Tam 1 hafta önce iyi oynayarak Ankaragücü'nü yenmiş, Mesut Özil coşkusuyla bulutların üstüne çıkmıştık. Çoğumuz şampiyonluk şarkıları söylemeye başlamıştı...
Biz Fenerbahçe’lilere fazla sevinmek yaramaz, muhakkak bir şey bulur keyif almaya bakmaktansa, illa bir kaos yaratmayı beceririz.
Şampiyon olur ardından Oğuz’la Aykut’u ya da Ersun hocayı göndeririz.
Tarihimizin en efsane futbolcularından Alex’i gözyaşlarıyla yollarız.
Yönetim-tribün gerginliği çıkartır bir sezonu heba ederiz.
Şölen hazırlıkları yaparken son hafta şampiyonlukları veririz.
Uzun lafın kısası biz Fenerbahçe’liler maalesef harakiri yapmayı çok severiz!
Bu sezon da müthiş transferlerle başladık. Bir anda kaybedilen şampiyonluğun moral bozukluğunu attık, camia üzerindeki ölü toprağı kalktı, kombine satışlarında rekor kırıldı. Yavaş yavaş takım da oturuyor derken gereksiz yere, hiç lüzumu yokken bir Van Persie gerginliği çıkarttık. Kendi ayağımıza sıktık resmen! Harakiri yaptık. Takımı gerdik, tribünleri gerdik. Bu güzel kadronun keyfini çıkartmak varken, oyunumuzu geliştirmeye konsantre olmamız gerekirken, saçmasapan işlerle enerjimizi harcamayı tercih ettik.
Maalesef bu durumun baş sorumlusu Pereira. Öyle veya böyle bir gerginlik olmuş ama bir şekilde atlatmışsın. Son Celtic maçında Fernandao ve Van Persie başarıyla oynamışlar beraberce. Hatta kanatta görev almak zorunda kalan Hollandalı kendisinden beklenmeyecek şekilde defansına yardım etmiş ve rakip beki kendi aut çizgisine kadar kovalamış fedakarca. E artık uzatma bundan sonra be hocam! Bu iki oyuncudan bir şekilde beraberce yararlan artık. Yine Van Persie’yi hafif kanada yakın mı oynatırsın, ikisini beraber forvette kullanıp 4-4-2 mi oynarsın bilmiyorum ama Akhisar karşısında bile bu iki oyuncuyu beraber kullanmayacaksan ne zaman kullanacaksın?
Hadi inat ettin, Van Persie’yi kaybetme uğruna böyle bir kararı aldın, peki oyun içindeki değişikliğine ne demeli ? Orta sahada ”topu bilen” iki tane adamın var; Diego ve Meireles. Kötü de oynasalar, oyunu yönlendirme becerisine sahip ayaklar bunlar. İkisini aynı anda çıkartıyorsun ve sakatlıktan yeni çıkmış Josef De Souza ve Fenerbahçe seyircisi önünde oynamaya henüz alışamamış, son paslarda sıkıntı yaşayan Ozan Tufan’ı alıyorsun. Bir anda orta şahan ”dümdüz” bir hal alıyor. Hep yazageldiğim ”skoru koruma” isteğin yüzünden yapıyorsun bu değişikliği hocam ama bir konuda yanılıyorsun. Skoru korumak için defansif orta sahaları doldurmak yerine, pas yapman lazım. Bu orta sahayla nasıl pas düzeni yaratacaksın?
Kusura bakma ama fiyasko bir değişiklik bu. Maçı veren hamle. Büyük hayalkırıklığı. Bu değişiklik yüzünden tek hamle hakkın kalıyor ve sadece Van Persie’yi oyuna alabiliyorsun 2-2’den sonra. Rakip defansın dengesini bozacak, ortalığı karıştıracak, çizgiye inecek Volkan Şen’i alamıyorsun. Neden ? Bu son derece gereksiz aynı anda yaptığın iki oyuncu değişikliği yüzünden. Sonrası doldur boşalt ve karambollerle kazanılan pozisyonlar.
