https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

EUROBASKET WOMEN 2017 2. GÜN TOPLU SONUÇLAR

Okunması Gerekenler

Dehşetengiz ve sürprizlerle dolu bir günü daha geride bıraktık, ve kimi gruplarda daha şimdiden çeyrek finale doğrudan gidecek takımlar, yani grup liderleri belli oldu:

 

A Grubu

 

İspanya 76 – 54 Ukrayna: Aslına bakarsanız İspanya dün yaptığının aynısını yaptı ve rakibi karşısında sadece birkaç dakika hakikaten dominant oynayıp oradan elde ettiği sayı farkı avantajının üzerine yattı ve rölantiye alarak yine maçı kazandı. Gruptaki takımlar göz önüne alındığında, İspanya yorulmamak için taktik yapıyor gibi görünebilir, lakin sanki o alıştığımız yenilmez görüntülerinden uzaktalar bu defa. Maça Torrens ve Iagupova’nın düellosu damga vururken, İspanya 3. çeyreğe dek rakibini adeta seyretti ve güçsüz olan tarafmışçasına ayak uydurmaya çalıştı. Öyle ki, 9-0’lık seri yakalayıp, hemen peşinden 0-10’luk seri yediler. Devamında savunma sertliğini çok yukarı çekerek ve rakibin faul problemine erkenden girmesini sağlayarak, maçı rahatça kazandılar. Tabi Marta Xargay’ın en kritik yerlerde kaydettiği basketlerin de hakkını verelim. Böylelikle 2’de 2 yapan İspanyollar, grup liderliğini garantilerken, Ukrayna da Macarlar’ın Çekya’yı yenmesiyle gruptan çıkmaya hak kazandı. Ukrayna’da Iagupova 23 sayı 8 ribaunt 4 asist 5 top kaybı ve 5 faulle, Udodenko ise 21 sayı 6 ribaunt ve 5 top çalmayla devleşirken, İspanya’da Torrens, Xargay (3/7 üçlük ile 19 sayı 2 top çalma 4 top kaybı) ve Lyttle (16s-18r) galibiyette başrolü oynadı.

Maçın yıldızı: Torrens (İSP): 26 sayı 8 ribaunt 5 asist 4 top çalma

 

Çekya 70 – 74 Macaristan: Nefes kesen, kıran kırana bir maç oldu. Kazanan ekibin gruptan çıkacağı, kaybedeninse eleneceği bir maçın temposu da, bundan aşağı olamazdı zaten. Çekler ev sahipliği avantajını kullanıp 2. ve 3. periyotta oyunu dikte etseler de, ilk ve son periyotları daha iyi oynayan Macaristan, kritik anlarda da (nihayet) ivmelenen Nagy-Bujdoso ve Fegyverneky’nin mükemmel isabetleriyle zafere ulaştı. Macarlar’da ayrıca Vandersloot (10s-5r-7a), benchten gelen Hatar (6s-5r) ve en kritik yerlerde üçlükler atan Zele (6s) ile Simon (7s) da ön plana çıktı, Krivacevic ise 0/7 isabetle 1 sayıda kaldı. Son dakikalarda kolay çalınan hücum faulleri ve kaçan atışlardan ağzı yanan Çekya’da Vaughn (14s-6r), abla Elhotova (6/10 isabetle 14s, çok clutch basketler) ve bu defa ilk 5’te düşünülen ve bu tercihin hakkını limitine dek veren Hanusova (17s-8r-3a)’nın yanı sıra Vyoralova (9s-5r-5a) ve Burgrova (9s) da ellerinden geleni yaptılar. Kulichova ise (1s) yine hayal kırıklığı yarattı. Bu sonuçla birlikte Macarlar gruptan çıkmayı garantilerken, ev sahibi Çekya, herkesleri yanıltarak daha ilk turdan turnuvaya veda etmiş oldu.

