https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

EUROBASKET 2015 6. GÜN (A, C VE D GRUPLARI)

Okunması Gerekenler

efeVe grupların bu müthiş maratonu tamamlandı. Oldukça dramatik anlara da sahne olan bu 6. günde, grupların maceraları birbirinden çok farklıydı. A Grubu’nda herkes bu günün sonunda istediğini alırken, C Grubu’nda Gürcüler azmin zaferini ispatladılar, Hollandalılar ise kadere meydan okumakla yetindiler. D Grubu’nda herkes son ümidine tutunup, tabiri caizse “Yaradan’a sığınıp” son bir resital sundu ve Fesenko’ya yazık oldu. Ama hele bir de B Grubu vardı ki… Neyse, onun hikayesi de diğer yazımıza taşacak…

 

A GRUBU:

{CF3BA4FB-D4F7-4BE0-B9D1-23FEC04CB953}flexibleFinlandiya 65–78 Polonya: Kaybedenin Sırbistan ile eşleşeceği maça Ponitka’nın sayılarıyla giriş yapan Polonya, Waczynski’nin formunu sürdürmesiyle ilk bölümde Finlandiya ile skorda baş edebildi ve ilk 4 dakika 9-13 Polonya üstünlüğüyle geçti. Salin – Gortat düellosu ilerleyince bir anda tabela 17-18 oldu. Slaughter’ın hiç “boş geçmemesi” sayesinde Koponen ve ekibinin skor gücüne direnebilen Polonya, ilk çeyreği de 20-23 önde tamamladı. Her iki takımın da adam adama markajı benimsediği bu çeyrekte, savunmalar değil, hücumlar konuştu. İkinci çeyrekte, Karnowski basket atana dek skorda bir kısırlık vardı. Lee ise savunmada ne Karnowski’yi, ne Ponitka’yı, ne de Gortat’yı etkili biçimde savunamamanın acısını, hücumda da aynen çekti. Finlandiya organize hücumlarla boş adam bulmakta çok zorlanırken, Polonya biraz yüksek tempoyu seçince, o alışılageldik kısır hücumlardan ziyade verimli hamleler izledik. Kotti bir deva bulma umuduyla sahaya sürülünce, Huff’ın da üçlüğü sonrası, Koponen’in basketi Finlandiya’yı bir anda öne taşıdı (32-31). Pota altı yerine bu bölümde dış atışları tercih eden Finlandiya, pota altına, yani Gortat’ya topu indirmekten şaşmayan Polonya ile başa baş oynadı. Kulig’in sayılarıyla beşe çıkan fark, Finliler’e molayı aldırdı. Mola dönüşü sürpriz bir şekilde, benchten gelen Ahonen’in isabeti Finladiya’yı yeniden maça ortak etti. İlk yarının son hücumunda Lee’nin hatasından sonra Polonya ilk yarıyı 41-42 önde kapattı. İkinci yarıda aynı düzen devam etti; skorda liderliği bir o taraf, bir bu taraf eline geçirdi ve fark hep 2-3 sayı dolaylarında seyretti. Çeyrek bitimine doğru Slaughter’ın eforuyla bir ara Polonya farkı 6’ya çıkarsa da, büyük bir kopma gerçekleşmedi (49-55). Bu periyotta Finliler’i Huff ve Koponen, Polonya’yı da Waczynski ve Gortat ayakta tuttu. Son periyodun başlarında Polonya Finliler’e nazaran daha az ıskalayıp farkı 8’e yükseltti (52-60). Sonrasında, maç boyu ketum kalan Murphy ve Nuutinen’in emeklerine karşın Gortat takımını hep 6-8 sayı farkla önde tutmayı başardı. Cel’in hakemlere kendini beğendirdiği pozisyonda öfkesini kusan Murphy, koç Dettman tarafından kenara alındı. Bu fırsatı değerlendiren Cel de, basketiyle takımını ilk kez çift hanelerde üstünlüğe taşıdı (56-66). Huff’ın tekrardan oyuna girmesinden sonra, Karnowski maç boyu muhafaza ettiği güzel formunu sahaya daha iyi yansıttı ve fark azalmadı (58-71). Bu bölümde Polonya adına, takımın üçlük isabet yüzdesi fark yarattı (özetle Polonyalılar, bu periyotta maç kopana kadar üçlük kaçırmadılar). Son 1.42’ye de 63-74 önde giren Polonya, Nuutinen’in gayretlerine yenilmeyip maçı kazanmayı başardı ve grupta 3. Oldu. Finliler ise 4. Olarak gruptan çıktılar. Polonya’da turnuvanın formda ismi Waczynski 17 sayı 4 ribaunt 3 asist, Slaughter 13 sayı 8 asist, Gortat 10 sayı 4 ribaunt, Karnowski 10 sayı 5 ribaunt, Ponitka 8 sayı 6 ribaunt, Kulig de 7 sayı 3 ribaunt ile galibiyete katkıda bulunurken; Finlandiya’da Huff (17s), Koponen (6/15 isabetle 14s 8a 2tç), Nuutinen (11s 8r) ve Murphy (6s 5r) mağlubiyeti engelleyemedi.