Bu mu olmalı böylesine bir kadronun oynayacağı futbol? Doldur boşalt mıdır bizim rakip defansı aşmak için tek çaremiz? Her maçta duran toptan gol yer mi bir takım? Kariyerinde ilk kez bu kadar çok maç üstüste oynayan Şener’i bu kez dinlendirip Gökhan Gönül’e de bir şans vermek için biçilmiş kaftan değil mi bu maç?
Üzgünüm hocam, Van Persie krizini yönetemedin. Oyuncu değişikliklerinde çuvalladın ve en önemlisi artık 3 ay geçti, 1 kez bile etkileyici bir futbol oynatamadın takıma! Gazetecilerin sorularına kızıyorsun, esip gürlüyorsun, eleştiriyi hiç sevmiyorsun ama artık bir zahmet şen de özeleştiri yapıver.
Milli maç arasında şapkayı önüne köy ve hatalarından ders çıkar.
”Harakiriyi” boşver, bu sese kulak ver.
Fener taraftarı skoru korumayı değil, atak futbolu sever!
Hey 15'li türküsü var mesela, düğünlerde falan da zaman zaman çalınır, neşeli gibi görünür ama aslında hiç de öyle değildir, hüzünlüdür. 15 yaşında cepheye...
Tam 1 hafta önce iyi oynayarak Ankaragücü'nü yenmiş, Mesut Özil coşkusuyla bulutların üstüne çıkmıştık. Çoğumuz şampiyonluk şarkıları söylemeye başlamıştı bile. Ardından etkisiz kaldığımız Sivas...
ŞAKASI YOK
Kalitesi az, mücadelesi çok ligimizde herkes herkese çelme takabildiği için son sezonlarda şampiyon olan takımların puan ortalaması 2,1 – 2,2 aralığında kalıyor. Gerçi...
BİR AN ŞÜPHE ETTİRMEDİ
Ligin ilk yarısının son karşılaşmasında Dolmabahçe'de Karakartal'ın konuğu İzmir ekibi Göztepe'ydi. Başarısız geçen bir sürecin sonunda hocasıyla yolları ayıran Göztepe'de Ünal...
Hey 15'li türküsü var mesela, düğünlerde falan da zaman zaman çalınır, neşeli gibi görünür ama aslında hiç de öyle değildir, hüzünlüdür. 15 yaşında cepheye...
Tam 1 hafta önce iyi oynayarak Ankaragücü'nü yenmiş, Mesut Özil coşkusuyla bulutların üstüne çıkmıştık. Çoğumuz şampiyonluk şarkıları söylemeye başlamıştı bile. Ardından etkisiz kaldığımız Sivas...
SPORDA “SPONSORLUK” STRATEJİLERİ
Üç haftadır, “KADIN FUTBOLU” üzerine yazıyordum. Benim için futbol futboldur, erkeği kadını yoktur. Dünyada Kadın Futbolu müsabakalarını yakından takip ediyorum ve etmeye...
Maçın ilk devresinde şöyle bir görüntü vardı. Sanki ikili mücadelelerde hep bir tık geç kalıyorduk, pasları ayağımızdan bir saniye geç çıkartıyorduk, saha içinde kararları...
Sitemizde temel hizmetler ve işlevleri sağlamak ve ziyaretçilerin sitemizle nasıl etkileşimde bulunduğuna dair verileri toplamak için tanımlama dosyaları gibi araçlar kullanıyoruz. Kabul Et’e tıklayarak, reklamlar, analitik ve destek için bu araçları kullanmamızı kabul edersiniz.
Cookie kullanılmasını tercih etmezseniz tarayıcınızın ayarlarından Çerez’leri (Cookie) silebilir ya da engelleyebilirsiniz.Kabul EdiyorumKabul EtmiyorumGizlilik ve Çerez Politikası