Son maçlarda kendine gelen ve yeni transferlerin de adaptasyon süreçlerini tamamlamaya başladığı temsilcimiz Fenerbahçe Doğuş evinde sezonun iddialı takımlarından, Rus temsilcisi Khimki’yi ağırladı. Koç Bartzokas’ın ekibi temsilcimizin aksine fikstür avantajının da etkisiyle sezona çok daha iyi başlamış ama son maçlarda özellikle hücumda yaşadıkları kısırlığın da etkisiyle ciddi bir düşüşe geçmişlerdi. Sarı lacivertlilerde Sloukas, Kalinic ve milli takımda olan Melih eksikler olurken Khimki’de ise Honeycutt dışında eksik yoktu, maç öncesi durumu belirsiz olan Robinson ve son maçları sakatlığı nedeniyle kaçıran Gill kadroda yer aldılar.
“Üçlük Yağmuru”
Sarı lacivertliler maça 3 sayı çizgisinden etkili başladı. Hem Datome hem de Nunnally iyi saha yerleşimimiz ve Wanamaker liderliğinde kurduğumuz yüksek ritmli pas trafiği sayesinde boş atışları buldular, bolca ceza kestiler. Tek eksik içeri indirdiğimiz toplarda Thompson’ın kolay atışları üst üste kaçırması ve Robinson başta olmak üzere hücum ribaundlarında onlara çok fırsat vermemizdi. Ayrıca boş atışlara biz de verdik fakat neyse ki bizim kadar yüzdeli atamadılar.
“Vesely Faktörü”
Çeyreğin ikinci bölümü ile beraber Vesely faktörü boy göstermeye başladı. Khimki savunmada sürekli adam değişmeye başlayınca Vesely hem hücum ribaundlarında hem de ters eşleşmelerde atletik üstünlüğünü net olarak ortaya koydu. Çek yıldızın enerjisi iki pota altında da hissedildi. Her ne kadar Robinson ve Shved biraz olsun kıpırdansalar da Fenerbahçe Doğuş hücumda rahat skor ürettiği için geri gelmelerine ve skora ortak olmalarına izin vermedi. Fakat rotasyonlarla beraber savunmada vidaları maçın başına göre biraz gevşettiğimiz de bir gerçekti.
“Ritmimizi Kaybettik”
İkinci çeyreğe maalesef hücumda düşük tempoda başladık ve ilk çeyrekte kurduğumuz pas trafiğini kaybettik Nunnally ile Datome’nin de kenarda olmasının etkisiyle. Topu da içeri indirmeyi unuttuk. Khimki ise tam tersi Shved liderliğinde penetre-pas hücumlarıyla savunmamızı zorladılar, 5-0’lık seri yedik sadece 1 dakikada. Koç Obradovic organizasyonu düzeltmek ve takımın tekrar ritm bulmasını sağlamak adına Dixon-Wanamaker ikilisine döndü ancak bu da çare olmadı, Khimki’nin giderek artan savunma sertliğine karşı hücumda durduk adeta.
“Dixon İlaç Oldu”
Çeyreğin ikinci bölümüne ise maça ısınan Dixon damgasını vurdu. Doğru penetreler, el üstü üçlük ve hızlı hücumda verdiği nefis bir asist ile hem takım arkadaşlarını hem de Ülker Arena’yı havaya soktu dev yürekli küçük adam. Bu bölümde Guduric ve Thompson’ın savunmadaki gayreti, enerjileri de dikkatlerden kaçmadı. 7-0’lık seri geldi Khimki’nin 5-0’lık çeyrek başındaki serisine karşılık olarak.
“Kendimize Geldik”
İlk yarının son bölümünde de akıllı oynayan ve Melli ile Vesely’nin oyunda olmasının etkisiyle ribaundlarda da dengeyi kuran temsilcimiz, hücumda topu paylaşmasının ödülünü aldı. Hatta bu ritm, bu düzen savunmamımıza da pozitif olarak yansıdı. Birkaç pozisyon hariç hareketli olarak yaptığımız adam değişmeli savunma ile Khimki’nin ritm bulmasına hep engel olduk ve farkı da çift hanelerde koruyarak soyunma odasına gittik.
“Farkla Gelen Rehavet”
3.çeyreğe savunmada ödün vermeden başladı temsilcimiz, zaten skor bulmakta zorlanan Khimki’yi iyice püskürttük. Shved’in de devreye giremediği bu maçta ayakta kalan tek isim ise Anderson oldu. Penetreleri ile savunmamızı zorlayan, takımına nefes aldıran isim oldu. Hücumda ise farkın açılmasının verdiği rehavet konsantrasyonumuzu düşürdü, tembel paslar top kayıplarına dönüştü. Vesely’nin kenarda olduğu dakikalarda Gill’in de pota altındaki enerjisi bizi zorladı çeyreğin ilk bölümünde.