 

{B705EEFD-5B44-4AF7-B642-5EF8BA55068A}flexibleBosna Hersek 61–81 Rusya: Yenilenin sonuncu olacağı oyundu bu. Boşnaklar maça hücumda büyük bir tempoyla başladılar ve “Cesur Yürek” Stipanovic ile içeriden kolay sayılar bulup 11-5 öne geçtiler. Geçen maçın suskun ismi Vorontsevich ve Monia da Rusya’yı sayılarıyla oyunda tuttu. Vrabac’ın da Pateev üzerinden bulduğu sayılarla skor 18-5 Bosna lehine döndü. Gruptaki tüm diğer maçlarının aksine, bu sefer Rusya maça hücumda yavaş ve etkisiz başlamış oldu. 22-12 geçilen ilk çeyreğin ardından, ikinci çeyreğe Kurbanov’un basketiyle girdi Rusya. Vorontsevich’in üçlüğü skoru 22-17 yaptı ve devamında Khvostov’un hızlı hücum basketiyle fark üçe indi, Bosna da hemen molasını aldı. Boşnaklar moladan sayıyla dönemeyince, Vorontsevich’in bir diğer üçlüğü, skora dengeyi getirdi, sonra da Vorontsevich faul isabetleriyle Rusya’yı maçta ilk kez öne geçirdi (22-24). Stipanovic’in 4 sayısıyla, üstünlük yine Bosna’ya geçti. İki takımın da verimli hücum edemediği dakikaların ardından, faul hakları da dolunca, skor yükü faul isabetlerine endekslendi. Bu bölümde, şu ana dek ne yazık ki çok az şans verilen genç Nedim Buza’yı da seyretme zevkine eriştik. Faul isabetleri aynı dengede kalınca, ilk yarı 31-31 eşitlikle geçilmiş oldu. İkinci devreye Fridzon’un üçlüğüyle başlayan Rusya, hücumlardan eli boş dönen Bosna’yı Vorontsevich’in üçlüğüyle cezalandırıp bir anda farkı 6’ya yükseltti (31-37). Kikanovic’in basketine Fridzon ile karşılık veren Ruslar, Kikanovic’in birkaç sayı daha atmasına mani olamayınca, fark hep 4-6 sayı aralığında seyretti. Savunmada bu bölüme kadar özel bir önem arz eden Kurbanov’un 4 faule ulaşması sonrası, Bosna biraz rahatladı. Stipanovic – Zubkov çekişmesine Buza da eklenince, 3. Periyodun bitimine yakın skora denge geldi (48-48). Bu seriyi, ilginçtir ama, Ponkrashov’un üçlüğü ve Khvostov bozdu. Renfroe’nun ıskasının ardından 3. Çeyrek 50-55 ile geçildi. Ruslar son çeyreğe süratli başlayınca, Bosna’nın sayı umudu faul çizgisine tutundu ve Zubkov’un dev smacına dek Bosna kendine gelememenin bedelini 8 sayı geri düşerek ödedi (53-61). Devamında gelen teknik faulle beraber, Rusya son 7 dakikaya 9 sayı önde girdi. Bir başka teknik faulle beraber, fark 10’a yükseldi. Antonov da kaymak niyetine bir üçlük atıp farkı 13 yaptı (53-65). Devamında Zubkov ve Antonov ile oyuna hükmetmeyi sürdüren Rusya, Boşnaklar’dan bir hamle gelmeyince, veya bir lider oyuncu çıkmayınca, son 2 dakikaya 57-76 önde girdi ve maçı da 61-81 kazanıp, grup sonunculuğundan ve (bu kadar kötü bir kadroya karşın pek çok maçı ucu ucuna kaybettiklerini de hesaba katarsak), turnuvayı galibiyetsiz kapatma utancından kurtulmuş oldu. Boşnaklar, bu kadronun defolarını örtmek için canla başla yaptıkları 4 maçın sonucunda bitap düşmenin bedelini, Rusya’ya yenilip grupta sonuncu olarak ödediler. Rusya’da Zubkov 17 sayı 7 ribaunt 3 asist 2 top çalma, Fridzon 16 sayı 3 asist, Vorontsevich 15 sayı 7 ribaunt 3 asist 4 top çalma 2 blok, Antonov 11 sayı 4 ribaunt, Ponkrashov 7 sayı 2 asist, Monia da 6 sayı 3 ribaunt 2 blok 6 top kaybı ile oynadı. Rakibine boyun eğen Bosna’da ise Stipanovic 22 sayı 6 ribaunt 6 top kaybı, Kikanovic 14 sayı 6 ribaunt, Vrabac 8 sayı, Sutalo 8 sayı 6 ribaunt 4 asist, genç Buza (1/6 isabetle) 3 sayı 5 asist 2 ribaunt, Gordic de (1/5 isabetle) 4 sayı 3 ribaunt 5 asist kaydetti.