Maçın yıldızı: Nagy-Bujdoso (8/17 saha içi isabet ve 5/9 üçlük ile 21 sayı 3 ribaunt 3 asist) ve Fegyverneky (6/13 isabetle 20 sayı 7 ribaunt 6 asist) (MAC)

 

B Grubu

 

Slovakya 68 – 59 Belarus: Belarus, Leuchanka ve Verameyenka’nın yokluğunda tek kelimeyle cehennemi yaşadı. Böylesi bir düşüşü onlar bile beklemiyordu, diyebiliriz. Esasen çeyrekte Bentley (10s-4r-4a-3tç-6tk) oyuna girdikten sonra 10-0’lık bir seri yakaladılar ve Snytsina (12s-3a) hiç kaçırmadan 7 sayı kaydetti. Hatta ilk üç çeyrekte Slovaklar ile denk bir oyun oynamalarına karşın, maç boyu engel olamadıkları tecrübe abidesi elit şutör Zirkova’ya, şut ritmini bulamayınca asistlere ağırlık veren dünün kahramanı Balintova (3/12 isabetle 9s-4r-4a) ve pota altında Ruzickova’ya (8s-15r) direnemediler. Bu iki ismin önderliğinde Slamova (7s), Vynachulova (11s) ve Remenarova’dan (6s-6r) da büyük katkı alan Slovaklar, yıkılmadılar ve gruptan çıkmayı garantilediler. Belarus ise, Likhtarovich (9s-6r-5a), Papova (4/12 isabetle 10s-6r-4tk) ve benchten gelen Hasper’in (9s-5r) çabalarına karşın, böylelikle daha ilk etapta turnuvadan elendi.

Maçın yıldızı: Zirkova (SVK): Çoğu en hayati yerde gelen 8/18 isabetle 22 sayı 8 ribaunt 5 asist… 37 yaşında iken hem de… Şapka çıkartmak lazım.

 

İtalya 53 – 54 Türkiye: Öncelikle belirtelim: Rezalet ve felaket verimlilikle ve yüzdelerle hücum ettik; Quanitra hariç. İtalyanlar da, Zandalasini dışında hücumda bizim kadar kötüydüler, ki bunu sağlayan başat kriter, artık kimliğimiz haline gelen takım savunmamız idi. Maç boyunca kısalarımızın hiçbirisi dış şutlarda varlık gösteremezken (Işıl 2/14, Birsel 1/10 – ama en kritik yerde attı o üçlüğü neyse ki, Olcay 0/4, Şaziye 0/2), Tuğçe (6 sayı, 7’si hücum toplam 12 ribaunt), Bahar (2’si hücum toplam 7 ribaunt) ve Quanitra’nın (6’sı hücum toplam 21 ribaunt) hücum ribauntları ile bulduğumuz ikinci şanslar, Quanitra’nın pota altında her türlü ikili oyunu, takibi ve birebirleri mükemmelen bitirmesi, sert savunmamız ve artık turnuva takımı haline geldiğimizin nişanesi olan “en kötü senaryoda bile kazanmayı bilme alışkanlığımız” sayesinde, gruptan lider çıkmayı ve doğrudan çeyrek finale kalmayı garantiledik. Bireysel skor opsiyonluğu bakımından Quanitra dışında bir tek (2/9 gibi düşük bir yüzdeyle de olsa, 4s) Bahar’dan verim alabildik.

https://youtu.be/G4IK20lm2Cs

Eğri oturup doğru konuşmak lazım; devşirmemiz olmadan bu maç bir hiç olurduk ve hezimete uğrardık. O kadar ki, Quanitra tam 37 dakika oyunda kaldı ve Tilbe gibi bir yedek pivotumuz sadece 3 dakika süre bulabildi. Zaten bozuk olan ritmi daha da bozmamak için koç Ekrem Memnun, rotasyonu iyice daralttı ve tam 5 oyuncumuz 30 dakikadan fazla oynadı. Gerçi bu galibiyet sayesinde Belarus karşısında istirahat edebileceğiz, ama hücumda kısalarımızın özgüvensizliği ve şuta dair tedirgin tereddütleri bir soru işareti yaratıyor. İtalyanlar’da ise Sottana (2/12 isabetle 5s-4r-2a), Işıl’ın tüm çabaları sonucu her eline geleni verimsiz kullanıp raydan çıkarak devre dışı kalırken, sakatlanan Macchi de oyuna dönemeyince, her şey genç Zandalasini’nin omuzlarına yıkıldı. Eğer maçın son hücumunu da müsait pozisyonda attığı şutla bitirebilseydi, maçın kahramanı Quanitra değil, takımının skorda çift hanelere çıkan tek ismi konumundaki Zandalasini (10/15 isabetle 23s-10r-2a) olacaktı. Turnuva takımı olmayı başaran ve çeyrek finale hak kazanan Perilerimiz’e tekrardan tebrikler, müthiş çetin bir muharebeden galip çıktılar.

Maçın yıldızı: Quanitra Hollingsworth (TUR): Maçı kazandıran son serbest atışı da dahil 10/20 isabetle 29 sayı, 21 ribaunt, 2 blok. Helal-i hoş olsun.

