Gecenin kahramanı Cenk Tosun.. 2 gol attı. Maç sırasında birden bir uğultu oldu, Cenk 2 gol atmış dedi herkes.. Hepimiz sevindik.. Sonra tekrar dandun maçımıza geri döndük
Gelelim maçımıza.. Uzun zamandır ilk defa stada gidip maç izledim.. Öncelikle seyircinin kaybedeceğiz gibi bir derdi yoktu. Kafadan hepimiz en kötü beraberlik. 20 geliyor diyorduk. Maç başladı. Umutların yükü Soldado ve Mehmet Ekici omuzlarında idi. Mehmet Ekici’nin ayağına top çok yakışıyor. Doğruya doğru. Soldado da mahallenin çelimsiz piresi. Ama benim gözüm Aykut hocamız ile Fatih Terim’de. Sonuçta komutan onlar.. Aykut hocam maç başlar başlamaz itirazlar, yakınmalar, koşarak 4. hakemin yanında bitmeler falan.. Fatih Terim ise garson çağırır gibi 4. hakemi çağırıyor, hakem yanına gidiyor ve bir şeyler söylüyor. O kadar. O zaman anladık ki, maç berabere.
Sonra aklıma maç sırasında Alex geldi. Malum maçı izliyor. Eminim ki ben şu an bu takımda oynarım demiştir. O kadar dar alanda oynanıyor maç. Oyunu bu kadar dar alana sıkıştıran üçgenler anlayışı nasıl güzel futbol olur ben bilmiyorum. Bu üçgenleri geniş açıda kurmak, oyunun yönünü hızlıca değiştirmek akıllardan geçmiyor. Takımlar için saha çok geniş idi, minyatür kale maç yapsalar daha iyi. Sahanın bir kısmına sıkışıp oradan üçgenlerle adam kaçırmak futbol mu? Bir de bu kadar geri pas nedir arkadaş… Bir ara Volkan Roman’ı dövecekti öyle bağırdı. Benim yüzüm tribünden kızardı, Roman 5 dakika sonra tekrar geri pas yaptı. Volkan’daki sabır evliyalık.. Topa vurmak için havalanan ve havada dönüp topa sırtıyla vuran Skrtel gördüm. Dan dun topa vuran Şener, maçtan bağımsız takılan Mehmet Topal ve Josef.. Bu takım hucum organizasyonu bilmiyor. Eski forvet teknik direktörümüz var ama hücum organizasyonu yapmayı bilmiyoruz. Kaç defa dandun geldik, kaç defa yanlış noktalara pas attık.. Yazık, sanki sezonun ilk 5 maçından birindeyiz.
Başkan ve yönetim kurulundan başlayan pasiflik ve sindirilmişlik takıma da yansımıştı, canlı gözlerle de gördük.. Bu kadar Fenerbahçe. Yazacak bir şey yok. Aykut gidene veya değişene (!) kadar böyle. Haftaya gene taraftarsız felsefik (!) konuşmalarıyla maç idare eder.
Bir kaç kelam da Galatasaray’a..
Geçen hafta Konyaspor’u iyi izlemişler, bu kadar yerde kalınır mı, ayıptır. Hakem de iyilik meleği.. Hepsine koştu yazık.. Sonra sözleriyle yerde kıvranan topçuları ikna etti. Bir ara bende kendisinin bu ikna edici konuşmalarını dinlemek isterim. Gomis çok iyi bir topçu, ama çok iyi. Ayağına hakim topçu sayısı çok fazla.. Ve hücum organizasyonlarında geniş alanı çok iyi kullanıyorlar. Rodrigues bir başka keyif. Hırslı değildiler. Maç sonunda da sevindiler. Rakipleri şampiyonluk dışına atamadılar. 19 yıldır yenememek de çok umurlarında değildi.
Kimse de Fenerbahçeliler de 20 sene oldu diye sevindi sanmasın. Yeneceğimize o kadar emindik ki, Aykut’un da emin olduğunu sandık. Ama o hücum etmek gene istemedi. İstemiyor yapacak bir şey yok. Verilmeyen penaltıları ise konuşmamalı. Gol atacaksın.. Büyüksen hakemi de yeneceksin.
Gecenin sonucu: Cenk Tosun 2 gol attı. O kadar.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: yakup.borekcioglu@abcspor.com
twitter: @Yborekcioglu