 

A Fanİsrail 61–86 Fransa: İsrail’in üç temel oyuncusunu, yani Eliyahu, Mekel ve Casspi’yi dinlendirdiği bu müsabakada, Fransa maça o kadar acımasızca başladı ki, rakibinin üzerinden ilk periyotta bir biçerdöver gibi geçti (5-14). İsrail neye uğradığını şaşırırken, Fransa, aleyhtarlarına gözdağı verme derdindeydi. Batum – Gobert – Lauvergne üçlüsü, hem savunmada hem de hücumda çok büyük oynadılar ve ilk çeyrek 10-22 Fransa üstünlüğüyle geçildi. İkinci çeyrek başında Fischer ve Kadir ile biraz toparlanan İsrail, yine de, konsantre olmuş rakibinin hızını kesmeyi başaramadı. Tüm rotasyondan sıra sıra sayı bulacak kadar üstün bir takım oyunu sergileyen Fransa’da, ilk yarıda Parker’ın hiç sayı atmamış olması, takımın ne derece paylaşımcı olduğunu da gösterir cinsten bir veriydi (yarı bitimine 5.30 kala, 14-31). Limonad, Yivzori, kendini bir türlü gösteremeyen Dawson ve ilk maçlarda yer bulamayan Rothbart gibi yardımcı oyuncuları sayesinde farkı 10-12 sayı civarında tutmayı başaran İsrail’in mecali, Fransa’yı durduracak savunmayı bulmaya yetmedi. Fransa, her pozisyonda farklı bir ismi coşturup (Kahudi, Diaw, Lauvergne, vs.) İsrail’in tüm düzenini bozmayı sürdürdü. Kadir’in savunmada, Limonad’ın da hücumda gösterdiği azim sayesinde, İsrail çeyreğin başında farkı tek hanelere düşürmeyi başardı (42-47), ama periyodun kontrolü yine Fransa’daydı. Son çeyrek başında yine Kadir devreye girip farkı 7’ye indirdi ama aslar dinlenirken, Lauvergne’in ve bench’ten gelen Fournier’in dur durak bileceği yoktu (54-69). Fransa, İsrail’e nazaran fiziken bu maçta daha az yorulunca, maç peyderpey Fransa lehine döndü ve fark bir hayli açıldı (58-81). Maç da, 61-86 Fransa lehine bitti ve Fransa grubun namağlup lideri olmayı başardı. Fransa’da Gobert 15 sayı 10 ribaunt ile double-double yaparken, Lauvergne 14 sayı 7 ribaunt, Fournier 12 sayı, Gelabale 10 sayı 5 ribaunt, Batum 8 sayı 3 ribaunt, Westermann 8 sayı 3 asist, De Colo 5 sayı 3 ribaunt 4 aisst, Diaw da 4 sayı 3 ribaunt 3 asist kaydetti. Grubun ikincisi olan İsrail’de ise Limonad 13 sayı 3 asist, Rothbart 11 sayı 5 ribaunt, Dawson 11 sayı, Kadir 8 sayı 9 ribaunt 4 asist, Timor da 9 sayı 4 asist 4 top kaybı ile mücadele etti. (Yaniv Green de, Doron Jamchi’nin “milli formayı en çok giyen oyuncu” rekorunu kırdı).

 

A Grubu Sıralaması: 1) Fransa (5/0) 2) İsrail (3/2) 3) Polonya (3/2) 4) Finlandiya (2/3) 5) Rusya (1/4) 6) Bosna Hersek (1/4)

 

 

C GRUBU:

 