 

C Grubu

 

Yunanistan 56 – 59 Slovenya: Yine ilk günkü gibi, Slovenler çok takdire şayan bir direniş sergilediler. İlk iki çeyrekte Baric dahil hiçbir Sloven hücumda ritim tutturamazken, Yunanlılar Maltsi ve Kaltsidou ile arayı açtı. Lakin 3. çeyreğin ortalarından itibaren devreye giren, ilk maçın kaybedilmesinin baş sorumlusu Teja Oblak’ın önderliğinde, Erkic, Lisec ve Pirsic ile muhteşem bir geri dönüşe imza atan Slovenler, devşirme Evans’ın olağanüstü gayretiyle son dakikalarda üstünlüğü ele aldılar ve kritik serbest atışlarda hata yapmamalarının ardından, isabet yönünden çok kötü bir gün yaşayan liderleri Baric’in kolayca attığı bir turnike ile zaferlerini ilan ettiler. Sert, çabuk, organize ve azimli savunmaları ilk iki çeyrekte faullerle cezalandırılan Slovenler, bu strateji ile aradıklarını son çeyrekte buldular ve böylelikle Eurobasket tarihlerindeki ilk galibiyeti de elde etmiş oldular. Slovenler’de Lisec 15 sayı 5 ribaunt 3 asist 2 top çalma, en kritik yerlerde hançeri saplayan Erkic 5/13 isabetle 11 sayı 2 top çalma, Pirsic 7 sayı 10 ribaunt, Evans 5 sayı 4 ribaunt ve Baric de kötü yüzdeli bir 5 sayı 4 ribaunt 5 asist ile mücadele ederken, Yunanlılar’da Kaltsidou 9/17 isabetle 23 sayı 7 ribaunt, Maltsi 3/13’lük yüzdeyle 10 sayı 5 ribaunt 6 asist 4 top kaybı, Spanou 9 sayı ve sadece 1 ribaunt kaydetti. Böylece gruptaki hesaplar iyice karışmış oldu.

Maçın yıldızı: Teja Oblak (SLO): 4/12 isabetle 11 sayı 9 ribaunt 6 asist

 

Fransa 73 – 57 Sırbistan: İlk maçtaki dev hatadan dönen Sırplar, maça Sonja Petrovic ve Krnjic’i (9s-7r) ilk 5’e monte ederek başlamanın mükafatını erkenden aldılar. Fakat Tchatchouang’ın çok kötü bir gün geçirmesine karşın, üçüncü çeyrekten itibaren Dumerc, Miyem, Ayayi (8s-6r), Minte (4s-10r) ve Johannes (3/6 üçlükle 13s-3a) oyuna ağırlığını koyunca, sakatlığı nükseden Ana Dabovic’ten maç boyu faydalanamayan Sırbistan bir anda skorda geriye düştü ve son periyotta Petrovic ile Milovanovic’in tüm uğraşlarına rağmen farkı kapatamadılar.

https://youtu.be/0QIWzDtj0YA

Böylelikle, 2015 Eurobasket’in iki finalistini tekrardan karşı karşıya getiren bu manidar müsabakada rövanşı alan ve çeyrek final biletini cebine koyan Fransa oldu. Petrovic’in 18 sayı 7 ribaunt, Milovanovic’in de 5/22’lik yüzdeden bulduğu 18 sayı ile sırtladığı Sırplar ise, 2015 ve 2016’da olduğu gibi, turnuvaya erkenden veda etmeme ümitlerini yine son dakikaya, yani Slovenya maçına ve nice ikili averaj hesabına bağladılar.

Maçın yıldızı: Dumerc (maç boyunca 5/13’lük saha içi isabette kalsa bile, son çeyrekte takımına seviye atlattı ve maçı 17 sayı 8 ribaunt 5 asist 2 top çalmayla noktaladı) ve Miyem (7/11 ile 17 sayı 8 ribaunt) (FRA)

 

D Grubu

 

