Faroe Adaları…
Kuzey Atlantik Okyanusu’nun ortasında, Avrupa ile dünyanın geri kalanı arasında bir nevi “köprüden önceki son çıkış”. 18 adadan ibaret, 50 bin insan ve bir o kadar da koyun (hatta koyun sayısı daha fazla) bir ülke..
Her ne kadar ülkenin ata sporu, tarihten gelen geleneksel kürek yarışları olsa da, artık futbol da halkın epey ilgisini çekiyor diyebiliriz.
1988’de FIFA’ya, 1990’da da UEFA’ya kabul ediliş ve hemen ardından, 1992 Avrupa Şampiyonası elemelerinde, daha 3 ay önce Dünya Kupasında yer yer almış Avusturya milli takımına karşı elde edilen 1-0’lik zafer, ülkenin tarih sahnesine girer girmez, bu sansasyonel zaferle ilgi katlanarak daha da artıyor.
FIFA-UEFA için 1988-90 senelerdi dedik ama ülkenin futbolla tanışması 1 asır öncesine dayanıyor ve 1892, ülkenin ilk futbol kulübü olan TB Tvoroyri’nin kuruluş yılı.
1942’den de deplasmanlı liglerinin start aldığı ilk sezon.
Milli takımlar düzeyinde baktığımızda, aslında oynanan ilk milli maç 9 Haziran 1930’da, yani bundan tam 90 sene önce Shetland’a karşı alınan 5-1’lik mağlubiyet
Ve o zamanlar ülkede mücadeleye uygun saha zemini bulunamadığı için, Faroe’nin tüm iç saha maçlarını İsveç’te oynadığını da hatırlatalım!..
Faroe futbol dendiğinde de, ülke tarihinin en meşhur futbolcusu, yolu Premier League, Man City”den geçen kaleci Gunnar Nielsen.
24 Nisan 2010 tarihinde Arsenal deplasmanında Emirates’de 1 maç ve 14 dakika da olsa, tarihe PL görmüş ilk Faroe’li olarak geçmişti Gunnar.
Ülke içinde oldukça sevilen kaleciye, şu an Almanya’da Arminia Biefeld forması giyen milli forvet Joan Simun Edmundsson, 4 kez ülkede yılın futbolcusu seçilen defans oyuncusu Frodi Benjaminsson da eklenebilir.