{CFA1FA78-D491-45C3-9A62-A2B917AE67E7}flexibleSlovenya 62–51 Makedonya: Slovenya’nın azar azar farkı açtığı ilk çeyrekte, Dragic ve Omic’in üstün oyunları Makedonlar’ı bozguna uğrattı ve ilk 3 dakikanın skoru 9-2 Slovenya lehine tescillendi. Sahanın her yerinde hem kalitesiyle hem sistemiyle hem de akıl oyunlarıyla rakibini boğan Slovenler, ilk periyodu da (çaldıkları topların ve fast breaklerin yardımıyla) 24-10 önde tamamladılar. Samardziski – Hendrix ikilisine karşı hücuma kalkan Omic, daha ilk çeyrekten çift hanelere erişmeyi başardı (10s). İkinci periyotta savunmalar sertleşince, ilk bir buçuk dakikada herkes her topa atladı ve maçta sayı olmadı. Durgun suyu bulandıran basket, Samardziski’den geldi. Ilievski ve D. Stojanovski’nin imkansız şutları soktuğu evrenin ardından, güzel bir seriyle skor 28-24 oldu. Slovenler Blazic ile yarıyı 31-24 önde kapattılar. Ilievski’nin süre dolarken attığı basket hakemlerce geçerli sayılmadığı için (ki yanlış bir karardı), Ilievski epey çıldırdı. İkinci yarının başında, D. Stojanovski’nin gayretleri ile skor 35-30 oldu. Omic yeniden pota altında devleşince de, Balazic ve Joksimovic de dışarı çıkarılan topları daha müsait pozisyonlarda bitirdiler ve çeyreği 52-41 Sloveya önde tamamladı. D. Stojanovski ve Ilievski’nin saygıdeğer gayretleriyle Makedonlar son periyodun başlarında da oyundan tam manasıyla kopmadılar. Sayı üretmekte iki takımın da epey sıkıntı çektiği ilk 4 dakikanın ardından, basit hataların ve faul isabetlerinin devri başladı. Faul hakkını daha periyodun beş dakikası dolmadan dolduran Slovenya’ya, Makedonlar işte bu zayıf karından saldırdılar. Fakat Zoran Dragic olaya ağırlığını koydu ve Ilievski’nin hakemlerden iyice dert yanışına kadar, Slovenler farkı yine çift hanelere taşıdılar. Prepelic’in mucizevi üçlüğü sayesinde Slovenya kapıyı erken kapattı ve maçı da 62-51 kazandı. Vlado Ilievski de, bu maçın sonunda Makedonya milli formasından emekli olduğunu açıkladı. Grubu 3. sırada tamamlayan Slovenya’da Zoran Dragic 20 sayı 5 ribaunt 2 asist 4 top kaybı, Omic 14 sayı 11 ribaunt, 2 top çalma, Blazic 3/11 isabetle 6 sayı 4 ribaunt, Prepelic 7 sayı 6 ribaunt 2 asist, Joksimovic 5 sayı 3 ribaunt, Balazic 3/10 isabetle 6 sayı 3 ribaunt, Klobucar da 4 sayı 4 ribaunt 6 asist kaydetti. Makedonya’da ise Ilievski 15 sayı, Samardziski 10 sayı 5 ribaunt, D. Stojanovski 8 sayı, Simonovski 5 sayı 4 ribaunt 3 asist, Trajkovski 6 sayı 9 ribaunt, Hendrix 4 sayı 6 ribaunt, Kostoski de 0/5 isabetle 1 sayı 4 top kaybı üretti.

 

 

6. Rok Stipcevic (Croatia)Gürcistan 71–58 Hırvatistan: Müsabakanın ilk sayıları, Shengelia’nın faul isabetiyle geldi. Hırvatlar 0-4’lük bir seriyle öne geçti, fakat Gürcüler de buna 6-0’lık bir seriyle cevap verdiler. Gürcüler sert savunmalarını Sanikidze’nin sayılarıyla süsledi. Shengelia’nın smaca kalkarken çok sert ve ters düşmesinin ardından, periyot sonuna doğru skor 9-9’a geldi. Gürcüler, yapı olarak çok yumuşak ve narin oynayan Hırvatlar’a, markaları haline gelen sert savunmalarıyla ızdırap yaşatıp oyunu kararttılar. Pullen’ın üçlüğü onları yeninden öne geçirdi ve ilk periyot 14-13 Gürcistan üstünlüğüyle bitti. İkinci çeyrekte Rudez’in ıskaları yüzünden Hırvatlar öne geçmekte zorlandılar; o meseleyi de benchten gelen Zoric halletti (14-15). Zoric’in sayılarına Markoishvili ve Sanikidze ile yanıt veren Gürcüler, yeniden öne geçmeyi başardılar (19-17). Saric bu bölümde bol bol karavana attı. Ceza olarak da Zaza ve Shengelia’nın, hem de Saric üzerinden bulunan sayıları geldi (23-19). Tomic de kendisinden 10 santim kısa Sanikidze’den boş turnikede blok yedi. Tomic gibi Saric de Gürcüler’in fiziksel mücadelelerinden o kadar yılmıştı ki, sportmenlik dışı faulden gelen atışları bile yarı yarıya değerlendirebildi. İki akıllı hücumun üzerine bir de top çalan Hırvatlar, farkı 1’e indirdiler (23-22). Belirtmek gerekir ki, Hezonja bile pota altı müdafaasında Saric ve Tomic’ten etkiliydi. Ardından Bogdanovic direksiyona geçip takımını öne geçirdi. Böylece ilk yarı 25-28 gibi düşük bir skorla Hırvatlar lehine geçildi.

 

