TOPLARIYLA TANKLARIYLA!

Toplarıyla Tanklarıyla Gelseler Dahi!
Sampiyon olacak Fener vallahi…diye bağırır Fenerbahçe taraftarı.
Neler neler gördüler geçirdiler. Ama düştükleri yerden hep daha güçlü hep daha azimli kalkmayı bildiler.
Bu sezon, tam bir kenetlenme ve inanç içinde hedefe yürüdüler,  yürüyorlar.
İşte bu şartlarda, önce Beşiktaş’ın ardından Galatasaray’ın puan kaybı sonrası, zaten 10 puan önde olan Fenerbahçe, 10 haftadır kazanamayan Antalya karşısına rahat çıktı.
İlk 10 dakikada Caner’in önüne geçen ve etkili şut kullanmasına izin vermeye Süleyman Abay’ın başlamadan bitirdiği pozisyon ve Antalya’nın kullandığı oldukça serbest ve bir o kadar saçma vuruş dışında bir pozisyon yoktu.
Fenerbahçe adeta oyuna ısınma süresi olarak kullandı bu bölümü. Ancak sonrasında ayağa pas yaparak vites artırdı. Salih’in düşürülmesi sonrası kullanılan serbest vuruşta, Caner “Süleyman sen bi çekil” dedi ve yaptığı usta işi bir vuruşla golü attı.
30. dakikada, topla giderken Salih’in müdahalesi olmaksızın kendini yere bırakan Antalyalının Oscar’lık performansına kayıtsız kalamadı Süleyman, hop verdi faulü. Hatta bununla yetinmeyip bir de sarı kart verdi Salih’e.  Çok şükür bu çabalar boşa gitmedi ve serbest vuruşa kafayı yapıştıran Isaac Promise ile Antalya golü buldu.
Gol sonrası oyunun temposu düşer gibi oldu derken, pekmezinin akması sonrası tedavi görüp kafasında pazar filesi ile oyuna geri dönen Sow, yoktan var ettiği pozisyonu kornerle sonuçlandırdı.  Nitekim pozisyonun devamında, Fenerbahçe taraftarının hiç ısınamadığı Kadlec kalenin ağzında soluyla çaat diye yapıştırarak golü buldu, 38. dakikada bir kere daha öne geçirdi Fenerbahçe’yi.
Fenerbahçe ilk yarıda genel olarak derli toplu, kontrollü ve disiplinli oynadı. Orta sahada ve ileri uçta baskı kurarak rakibinin oyun kurmasına mani oldu. Süleyman’ın oyuna müdahale etmediği anlarda durum böyleydi. Ayrıca, kafayı yardıktan sonraki oyunuyla Sow’u da çok beğendim. Eğer hep bu şekilde zihni açılacaksa, ben gönüllü olarak haftada bir kendisinin kafasını yarabilirim. Bir de Salih’i beğenmeye çalıştım ilk yarıda ama beğenemedim.  Hani böyle kuru fasulyeye kaşığı sallarsın, belki iki tabak indirirsin mideye ama yine de bir şey eksikmiş gibi gelir ya, öyle işte. Hani yağ mı tuz mu salça mı eksik karar veremezsin,  öyle bir durum.  Olması gerektiği gibi değil sanki Salih. Daha iyi olabileceğini hepimiz gibi o da biliyordur sanırım.
İkinci yarının başlamasıyla birlikte, Antalya golü bulmak için biraz daha hareketli ve oyunu daha önde oynamaya çalışan bir görüntü sergiledi. Bu bölümde, Fenerbahçe ise geriye yaslanmayı tercih etti.  Sebebini anlayan varsa beri gelsin.  Belki de, akıllar bir sonraki haftaya çoktan gitmişti  bile.
Giray’ın sakatlığı sonrası Vederson oyuna girdi ve sol kanada ofansif anlamda hareket getirdi. Zaten Fuat Çapa da takımının dizilişini dramatik şekilde değiştirdi. Fenerbahçe ise karşı hamle olarak Salih’in yerine Alper’i oyuna aldı. Caner’in sakatlanması sonrası, yedek kulübesine abone olan Hasan Ali de oyuna girdi. Ama en entresanı Mehmet Topuz’un yerine giren “Behlül”dü.  Allah nazardan saklasın,  yakışıklı çocuk. Futbolu ile ilgili pek  fikir edinemedim.
Dedim ya akıllar Beliktaş maçına gitmiş olabilir diye, o kadar ağır bir maç oldu ki, Vedersonun şutu, Kadlec’in kornderden gelen topa vurduğu kafa ve Alper’in enfes ara pasında Webo’nun kafayla dışarı gönderdiği pozisyon olmasa ikinci yarıda uyumamak işten değildi.
Yine 75te, Vederson’un etkili ortası tehlike yarattı, Hasan Ali son anda mudahele etti, gözlerimiz açıldı.  Hemen akabinde pekmezi akan futbolcular karavanına tekmeye kafa sokan Kuyt katıldı.  Böyle özverili, cesur oyunculara saygı duymamak elde değil.  Fenerbahçe’nin, dişiyle, tırnağıyla şampiyonluğa yürüdüğünün “kanlı-canlı” kanıtıydı.
Bitmek bilmeyen duran toplardan birinde, Hakan Arıkan kornerden gelen ortayı etkili uzaklaştırmayınca, maçın celladı Kadlec de cezayı kesti.
81. dakikada topla hücuma kalkan Sow’u düşüren Serkan Balcı’ya ikinci kartı veremeyen Süleyman, maç bitmek üzereyken yaptığı faulü bu sefer görmezden gelemeyip oyuncuyu ihraç etti.
Tam maç bitti derken, Sow son saniyelerde bir gol daha atarak maçı ortalığı bayram yerine çevirdi.
Maç sonrası taraftarıyla bütünleşen Fenerbahçe, eğer önümüdeki hafta deplasmanda Beşiktaş’ı yenerse, ligin bitimine 4 hafta kala şampiyonluğunu ilan ederek bir rekora daha imza atacak.
Taraftarının gurur duyduğu bir takım haline gelen Fenerbahçe’ye ve bu takımı yaratan Ersun Hoca’ya tekrar tebrikler.
serter.ince@abcspor.com