Karadağ 55 – 76 Letonya: Dubljevic’siz Karadağ’ın demsiz çaya benzediğini ifade etmiştik; yanılmadığımızı bir kez daha gördük. İlk yarıda, hatta Skerovic ve Robinson sayesinde üç çeyrek boyunca başa baş devam eden mücadele, son çeyrekte Babkina ve Laksa’nın üç sayı çizgisinden azıtmasıyla tamamen Letonya lehine döndü. Letonya’nın üç sayı tehdidi bakımından turnuvanın en tehlikeli takımı olduğu burada ispatlandı. Takım halinde 11/28 (%40) ile üçlük sokan Letonyalılar, böylelikle Karadağ’ı ateşe attı ve rakiplerinin gruptan çıkma yönündeki tek ve son umudunu Rusya ile yapacakları maça bağladı. Letonya’da üçlük canavarlarının dışında Steinberga 16 sayı ve 10 ribaunt ile double-double yaparken, genç pivot Dreimane sahada yine 1 dakikadan az kalabildi. Karadağ’da ise ilk periyottan itibaren takımını güzelce kumanda eden Skerovic 8 sayı (0/4 üçlük) 4 ribaunt 10 asist, Robinson 14 sayı 16 ribaunt, Jovanovic 13 sayı, Perovanovic de 10 sayı kaydetti.

Maçın yıldızı: Bombacı eküriler Babkina (4/6 üçlük ve 9/15 genel isabetle 27 sayı 7 asist) ve Laksa (5/9 üçlük ve 6/12 genel isabetle 17 sayı) (LET)

 

Rusya 75 – 76 Belçika (Uz.): Günün en zevkli maçı mıydı bilinmez, fakat kesinlikle en klas maçıydı. Bir yanda Belçika’nın ikiz kuleleri Wauters ve Meesseman, diğer yanda ise, takımını tek başına sürüklemeye çalışan genç Vadeeva ile müthiş bir düello seyrettik. Belçika, tıpkı bir gün evvel Letonya’nın yapmış olduğu gibi, ilk çeyrekte rakibini gafil avlayıp tam 12 sayılık farka erişince, son çeyreğe de rahat girdi. Fakat 19-7’lik bir son çeyrek performansına Beglova ve Belyakova sayesinde kavuşan Ruslar, son saniyelerde Tikhonenko’nun (6s-7r) alışık olmadığımız bir uzak mesafe basketiyle skoru eşitledi ve maç uzatmaya taşındı. Maç boyunca rakip pota altı tarafından pek çok kez bloklanan ve bu sayede paha biçilemez tecrübeler edinen Vadeeva mücadelesiyle alkışları toplarken, uzatma periyodu tam manada iki uzman veteranın, yani Wauters ile Belyakova’nın savaşına döndü. Fakat son hücumu bu defa Prince ile cömertçe harcayan Rusya, takımının uzatmada attığı 8 sayının 6’sını kaydeden Wauters ve ekibine direnemeyerek çeyrek finale doğrudan katılma hakkını kaybetti. Belçika ise, tam 10 yıl aradan sonra dönüş yaptığı Eurobasket’te grup liderliğine kurulup çeyrek final oynamaya hak kazandı. Ölüm grubundaki hesaplar da fena halde karışmış oldu.

Rusya’da Vadeeva (7/17 isabet) 16 sayı ve 9’u hücum olmak üzere tam 14 ribaunt ve 3 asistle oynarken, Prince 6/21 isabetle 17 sayı 8 ribaunt 5 asist 2 top çalma, Kirilova 4/12 isabetle 9 sayı, Belyakova 6/15 isabet ve iki kritik üçlükten gelen 14 sayının yanı sıra 8 ribaunt ve 3 asistle mücadele etti, Maiga da 8 sayı, 8 ribaunt ve 5 faulle oynadı, yedek pivot Vieru hiç oynatılmadı ve Ruslar takım halinde 6/25 ile üçlük attılar. Belçika’da ise 36’lık abide Wauters dışında Meesseman %50’lik isabetle 23 sayı 6 ribaunt 3 asist, en kritik yerlerde sayılarıyla takımını maçın içinde tutan Kim Mestdagh 16 sayı 5 asist, genç guard Vanloo ise 7 sayı ve 4 asistle ön plana çıktı.

Maçın yıldızı: Wauters (BEL): 10/18 isabetle 20 sayı 9 ribaunt 5 blok

 

 

Yazarın diğer yazılarına erişmek için tıklayın

 

mail: efe.ozenc@abcspor.com

twitter: @efe_ozenc

Youtube: Turuncu ve Siyah

Son Haberler

QUADRUPLE-DOUBLE, NBA TARİHİNDE SADECE 4 KEZ

NBA'de double-double hemen her maç, triple double'da her sezon onlarca kez gördüğümüz istatistiklerdir. Peki ya quadruple-double ? 350 bine yakın oyuncunun...

Benzer Konular