6. Rok Stipcevic (Croatia)İkinci yarıya Tomic’in turnikesiyle başlayan Hırvatistan, Shengelia’nın sert smacına mani olamadı ve skor 27-30 oldu. Dengeyi, Pullen’ın üçlüğü sağladı; ama cevap Simon’dan geldi. Devamında Pullen, önceki maçlara nazire yaparcasına yine inisiyatif aldı. Bu yüzden, sahada çok görmediğimiz Draper oyuna alındı. Savunmalar ilk yarıdakinden de sertleşti; Gürcüler bir ihtimal gruptan çıkabilmek için bastırdılar. Zaza ve Zoric’in bir topu kapmak için resmen Greko-Romen güreşmesi de bu sert mücadelenin eseriydi. Stipcevic’in farkı 1’e indiren üçlüğü çok kritikti, ama Pullen ele avunca sığmayarak farkı yine 3’e çıkardı (40-37). Sanadze’nin kritik üçlüğüyle 45-41 olan skor, 3. Çeyrek biterken 47-44 oldu. Markoishvili ve Shengelia, Simon ve Bogdanovic’in 3’lüklerine karşılık verince, üzerine Zoric basket attı ve skor 49-49 oldu. Bogdanovic’in çizgiden isabetleriyle Hırvatlar uzun süre sonra öne geçtiler (49-51). Sanikidze’nin Zoric’e bu bölümdeki bloğu ise, maçın bu kadar kolay ve çabuk bitmeyeceğine dair güzel bir mesajdı. Zoric de bir sonraki pozisyonda bunun etkisiyle takip smacını kaçırdı, ama Sanadze şutu kaçırmayıp takımını 55-51 öne geçirdi. Sanadze, bir üçlük ve ardından da bir fast-break basketiyle alev alıp bir anda farkı 9’a yükseltti (60-51). Gürcüler’in bu 11-0’lık serisinden sonra asapları iyice bozulan Hırvatlar, Shengelia’nın da hücuma katılmasıyla tamamen hücum ritimlerini kaybedip oyundan düştüler. Stipcevic’in gayretiyle son 2 dakikada farkı 7’ye düşürseler bile, Zaza ve Sanikidze hiç oralı olmadı (69-54), ve Gürcüler, gurur mücadelesi yaptıkları bu maçı, sertlikleriyle 71-58 kazanmayı başardılar ve gruptan çıktılar. Hırvatlar ise grupta 2. oldular. Gürcistan’da Zaza 12 sayı 7 ribaunt 3 asist 2 blok, Sanadze 12 sayı, Sanikidze 12 sayı 5 ribaunt 4 asist 4 blok, Shengelia 11 sayı 6 ribaunt 5 asist 2 blok, Markoishvili de Pullen da 10’ar sayı kaydedip galibiyete katkıda bulunurken, Hırvatlar’da Zoric’in 16 sayı 4 ribaunt, Tomic’in 10 sayı 5 ribaunt 2 blok, Stipcevic’in 8 sayı 4 ribaunt 5 asist, Bogdanovic’in 1/10 isabetle 7 sayı 5 ribaunt 4 asist, Saric’in 5 sayı, Simon’un 5 sayı 5 ribaunt 4 asist üretmesi bir şey değiştirmedi.

 

7. Vassilis Spanoulis (Greece)Yunanistan 68–65 Hollanda: Maç tam bir denge içerisinde başladı. Yunanlılar’ın Antetokounmpo dışında zaaf duyduğu o enerjiklik ve atletizmi ziyadesiyle barındıran Hollanda, rakibini bu silahla kıstırıp ilk periyotta skorun Yunanistan lehine olmasını engelledi (bitime 1.47 kala, 17-17). Periyot da, N. De Jong’un emeği sayesinde 17-21 Hollanda üstünlüğüyle geçildi. İkinci çeyreğe Williams’ın basketiyle girizgah yapan Hollanda, sakatlığını atlatan Norel’in ve son maçla çıkışa geçen Schaftenaar’ın katkılarıyla ilk yarının son 5 dakikasına 27-28 önde girmeyi becerdi. Bu çeyreğin başından beri pota altından Bourousis ve Koufos ile oynayıp hücum ribauntlarından (yani Hollanda’nın silahıyla) rakibini vuran Yunanistan, yine aynı usulle, yarının bitimine 3 dakika kala 29-28 öne geçti. Az  bir farkla, 34-31 ile, soyunma odasına önde giden taraf Yunanistan oldu. 3. Çeyrekte Kaimakoglou, Printezis, K-Pap ve Mantzaris ile hücum yelpazesini genişleten Yunanlılar, bu isimlerle beraber Antetokounmpo’dan da sayı katkısı alınca, fark 6’ya çıktı (37-31). Son periyodun başında rekabet çok çetinleşti ve Hollanda farkı bir ara 2’ye kadar indirdi. Sloukas kahramanlığa soyununca, bitime 5 dakika kala skor 61-50’ye kadar geldi ve fark açıldı. Tecrübe ve taktik, Hollanda’da olmayan meziyetlerdi. Yunanlılar da, rakipleri yoruldukça, kalitelerini daha rahat yansıtmayı başardılar sahaya. Norel’in hook shot’ı çok estetikti. Sonlara doğru Kloof ve N. De Jong önderliğinde sürpriz bir atılım yapan Hollanda, bitime 1.50 kala farkı 2 sayıya kadar düşürdü, ama Kloof’un faul atışları girmeyince, skoru dengeleme şansını es geçtiler. Enerjiden ziyade, hücum ribaundu ve yardımlaşmalı alan savunması (ve de tabi alan savunmasına karşı Yunanlılar’ın iyi şut sokamaması – Calathes başroldeydi) sayesinde Hollanda bu farkı eritebildi. Norel de faul atışlarını Kloof gibi cömertçe harcayınca, Hollanda 2 farklı öne geçme şansını elleriyle tepti. Yunanlılar da bu ikramı tepmeyip skoru 64-59’a taşıdılar. Calathes’in top kaybından sonra, hızlı hücumdan bir faul kazanan Hollanda, bu faulleri de Kloof ile değerlendiremedi, ama azmiyle skoru 64-62’ye getirmeyi başardı. W. De Jong savunmada gereğinden fazla kaplan kesilince, yine faul çizgisine gelen Yunanlılar, Hollandalılar’ın hatasını tekrarlamayıp 2’de 2 attılar. Slagter’in 5 saniye kala denediği üçlük başarılı olmayınca, maçı da Yunanistan (Hollanda’nın son saniye üçlüğüne rağmen) 68-65 kazanmayı başardı ve namağlup lider olup gruptan çıktı. Oyuna hiç alınmayan Spanoulis dışında 11 oyuncusundan da sayı katkısı bulan Yunanistan’da Antetokounmpo 11 sayı 11 ribaunt 3 asist, Koufos 9 sayı 3 ribaunt 3 blok, Bourousis 9 sayı 6 ribaunt 3 asist, Sloukas 9 sayı 3 asist, Calathes 6 sayı 5 asist üretirken, Hollanda cenahında ise Kloof 15 sayı 6 ribaunt 4 asist, Norel 11 sayı, Slagter 3 sayı 4 asist, N. De Jong 8 sayı 6 ribaunt, Schaftenaar 8 sayı 4 ribaunt, Smeulders 5 sayı 8 ribaunt, Akerboom 6 sayı kaydetti.

