Euroleague’de 11.hafta mücadelesinde temsilcimiz Fenerbahçe Doğuş, İspanyol ekibi Barcelona’ya konuk oldu. Son 3 maçta yenmeyi başardığımız, ki bunların ikisi deplasmandaydı, Barcelona karşısında yine hedef galibiyetti. Temsilcimizde Kalinic dışında eksik bulunmazken Barcelona ise uzun bir aradan sonra tam kadro olarak bu kritik maça başladı.
“Sert Savunma ile Başladık”
Koç Obradovic Barcelona’nın Seraphin ile pota altındaki kalınlık avantajını kırmak üzere Ahmet ile başladı 5 numarada. Genç uzun iki pota altında da ne gerekiyorsa yaptı ve özellikle çemberi çok iyi korudu. Boyalı alandaki bu etkili savunmamız ile birlikte Datome başta olmak üzere forvetlere yaptığımız etkili savunma ile Barcelona’yı bunalttık. Koç Alonso’nun maç öncesi üstünde durduğu, takımını en çok uyardığı şeyi yapıp savunma kaynaklı sayılar bulduk ilk bölümde.
“Heurtel-Seraphin İkili Oyunları”
Hücumda Wanamaker-Vesely tepe ikili oyunları sonrası Çek uzun geçen sezon Udoh’un yaptığı gibi pas istasyonu görevini iyi yaptı. Hem Ahmet’i hem de kanatları besledi. Ancak savunmada bildiğimiz halde çözüm bulamadığımız Heurtel-Seraphin ikili oyunları canımızı yakmaya başladı. Barcelona’yı maçın içine sokan asıl faktör üç sayılık atışlar oldu. Hanga ve Moerman’dan buldukları boş şutlarla cezayı kestiler maalesef. Heurtel açık alanda baskı görmeden rahat pas dağıttı, Wanamaker’in savunmadaki konsantrasyon düşüklüğünü iyi değerlendirdi Fransız guard.
“Üçlük Yağmuru”
Çeyreğin ikinci bölümünde iki taraf adına da üçlük yağmuru artarak devam etti. Ama bu konuda bir adım önde olan taraf Barcelona’ydı. Sanders’ın da devreye girmesi ile beraber üst üste 5 üçlük bulan Barcelona farkı açtı, 8 sayıya kadar çıkardılar. Diğer taraftan geçiş hücumlarında Serpahin’i trailer olarak iyi kullanmaya başladılar, savunmamız geri dönmekte ve yerleşmekte zorlandı. Tempo maalesef Barcelona’nın istediği seviyelere çıktı, bu nedenle de rahat hücum ettiler.
“İlk Çeyrek Barcelona’nın”
Koç Obradovic son bölümde Melli-Vesely ikilisine dönerek hem 4 şutörle oynayan Barcelona’ya karşı perdeler sonrası her topu adam değişerek savunmayı hedefledi hem de hücumda ribaundlarda üstünlüğü rakibe teslim etmedi. Kenardan gelen Sloukas’ın yaptığı akıllı potaya gidişler ile hem skor bulduk hem de kırılgan olan Barcelona savunmasını zorlamaya başladık. Her ne kadar maçtan kopmamış olsak da ilk çeyrekte tempo kontrolünü rakibe vermemiz, Heurtel’in rahat oynaması ve tam 28 yememiz ciddi can sıkıcıydı. Hücumda sayı bulsak da erken top kullanmamız ve topu pota altına indirmeyi unutmamız hep Barcelona’nın ekmeğine yağ sürdü.
“Guduric Sınıfta Kaldı”
İkinci çeyreğe koç Obradovic Guduric’i sahneye sürdü, üçlük katkısı alabilmek için. Ama maalesef iki boş üçlükten isabet çıkaramadığı gibi savunmada da aksadı Sırp kanat oyuncusu. Temsilcimizde hücumdaki çeşitliliği, aradığımız yaratıcılığı yine Sloukas ile sağladık. Yunan oyuncunun yaptığı akıllı penetreler ya sayıya dönüştü ya da çizgiye gitti. Wanamaker’in oyuna girmesiyle savunmada baskıyı arttırdık, istediğimiz sertliği sağladık.
“Wanamaker’dan Alçak Post Oyunları”
Melli-Thompson ikilisi ile ribaundlarda etkili olmamız beklenirken Tomic-Oriola ikilisi özellikle hücum ribaundlarında canımızı yaktı. Neyse ki yakın atışları kaçıran Barcelona verdiğimiz fırsatlar değerlendiremedi. Buna karşın hücumda Wanamaker’ın Pressey’e karşı alçak posttaki fizik üstünlüğünü kullanarak üretime başladık. Buradan yarattığımız pozisyonlarda Melli-Thompson arası kurulan pas köprüleri de etkili olmaya başladı ve farkı eritip maça ortak olduk.
“Seraphin’e Gelen İkili Sıkıştırmalar”
Bir diğer kritik nokta da Seraphin’e top tarafından getirdiğimiz ikili sıkıştırmalardı. Gerek Nunnally gerek Guduric çok iyi iş çıkardılar bu yardımlarda. Pas verme konusunda pek hevesli ve başarılı olmayan Seraphin’in verimi iyice düştü, istediğimiz savunma odaklı sayılar gelmeye başladı. Ancak Thompson’ın ikili savunmasında yaptığı üst üste hatalar yine Seraphin’den gelen sayılarla Barcelona’yı maça soktu. Amerikalı uzun ne tam yukarı çıktı ne adamını takip etti ne de yardıma gidebildi, kararsız görüntüsü Barcelona ikili oyunlarına bir sürü alan sağladı.
