Bu karşılaşmada alacağı sonuç ne olursa olsun, grubu 2.sırada bitirecek olan sarı-lacivertliler, amiyane tabirle gazozuna denecek maça, mutlak kazanmak zorundaymış motivasyonu ve sert savunma ile çıktılar.
Maça değişik bir 5’le ve çizilen farklı setlerle başladılar ki bu da çok normaldi, çünkü antreman niyetinde de olsa, sonuçta bir Euroleague karşılaşması ve ZOC’un önünde, kafasındaki herşeyi denemek için bundan daha güzel bir 40 dakikası olamazdı!
Takımın savunma özürlü ama en önemli hücum silahı Goudelock’u bolca dinlendirip, onsuz da neler yapabileceklerini ve bu sezon iki kulvarda da fazla süre almayan Serhat Çetin’i gördüler.
Maccabi’deki pozisyonu olan 2 numarada Hickman’ı ve genç oyun kurucu Berk Uğurlu’yu test etme imkanı buldular.
Periyot 21-16, devre de 42-33 bitti. İkinci devrede ise motivasyon düştü ve savunma sertliği azaldı. Yine de çok zorlamadan ama fazla da gevşemeden, bir ara fark 2 sayıya kadar inse de son çeyreğe 64-56 önde girdiler ve maçı da 87-81 kazandılar. Bu skorla sarı-lacivertliler, grubu 8 galibiyet ve 2 yenilgiyle 2. sırada tamamladı.
Bu arada karşılaşma ile ilgili ilginç istatistik, maçı sarı-lacivertliler kazanmasına rağmen, sayı-asist-ribaunt üçlüsünde zirvedeki isimleri Alman ekibinden çıkmasıydı.
Yolları ülkemizden de geçen 3 oyuncudan, Dedovic 19 sayı, Stimac 8 ribaunt ve Bo McCalebb de 5 asist ile bu kategorilerin en öndeki isimleri oldular.
Sarı lacivertlilerde en skorer isimler ise; 16 sayıyla Bogdanovic, 15 ile Oğuz Savaş ve 14’le Nemanja Bjelica idi.
Maçın özelinden genele dönersek, oynadıkları 10 karşılaşma içinde, hiçbir maçta 73 sayı altına düşmezken, tam 7 kez de 80 sayı üstüne çıktılar ama madalyonun diğer tarafından bakarsak da, tam 5 maçta da 80 sayı ve üstü skorları potalarında gördüler!
Genel istatistiklere baktığımızda; eksik halkalar, her zaman konuştuğumuz takım savunması-asist kısırlığı-oyun kurucu problemi ve pota altını karartan dev bir 5 numara olarak göze batarken, hücum gücü ve özellikle 2-3-4 numaralardaki kaliteli ve geniş rotasyon da göze çarpan pozitif noktalardı.
TOP16’yi haftalar öncesinden cebine koyan Fenerbahçe Ülker için, her yazımızda bahsettiğimiz gibi GERÇEK ANLAMDA Euroleague Aralık sonu başlayacak! Dün belli olan yeni gruba baktığımızda ise; ‘bugünkü kadroları baz alarak yazıyorum, gelecek-gidecek oyuncularla rakip takımların da FB’nin de çehresi değişebilir‘ TOP8 yapma ihtimali, bence yapamama ihtimalinden çok daha fazla..
CSKA ve sakatları düzelip tam kadro olursa, bu seviyelerde oynamayı çok iyi bilen Spanoulis‘li Olympiakos haricinde, kağıt üstünde sarı-lacivertlilerden üstün diyeceğimiz hiçbir takım yok!
Anadolu Efes-Unicaja Malaga-Emporio Armani Milan-Nizhy Novgorod ve Laboral Kutxa’lı grup tam dişlerine göre dersek yanlış bir teşhis olmaz..
AMA TOP8’e ilk 2 sırada çıkılmazsa, saha avantajı rakipte olacak demek ve bu da büyük olasılık, ELVEDA FINAL FOUR anlamına geliyor! Hele de sabah akşam tekrar ettiğimiz, oyun kurucu gibi oyun kurucu ve çok yönlü bir pivot transferleri gelmezse..
Çapraz grubu ilk 2 bitirme ihtimali yüksek, Barcelona-Real Madrid’den hangisi gelirse gelsin, deplasman maçlarında servis kırabilmek her babayiğidin harcı değil!
İlk grup maçlarında Palau Blaugrana’da kazanmış olmamız kimseyi aldatmasın! Telafisi olmayan maçlarda, sadece saha içi motivasyonu değil, saha dışı, hakem ve lobi faktörleri de, hele de İSPANYA’DA OYNANACAK BİR FINAL FOUR’da, sadece TARAFSIZ basketbolseverler değil, Euroleague organizasyonu da iki devi MUTLAKA orda görmek isteyeceklerdir.
ONUN İÇİN, grubu ilk 2’de bitirmek tahmin edildiğinden çok daha önemli!
BAKALIM, takviye veya takviyeler gelecek mi? Gelecekse hangi bölgeye ve aşı tutacak mı?
Daha 15-17 Mayıs Madrid’de yapılacak FINAL FOUR’a 4.5 ay süre ve önümüzde öncelikle geçilmesi gereken bir TOP16, sonrasında da en ufak bir hatayı kaldırmayacak F8, yani ’BEST OF FIVE‘ serisiyle oynanacak eleme turu var.
EUROLEAGUE’in en pahalı 4-5 takımından biri olan FB’yi ve FB’lileri, gerek salon kalitesi, gerek organizasyon ve limitsiz maddi güce sahip sponsoru ile; en dibe vurdukları sezonlarda bile kalınan TOP16 kesmeyecektir!
Sarı lacivertliler TOP16 yürüyüşüne, 2 Ocak 2015’de Ülker Arena’da grubun en güçlü ekibi, yenilgisiz CSKA Moskova maçıyla başlıyor.
Hepimizin beklentisi, hayali FINAL FOUR ve Mayıs ayının ortasındaki 4 koltuktan birine sahip olmak..
Bakalım, senelerdir bu hayalle tutuşan 25 Milyonluk Fenerbahçe ahalisi, bu sezon muradına erebilecek mi?
