Bir Osmanlıca tartışmasıdır gidiyor. Uzun adam ” ben olacak diyorsam olacak” derken, internet mizahçıları futbol takımlarının Osmanlıca adlarını yazdılar bile.
Feda-ül Menemen, Hisar-ı Beyaz Ül Belediye, Memleket Ül Gaypak, Diyar- Kebap, Oğlan-ı Umumiye diye.
Şehr-i Yiğid ül Mert adlı Sivasspor ligdeki kötü gidişine bir dur diyebilmek için Fenerbahçe maçını seçmişti. İsmine yakışır bir biçimde yiğitçe saldırıp enayice defansı boş bıraktığı maçta da doğal olarak farklı yenildi.
Maçın 3. dakikasında gelen, ofsayt kokan golle Fenerbahçe öne gecti.
Ardından Emenike bariz bir gol pozisyonundan yararlanamadı ama ben buna hiç şaşırmadım. O pozisyonda dönüp vurmaya çalışması tam beklediğim gibi bir şeydi hatta o pozisyonu gol yapsa sürpriz olurdu.
Emenike’nin orta sahada ne yapacağını bilememesi sebebiyle topu oyunun sıkışık bölgesine atması ve ordan yapılan anlamsız kötü geri pasın Atıf tarafından yakalanması ve Volkan’ın hatalı çıkması neticesinde Fener’in golü yemesiyle Sivas umutlandı.
Atıf o pozisyonda kendini yere atsa, kırmızıyı da alırdı. Gol atmayı tercih etti. Volkan’ın öyle bi çıkışı var ki ” gel kendini at” dercesine.
Tam maç kızışacak derken 1 dakika sonra Moussa’nın golü geldi. Moussa çok büyük bir iş başarmışçasına bir gol sevinci yaşadı ama 2 metreden az daha kaçırıyordu golü. Kalede birazcık iyi bi kaleci olsa çıkarmıştı. Ordan ağları sarsmam lazım.
3. Golle beraber Sivas’ın gardı düştü, 5-6 beklentisiyle başlayan ikinci yarı 4 golle bitti..
Fenerbahçe iyi oynamadı, kötü de oynamadı bugün. Gerçekten de sahaya oynamak için çıkmış bir takım vardı karşısında. Lakin defansı çok kötü. Fenerbahçe 20 duran top kazansa sanki 10’u gol olacak gibiydi. Yan toplar, adam paylaşımı, uyum sıfır. Böyle bir defans bir alt ligde yok. Bence bu defans takımı ikinci lige postalar. Öyle ki yedikleri bir üçüncü gol var, tam evlere şenlik! Kuyt’ın attığı goldeki pozisyon maç içinde defalarca tekrarlandı ama şans eseri gol olmadı.
Gol attığı için söylemiyorum, Mü’min Moussa’da bir kıpırdanma var. Emenike her zamanki gibi berbat. Topal’la, Emre bana göre maçın en iyisiydi.
İsmail Kartal içerde Emenike ile oynuyor dışarda Webo. Meziyetleri itibariyle tam tersi olması düşüncesindeyim. Diyeceksiniz ki madem Emenike hep kötü neden oynuyor deplasmanda ? Deplasmanda da oynamasın.
Emenike çok formsuz ama hızı ve yıpratıcı fiziğiyle yine de rakip defanslar açısından bir tehdit. Webo da içerde çok etkili.
Fenerbahçe defansı S.O.S veriyor. Gökhan’ın hücum performansını bu sene çok eleştirdik ama defansif yönünün de eleştirileceği günler yakınmış gibi. Atıf’tan çalım yemeyen kalmadı geri dörtlüde. Dar alanda çalımı basıp basıp geçti.
Atıf iyi bir forvet. Ben olsam alırım. Sağda oynat, solda oynat, forvet arkası oynat, santrfor oynat. Bildiğin hücum jokeri ve benzer özellikteki meslektaşlarına kıyasla futbol IQ’ su oldukça yüksek. Bazen aradığın burnunun dibinde. Uzaklara bakmayıp alacaksın. Villareal’de Kalu Uche takır takır oynuyor. Burnunun dibindeydi adam, şakır şakır da atıyordu golleri.
Bi gözüm Sivas’taki Fenerlideydi. Yani Kaleci Ertuğrul’dan bahsediyorum. Mert’in yerine neden Ertuğrul’un kiraya verildiğini de anlamış olduk. Kalede çok güvensiz, çok top sektiriyor. 3 golde hatalıydı, 4 tane daha yiyebilirdi kendi hatasıyla. Bi şekilde o pozisyonlar gol olmadı. Şansı yaver gitti diye yorumluyorum!
Hafta içinde bilmem kaçıncı 4 şokunu yaşayan malum camia, Sivas’ın şiddetle puana ihtiyacı olduğu zannıyla Fener’den puan alacağını ve kara haftayı mutlu bitireceklerini umut ediyorlardı ki makus kaderleri onlara bir 4 şoku daha yaşattı.
Ne diyelim, başka bir haftaya inşallah.
4.yıldız yolunda bir şok da bizim yaşamamız adına söylüyorum, sezon başından bu yana bir kez, o da Beşiktaş maçında vitesi 4’e attık. Beşiktaş’ı yenmiş olmak aldatmasın adamlar vitesi 5’e taktı gidiyor.
Çok daha fazlasını yapmak lazım diyorum ve ekliyorum: 4.YILDIZ için Transfer şart !