“Barcelona’yı Potadan Uzaklaştırdık”
Son bölümde Vesely-Melli ikilisi ile Seraphin’e alan bırakmayan, Barcelona’yı potadan uzaklaştıran Fenerbahçe savunmada istediğini aldı. Barcelona ilk çeyreğin aksine bu kez boş üçlük atışlarda da isabet bulamayınca savunma ribaundlarını net çeken temsilcimiz Sloukas-Wanamaker ikilisi ile açık alanı doğru kullanıp geçiş hücumlarından rahat skorlar bulduk, üstünlüğü tekrar ele geçirdik.
“Thompson ve Savunma Zaafı”
İkinci yarıya Thompson-Vesely ikilisi ile başladık. Thompson’dan gelen orta mesafe katkısı ve Wanamaker’ın hücumda kıpırdanması ile öne de geçtik hemen. Ama Heurtel’in yine Thompson üzerinden oynadığı ikili oyunlardan üretmeye başladık. Amerikalı uzunun ikili oyun savunmasında kısanın karşısında kalamaması tüm savunmamızı çökertti adeta. Bu madeni çok iyi işledi Barcelona. Seraphin yine bizim boyalı alanımızı can sıkıcı şekilde domine etmeye başladı. Neyse ki hücumda Sloukas penetreleri ile üretime devam ettik ve maçtan kopmadık.
“Sloukas Sloukas Sloukas”
Çeyreğin ikinci bölümü ile birlikte Sloukas oyununu bir üst boyuta çıkardı. Son maçların aksine topu elinde fazla tutmayan ya direkt potaya giden ya da sıkıştırmayı görünce topu akıllıca boş arkadaşına hep ulaştırmayı başaran Yunan guard net olarak maçın x-faktörü oldu. Neredeyse hiç tercih hatası yapmadı. Özellikle Heurtel’in savunma zaafına karşın sürekli onun üstüne gitmesi ile Barcelona’nın hücumdaki verimliliğini de aşağı çekmiş oldu. Barcelona hücumlarının merkezindeki Heurtel oyundan düştü. Farkı 8 sayıya kadar çıkardık.
“Tempo Düşünce”
Heurtel’in kenara gelmesiyle 3.çeyreğin son bölümünde sertleşen savunmamızla Barcelona’nın temposunu iyice aşağı çektik, hücumda tüm ritmlerini verimliliklerini kaybettiler. Dış şutlarda da çember dövmeye devam eden Barcelona, savunmada da enerjisini kaybetti ve farkı çift hanelere çıkardık ilk defa, devreye de 13 sayı farkla önde girdi temsilcimiz.
“Guardlar Savaşı Fenerbahçe’nin”
Son çeyreğe sertlik seviyesini yukarı çekerek girmek isteyen Barcelona’ya karşı Sloukas-Wanamaker ikilisi ile akıllıca hücum eden temsilcimiz savunma açıklarını ve ters eşleşmeleri çok iyi değerlendirdi. Özellikle Wanamaker fizik üstünlüğünü Pressey karşısında kullanarak üretime devam etti. Barcelona ise yarı sahayı çabuk geçerek minimum pasla bireysel yetenekler üzerinden erken top kullanarak tempoyu yükseltmeye çalıştı.
“Fenerbahçe Oynadı Alonso Seyretti”
Fenerbahçe Doğuş, çeyreğin ikinci bölümünde sahaya doğru yerleşip soğuk kanlı bir şekilde oyunun kontrolünü tamamen eline aldı. Makine düzeninde oynayan ve Barcelona’nın kaus basketboluna kendisini çekmesine izin vermeyen temsilcimiz koç Alonso’nun hücumdaki etkinliği arttırmak için Navarro-Heurtel ikilisine dönmesine cezayı hep kesti Wanamaker artı Sloukas ile. Ayrıca Sanders’ı da uzun bir süre kenarda unutan koç Alonso, Nunnally ve Datome’yi savunmada zorlama fırsatını da kaybetmiş oldu.
“Şampiyon Ünvanının Hakkını Vermek”
İlk çeyrekte 28 sayı yiyen temsilcimiz maçın kalanında sadece 40 sayı yedi ve maç genelinde sadece 5 top kaybederek Barcelona’yı deplasmanda yenmek kesinlikle çok değerli bir başarıydı. Son maçlarda yakalanan ritm, yükseliş bu maçla, bu galibiyetle taçlandırılmış oldu. Thompson dışında tüm oyuncuların, Guduric’in de ikinci oyuna girdiği dönemdeki olumlu performansıyla birlikte, pozitif katkı vermeleri de çok önemliydi. Final Four yolunda emin adımlarla ilerleyen Fenerbahçe Doğuş, son şampiyon ünvanına yakışır şekilde sahne almaya devam ediyor.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
Mail: fersu77@yahoo.com
Twitter: @fersudeniz
