Gelecek sezon için fikir vermesi açısından “Emre” konusunu da çok iyi düşünmesi lazım Fenerbahçe’nin… Çarşamba-Pazar yorgunluğu olmamasına rağmen artık orta sahada rakibi bozan ısıran Emre yok. Tüm yük Mehmet Topal’ın sırtına biniyor. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Gelecek sezon Emre takımda olmalı ama sürekli ilk 11’de ve 90’ar dakika oynamasının mümkün olmadığı bilinmeli. Bugünkü etkisizliğin faturası belki yine forvetlere kesilecektir ama ben özellikle Emre’nin beklentilerin altında kalmasının belirleyici olduğunu düşünüyorum.
Son olarak Gençlerbirliği ve Mesut Bakkalı da kutlarken genç Ahmet Çalık’ın kısa süre içinde milli takımımızın vazgeçilmez stoperi olacak olgunluğa eriştiğini de belirtmeden geçemeyeceğim.
Yazıyı bitirirken Bolu Dağı’na da varmış olduk. Bundan sonrası yokuş aşağı. Fenerbahçe’nin de önünün yokuş aşağı olması Beşiktaş galibiyetine ve rakiplerinin ekstra puan kayıplarına bağlı. İmkansız mı ,tabii ki değil ama öncelikle ligin ilk yarısının sonundaki baskılı futboluna dönmesi lazım Fenerbahçe’nin.
alp.eralp@abcspor.com