Tüm rakiplerin kazandığı haftada son maça kalmak hep zordur. Stresi boldur. Bu gece de aynen böyle oldu. Cepte sanılan üç puan uçtu gitti, hemde berbat bir futbolla. Gençlerbirliği hep ters gelmiştir. 10 puan farkla kazanılan Drogba dönemi şampiyonluğunda bile kendi sahasında yenmişti Galatasaray’ı.
Galatasaray maça kendi oyununu kabul ettirerek başladı. Rakip sahaya yerleşip kenarlardan boşluk aradı ama bulamadı. 20.dakikaya kadar gol gelmeyince bu sefer panik başladı. Bu dakikada panik başlaması çok garipti. Halbuki kendi oyununu oynasalar, gol gelirdi. Bir türlü hızlanamadılar. Tempo yoktu. Tüm takım durarak oynayınca artık gol karambollere, duran toplara kaldı. Gençlerbirliği çok iyi kapandı. Defansta sıfır hata ile oynadılar. Tebrik etmek lazım. Belhanda, Feghouli, Gomis ve Mariano tek bir olumlu hareket yapmadı desek yeridir.
İkinci yarı farklı olur, Galatasaray toparlanır, golü bulur düşüncesi 80. dakikaya kadar devam etti. Ama hiçbir şey değişmedi. Ne pozisyon, ne baskı, ne istek… Döndük Tudor’un, Riekerink’in takımına. 90 artılarda gelen Gençlerbirliği golü mucizevi bir ligde kalma golü veya Galatasaray’ı şampiyonluktan eden gol olabilir. Artık kalan 6 maçın tamamını kazanmak gerekiyor. Kayıp veya beraberlik lüksü yok.
Bu maç bitti. Geçmiş olsun. Kötü futbol geçmiş olsun. Kayıp puanlar geçmiş olsun. Acilen toparlanıp birlik olmak zamanıdır. Haftaya kazanılacak bir Başakşehir maçı ibreyi tekrar Galatasaray’a çevirir.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: cem.demircioglu@abcspor.com
twitter: @cemdemircioglu