“Datome ve Nunnally”
Datome ve Nunnally’nin tekrar aynı anda sahada yer almaları sayesinde hücumda ritmimizi bulduk. İki kanat oyuncusunun da dış şut tehdidinin çok yüksek olması ve bu maçta sıcak olmaları Khimki savunmasını iyice potadan uzaklaştırırken Wanamaker’in penetrelerine de alan açmış oldu. Ahmet’in boyalı alandaki kütlesini doğru kullanarak da koridorlar bulmaya başladı kısalarımız. Yine topu paylaşmak ve pas temposunu yükseltmek, geri dönüşte de savunmada konsantrasyonumuzu kaybetmemek farkı çift hanelere çıkarmamızı sağladı.
“3+1 Çok Değerliydi”
Çeyreğin son bölümünde hücumda biraz olsun uyumamız ve kısalarımızın topu elinde fazla tutmaları ile Khimki Shved liderliğinde ağırdan ağırdan üst üste 4 sayı buldu farkı da 4 sayıya kadar düşürdüler. Sahneye çıkan isim ise maçın x-faktörü Nunnally oldu. Amerikalı oyuncu bulduğu el üstü üçlük artı faul ile tam 4 sayılık bir hücuma imza attı ve farkı korumamızı sağladı. Ancak savunmadaki yumuşaklığımız devam etti, özellikle Shved’i gereksiz yere faul çizgisine göndererek kolay sayılar bulmalarına çanak tuttuk. Neyse ki Ahmet’in her iki pota altında sergilediği mücadele ve ortaya koyduğu enerji ile farkı tekrar çift hanelere çıkardık 4.periyoda girerken.
“Khimki Vidaları Sıktı”
Son periyoda Jenkins, Markovic, Gill üçlüsünü aynı anda sahaya sürerek başlayan koç Bartzokas istediğini aldı, savunmada sertlik seviyesini en yukarıya çektiler ve üretimde çok zorlanmaya başladık. Wanamaker ve Vesely’nin kenarda olmasının da etkisi vardı. Özellikle Dixon tek başına baskıya karşı organizasyonda problem yaşadı. Maalesef yaptığımız hatalar bu kez sıradan top kayıplarına değil, top çalma üzeri hızlı hücum sayılarına dönüşmeye başladı, açık alanda koşma fırsatı bulan Khimki farkı 5 sayıya kadar düşürdü. Enerji ve konsantrasyonumuz çok alt seviyelerde kaldı.
“Markovic de Atarsa”
Melli’nin ardından Thompson’ın da Gill’in savaşçı kimliği ve fiziksel oyunu karşısında 4.faulünü alması canımızı sıksa da topu içeri indirip Vesely’i kullanmaya başlamamızın ödülünü aldık. Ama kısa savunmasında gayretli olmamıza rağmen Shved ile Markovic’in buldukları zor, el üstü şutlar ile skorda kalmayı başardılar. Maalesef yine 12-14 sayılara çıkardığımız farkı koruyamadık ve maç sonuna sıkıntılı girdik.
“Wanamaker ve Hataları”
Son bölümde Wanamaker’in üst üste çizgiden boş dönmesi, Markovic’den yediğimiz ekstra sayılar ve uzunlarımızın üçünün de 4 faullü olması işleri iyice karıştırdı. Neyse ki Shved’e iki tane üçlük için izin vererek büyük bir hata yapmamıza rağmen Rus oyuncu isabeti bulamadı. Khimki’yi maçta tutan ise yine Gill oldu. Her eşleşmede yüzü dönük oynayarak potaya giden atletik oyuncuya çare bulamadık. Hücumda da potaya gitmeyi unutan ve bir ya da iki pas sonrası zorlama üçlüklere dönen temsilcimiz Khimki ne isterse onu yaptı adeta. Özellikle Wanamaker yine yanlış tercihleri ve oyunu fazla bireyselliğe dökmesi ile hataların baş mimarı oldu. Bitime 16 saniye kala skor 68-67 iken bile potaya gitmek yerine kaldırıp üçlük denemesi büyük büyük büyük bir riskti, neyse ki Anderson atış esnasında faul yaptı ve çizgiden 3/3 ile dönen Wanamaker biraz olsun hatasını affettirdi, maçı kazandık ecel terleri dökerek…
“Kazandık ama…”
Bu sezon bir çok maçta olduğu gibi Fenerbahçe Doğuş, farkın açılmasıyla beraber savunmada konsantrasyon problemi yaşadı, hücumda az pas çok birebire döndü ve basit top kayıpları ile rakibi tekrar oyunun içine soktu zorla. Neyse ki son bölümlerde Shved boş attı ve Anderson gereksiz bir faul yaptı. Yoksa şuanda galibiyeti dahil kendi sahamızda aldığımız üzücü bir mağlubiyeti konuşuyor olmamız muhtemeldi. Sarı lacivertlilerin ve koç Obradovic’in ne yapıp edip oyunu Wanamaker ya da Sloukas’ın tekelinden çıkarıp forvetler üzerinden kurulacak oyunlara yayması şart ilerleyen maçlarda.
Mail: fersu77@abcspor.com
Twitter: @fersudeniz