 

C Grubu Sıralaması: 1) Yunanistan (5/0) 2) Hırvatistan (3/2) 3) Slovenya (2/3) 4) Gürcistan (2/3) 5) Makedonya (1/4) 6) Hollanda (1/4)

 

D GRUBU:

 

{D7AA05B8-9F80-44CE-A0D7-4E5AAA366CB7}flexibleUkrayna 71–79 Belçika: Maça Hervelle’in basketiyle başlayan Belçika, Fesenko’nun Tumba’yı resmen fiziğiyle sürklase etmesi sonucu 4-2 geri düştü (Fesenko’nun ilk basketinde Tumba’yı boyalı alan dışından sırtına alıp çembere kadar sürüklemesi ve kolayca basketi atması, maç boyu olacakların özetiydi aslında). Tumba bu yüzden daha ilk periyodun 3 dakikası dolmadan 2 faul aldı. Geçen maçta ivmelenen Lypovyy, bu maça da kaldığı yerden devam edip güzel bir üçlükle takımını 9-5 öne geçirdi. Van Rossom’un ve Hervelle’in sayılarıyla 0-4’lük bir seri yakalayan Belçika, skoru eşitlemeyi başardı. Zorlama atışlar ve sıkı müdafaalar neticesinde, yaklaşık 5 dakika boyunca skor değişmedi. Derken Serron isyan yumruğunu bir üçlük haline getirip oruçları bozdu. Randle devreye girince kefeler dengelendi ve Ukrayna çeyrek bitimine doğru skorda üstün taraf haline geldi (19-14). İkinci çeyreğe De Zeeuw’ün üçlüğü ile başlayan Belçika, Fesenko’nun pota altında bir Shaquille O’Neal haline gelmesiyle beraber daha iki dakika dolmadan faul haklarını tüketti. Geçen maç Tumba’nın hücum ribauntlarında gösterdiği etkiyi bu maç dört katı ile kendisine iade eden Fesenko, takımını adeta tek başına 27-19 üstünlüğe taşıdı. Pota altından varlık gösteremeyeceğini anlayan Belçika, 5 kısaya döndükten sonra Gillet’ye dış şut atma görevi verip farkı 5’e çekti (ne de olsa Fesenko’nun müdafaada dışarıya açılmayıp pota dibinde kalacağını biliyorlardı). Jonathan Tabu da aynı taktikle devreye girince, Ukrayna molayı almak zorunda kaldı. Dönüşte Mishula ve Fesenko ile farkı 8’e yükselten Ukrayna, bu sefer rakibine molayı aldıran taraf oldu. Fesenko’nun savunmada ribauntlara odaklanamadığı bölümün devamında, Fesenko yine özüne döndü ve Ukrayna 14 farklı üstünlüğü yakaladı. Hervelle ve Van Rossom’un ani kıpırdanışlarıyla bir anda fark azaldı ve ilk yarıyı Ukrayna 39-35 önde kapattı. Fesenko daha ilk yarıda 16 sayı 10 ribaunt ile double-double’a ulaşmıştı.

 

