En son yazımdan sonra, transferler bitmeden yazı yazmama kararı almıştım. Ama kötü haber: dayanamadım. Dünkü maç sonrasında birkaç kelam etmesem ayıp olacaktı. Çok kafa ütüleyici bir şeyler olmayacak kısa ve öz. Önce maç:
Ben rakip takımların diğer maçlarını bile izleyemeyecek kadar seviyorum Fenerbahçe’yi, futbolu Fenerbahçe ile seviyorum yani. Bu yüzden içimizdeki Fatih Hoca sevgisi (!) ile ilk defa izledim Galatasaray’ı. Yorgun oldukları çok belliydi. Özellikle Marcao ve Luyindama çok sert ve kapı gibi defanslar. Taylan genç olmasının sempatikliği ile iyi olacak sanırım. Bunların dışında kalanların hepsi ne kadar GS topçusu ne kadarını değiştirebilirsin deseler Fatih Hoca tutar takımda tartışılır. Ben bu arada Linnes’i hep beğenirim, bu sefer de beğendim. Fatih Hoca kesinlikle kaybetmek istemiyordu. Bu da anlaşılır, kimse bu kadar erken bir derbi kaybetmeyi istemez. Oyuncu değişiklikleri çok geç idi. Bir de o da biliyordu ki, seyircisiz bir onun için avantaj değildir. Buna rağmen sahaya meşale atmayı düşünenlere bravo. Gerçekten amaç nedir? Ne kadar saçmadır?
Gelelim bize. Erol Hoca’nın Fenerbahçe’si geliyor. Erol Hocanın Alanyası en büyük başarı olduğuna göre ve ben de geçen sene hiç Alanyaspor izlemediğim için bizde yaptıklarına göre inceleyebiliyorum. Bu karışık günümüz koşullarında bu kadar yeni oyuncuyu hazırlamak zordur. Kendimizden misal, başka bir ülkeye gittiğimizde nasıl vücudumuzun alışması birkaç gün alıyor, bu yeni takımı haydi diyerek sahaya sürmek çok zor iş. O yüzden kendisini tebrik etmemiz lazım. 6. hafta sonrasında ne olduğu belli olacak olan Fenerbahçe’nin sinyallerini Galatasaray maçı ve öncesi ile okuyalım:
• Rakibi çok iyi okuyor. Her maç sırasında o maça göre Fenerbahçe’yi hazırlıyor. Bu iyi ama ben taraftar olarak o kadar sevmiyorum. Benim gözümde hele bizim lig için rakibe oyunu şekillendirirken en fazla 1-2 oyuncuya önlem alırsın, diğeri tamamen oyun akışını planlamaya bakar ve rakip düşünsün dersin.
• Oyuncularından en iyi faydalanacağı yeri biliyor. Hepimiz Sosa’yla başlarsa max 60 dakika oynatır, ikinci yarının tamamı derken, Ozan’ı öne alarak tüm maçı çıkarmasını sağladı.
• Futbol güzel topçularla oynanır. Benim ilk günden beri beğendiğim iki oyuncu var: Valencia ve Lemos. İkisi de ligin tozunu atacaklar.
• Topu rakibe bırakmayı seviyor. Ben sevmiyorum. Ben taraftar olarak karşı takımın top çevirdiği dakikalar bana eziyet. Diğer taraftan Ersun Yanal Fenerbahçesi gibi stoperler paslaşması, geri paslar da eziyet. O yüzden Erol Hoca’nın az eziyeti katlanılır.
• Tek bir genel oyun planı var. Sağdan ve soldan orta. GS ‘ın yaptığı topu kenara çekip sonra yerden ceza sahası önüne getirip şut çekmek aklında bile yok. Bu ana kadar ki tüm maçlarda da ilk şutlarımız çok geç zamanlarda. O zaman da hepimiz diyoruz ki kule forvet lazım. Ama oyun planının o olduğuna da çok emin değilim. Ortalardan ceza sahası önüne gelen topu alıp şut çekelim de yok. Dönen topları hemen kanata aktarıyoruz. Bunun düzeltilmesi şart.
• İlk yarı performansı düşük oyuncuları ikinci yarı başı değiştirmiyor. Bu da ilginç. Çocuklar en az bir 10 dakika daha verdim tavrı hakim. Onda olan sabır bizde yok. Şu ana kadar da işe yaradığını görmedik. Thiam ve Deniz kesin hocanın dediğini yapıyorlar ama Deniz’in vermediği pas ile kaçan pozisyon veya Thiam’ın kenarda performansızlığı, Ozan’ın taktik gereği yaptığı işlere rağmen kaçırdığı pozisyonlar, maçın berabere bitmesindeki en önemli etkenler.
• Duran top almak üzerine de bir oyun planı yok. Bu da enteresan, çünkü ayağı çok iyi topçularımız var.
Şu ana kadar benim aldığım izlenimler bunlar. Tüm bunlara rağmen patron o. Onun oyunu ile de şampiyon olacağımıza eminim. Sinyaller güzel.
Bu arada Fenerbahçe yönetiminin artık biraz hakemler hakkında konuşması lazım, GS’ın oyuncu atılmadan maç bitirmesi imkansız idi. Tisserand’ın eline penaltı, Ferdi’nin eşine döğme yapılmasına penaltı verilmemesi enteresan.
Yeni topçularımıza gelirsek, Samatta konusunda bir fikir oluşmadı. Fatih Hoca “bir çok önemli forveti var rakibimizin” demesi bile önemli. Genk dönemi performansını göreceğimizi umuyorum. Tisserand iyi bir stoper. Bu arada son dönemindeki Gustavo’yu izlediğimiz için de çok şanslıyız. Müthiş bir topçu.
Bunlar izlenimler. Erol Hoca da değişecek, değişmezse biz alışacağız. Akıllı bir adam olduğuna eminim.
mail: yakup.borekcioglu@abcspor.com
twitter: @Yborekcioglu