3. Çeyreğe de aynı şekilde doludizgin giren Fesenko, çeyreğin ilk yarısı biterken henüz maçtaki ilk faulünü yeni yapmıştı. Yine dış şutlarla form tutan Belçika, bir anda farkı 2’ye kadar düşürdü (45-43) ve Van Rossom ile de skoru eşitledi. Hervelle, Serron ve Gillet hem faul sayılarını hem de dış ve orta mesafe isabetlerini ardı ardına sıralayınca, Belçika çeyrek sonuna 3.12 kala 45-50 öne geçmişti. Hervelle Zaytsev’in gücünü o’na karşı kullanınca, kendi silahıyla darbe aldı Zaytsev; fakat tüm sayılarını (hiç kaçırmadan) faul çizgisinden bulmaya da devam etti. Üçüncü çeyrek Belçika kontrolünde 54-59 geçildi. Son periyotta Tabu’nun Fesenko’nun üzerinden soktuğu şut günün güzel hareketlerinden biri olsa da, bir süredir uyuyan (daha doğrusu, Gillet – De Zeeuw – Hervelle üçlüsü tarafından zekayla uyutulan) dev Fesenko’yu uyandırma riskini de doğurdu. Belçika’da maç boyu sessiz kalan Lojeski de bu bölümde devreye girdi (56-70). Zaytsev’in ilk üçlüğü ve Mishula’nın yine yay gerisinden kritik isabeti Ukrayna’yı biraz kıpırdandırsa da, Tabu sahneyi bırakmamaya karar vermişti (66-74). Mishula’nın Serron’a gereksiz dirsek temasıyla faul almasından sonra, son 1 dakikaya da Belçika 70-76 önde girdi. Şutlar ardı ardına kaçınca Ukrayna’nın çırpınışları fayda etmedi ve Belçika bu zorlu maçı 71-79 kazanmayı başardı. Bu sonuçla Belçika 4. oldu, Ukrayna ise elendi… Belçika’da Gillet 15 sayı 3 ribaunt, Van Rossom 14 sayı 6 asist, Serron 11 sayı 6 ribaunt, Hervelle 10 sayı 5 ribaunt, Tabu 9 sayı 8 ribaunt 4 asist, De Zeeuw 11 sayı 4 asist, Lojeski de 8 sayı 4 asist şekliden katkılar verip galibiyeti getirirken, Ukrayna’da Fesenko’nun 20 sayı 10 ribaundu, Lypovyy’nin 10 sayı 5 ribaundu, Zaytsev’in 9 sayı 5 ribaundu, Kornienko’nun 8 sayı 9 ribaundu, Randle’in 9 sayı 4 asisti ve Mishula’nın 7 sayısı rakibe yetemedi.

 

7. Janis Blums (Latvia)Letonya 75–64 Estonya: Estonya, geçen maçta olduğu gibi Talts – Kangur – Veideman ekseninde maça başlayıp, ilk 4 dakikada 2-11’lik bir üstünlük sağladı. Rakibinin azmi ve konsantrasyonu karşısında adeta felce uğrayan Letonyalılar, Fremianis’ten sonra Strelnieks’in de kendine gelmesiyle farkı 8’e düşürdüler (6-14). Toome’nin öngörülemez bir 5 sayılık katkısı sayesinde Estonya bir anda tabelada 10-22’u buldu. İlk çeyrek bu şekilde 15-29 Estonya üstünlüğüyle geçildi, ki Estonya daha şimdiden takım halinde 10 asisti bulmuştu. İkinci çeyreğe yine Freimanis’in sayılarıyla başlayan Letonya, Arbet’in devreye girmesiyle 12 sayı farkla geri düştü (19-34). 4-4’lük bir serinin ardından, periyodun ikinci yarısında Letonya biraz ritmini buldu, fakat Veideman ve Kangur’un oyuna ağırlık koymasıyla, periyot bitiminde Estonya 33-44 üstünlük kurdu rakibine ve ilk yarı bu skorla noktalandı. Estonya ilk periyotta, çemberden sekip ortaya düşen topların ekseriyetini toplamayı başarıp bol bol ikinci hücum şansı buldu. İkinci yarının başında bir süre iki taraf da skor bulamazken, suskunluğu Timma’nın üçlüğü bozdu. S. Sokk’un 4 faule ulaşması Estonya’nın canını sıksa da, ritimleri sekteye uğramadı. Bu bölümden sonra, bugüne dek fiziksel mücadeleden canı çıkan bu iki ekip, aynı anda fiziksel mücadeleyi ön plana koymaya başladılar ve itiş – kakışların arkası kesilmedi. Talts ile Strelnieks ve Bertans’ın çekişmesi sonrasında fark 5’e düştü (42-45). Strelnieks’in 5-0’lık şahsi serisiyle beraber de skora denge geldi; sonrasında Timma takımını ilk kez bu maçta öne geçirdi (49-47). Freimanis’in sayılarından sonra fazla sayı üretilmeyince, üçüncü periyot 55-49 Letonya üstünlüğüyle geçildi. Son periyotta Veideman ve Timma’nın karşılıklı üçlüklerini izledik ilkin. Sonrasında S. Sokk 5 faulle kenara geldi ve Estonya güç kaybetti. Estonya son periyotta biraz daha ivmeli oynayınca, skor 62-58’e taşındı. Bu bölümde suskunluğunu bozan Berzins, takımını 67-60’a taşıyan kritik bir baskete imza attı. Son 3 dakikaya 71-60 önde giren taraf da, Letonya oldu. Arbet de 5 faul alıp kenara gelince, son 48 saniyede 10 sayılık farkı eritebilecek çok az Estonyalı kaldı sahada. Son hücumda potaya şut atmamayı seçen Letonya, Estonya’yı 11 sayı farkla, 75-64 yenmeyi başarmış oldu ve gruptan çıkmayı garantiledi. Letonya’da Strelnieks 21 sayı 5 ribaunt 3 asist 3 top çalma, Timma 15 sayı 6 ribaunt 2 asist, Freimanis 11 sayı 5 ribaunt, Bertans 9 sayı 4 ribaunt 3 asist ile galibiyete mimarlık etti. Estonya cenahında ise Arbet 16 sayı 6 ribaunt, Talts 12 sayı, Toome 10 sayı, Kangur 9 sayı 8 ribaunt, S.Sokk 8 sayı 5 asist 4 ribaunt 2 top çalma 4 top kaybı, Veideman da 6 sayı 6 ribaunt 8 asist üretti.

 

10. Renaldas Seibutis (Lithuania)Çek Cum. 81–85 Litvanya (uz.): Litvanya maça Valanciunas ile değil, Kavaliauskas ile başladı. Bu tercih de, 7-0’lık Çek Cumhuriyeti serisi olarak maçın başında Litvanya potasına yansıdı. Sonrasında Kalnietis 4 sayı “yarattı”. Çekler de aynen 4-0’lık bir seriyle yanıt verince skor hızla arttı (11-4). Daha ziyade yardımcı oyuncuların katkılarıyla, ilk çeyrek 18-12 Çekler lehine sonuçlandı. İkinci çeyrekte taraflar savunma yapmaya karar verince, uzun süre sayı atılamadı. Litvanya’nın kıpırdanışına Jelinek karşılık verdi. Derken tempo bir hayli arttı ve oyun acımasızlaştı; Kalnietis bile Vesely ile ribaunt kavgasına girdi (32-25). Yarı sonuna doğru Vesely ve Schilb coşunca, ilk yarıyı Çekler 10 sayı farkla önde kapattı. Üçüncü çeyrekle birlikte Valanciunas’a ağırlık veren Litvanya, grup 1.liği mücadelesini biraz olsun ciddiye almaya başladığını da gösterdi; ki Valanciunas işin içine girince, ekürisi Jankunas’ın da girmesi kaçınılmazdı ve bu ikili sayesinde fark eridi (çeyreğin bitimine 3 dakika kala, skor 44-44 olmuştu). Kuzminskas ve Hruban’ın atışmalarına Satoransky de eklenince, çeyrek sonunda Litvanya 51-55 öndeydi. Son periyot başında Valanciunas’ın hücum faul kokan sayısında hakemler oralı olmayınca, Vesely isyan etti. Zira bir dakika kadar sonra 5 faule ulaşıp kenara gelecek ve takımını tek önemli pota altı silahından mahrum bırakacaktı. Bu noktadan sonra, tüm ipleri Satoransky devraldı ve ilk üç dakikanın sonunda 60-60 beraberliği yakaladı Çekler. Satoransky; Hruban, Schilb ve Benda’yı da ayağa kaldırınca, Çekler üçlükleriyle benchten gelen X-Faktör Milaknis ve Maciulis’e yanıt buldu ve bitime 9 saniye kala skor 69-69 berabereydi. Son hücumda Çekler Maciulis’e basit bir faul aldırmayı başarıp çizgiye geldiler ve fakat gereken şekilde bu fırsattan faydalanamadılar. Böylece maç uzatmaya gitti. Uzatmaya Valanciunas ve Pumprla’nın karşılıklı sayılarıyla başlandı. Fark 4 sayı Litvanya lehineyken, Kalnietis diğer maçlarda yapamadığını yapıp kritik bir üçlük sokarak skoru 82-75’e getirdi. Vesely de yokken, Satoransky faul çizgisinden aradığını bulamayınca, uzatmanın son 20 saniyesine 78-84 Litvanya üstün girdi. Devamında Çekler bir mucize yaratamayınca, maçı da 81-85 Litvanya kazandı ve gruptan zor da olsa lider olarak yükseldi. Litvanya’da Kuzminskas 18 sayı 7 ribaunt, Kalnietis 15 sayı 4 asist, Valanciunas 13 sayı 10 ribaunt 3 blok 2 top çalma 4 top kaybı, kenardan gelip sürü sepet üçlük atan Milaknis 13 sayı, Maciulis 11 sayı 6 ribaunt, Jankunas da 6 sayı 3 asist ile galibiyete katkıda bulundu. Çekler’de ise Schilb (18s 8r), triple-double’ın tam manasıyla kıyısından dönen Satoransky (11s 15a 9r 5tk), Hruban (12s), Benda (11s), Pumprla (9s 4r 4tk) ve Vesely (8s) rakibe kifayet edemedi.

 

D Grubu Sıralaması: 1) Litvanya (4/1) 2) Letonya (3/2) 3) Çek Cumhuriyeti (3/2) 4) Belçika (3/2) 5) Estonya (1/4) 6) Ukrayna (1/4)

 

B Grubu, ilk turun göze çarpanları ve Son 16’nın eşleşme değerlendirmeleri, bir sonraki yazıda…

 

Yazarın diğer yazılarına erişmek için tıklayın

 

mail: efe.ozenc@abcspor.com

twitter: @efe_ozenc

 

 

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesce soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular