https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

ESMA TOKER İLE DOBRA DOBRA

Okunması Gerekenler

Galatasaray TV’nin başarılı muhabiri sevgili Esma Toker ile çok güzel bir sohbet gerçekleştirdik.

Kendisinin bilinmeyenleri konuştuğumuz bu sohbetimize gelin şimdi yakından bakalım.

Öncelikle röportaj talebimi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Sizleri tanıyalım Esma Toker kimdir?

Rica ederim. Hollanda doğumluyum. 20 yaşına kadar orada yaşadım. İlkokul ve lise öğrenimimi orada tamamladım. Üniversiteye başladıktan sadece 2 hafta sonra bıraktım. O dönem sıkıntılı süreçler yaşadım. İnişler çıkışlar olur ya her insanın hayatında, inişlerdeydim. Bir anda Türkiye’de yaşamaya karar verdim. Türkiye’ye gelme fikri nasıl oluştu ve buraya adapte sorunu yaşadınız mı? Dediğim gibi ani verilen bir karardı. Türkiye’ye tatile gidip gelmekle yaşamak arasında öncelikle çok fark var. Araştırdım öncesinde üniversiteye Türkiye’de başlayabilir miyim diye. Sınavlara girdim ve Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesini kazandım. İlk yıllarda çok zorlandım çünkü Türkçem bu kadar akıcı değildi. Evet, adaptasyon süreci geçirdim.

Aslen nerelisiniz?

Ürgüp, Kapadokya.

Kaç dil biliyorsunuz?

Hollandaca ve İngilizce.

Bu mesleğe olan merakınız nasıl başladı?

Bu mesleğe merakım erken yaşlarda başladı. Ben lise de de iletişim okudum. Burada da ilk tercihlerimi iletişim fakültelerinden yana kullandım. Spor gazeteciliğine yönelmem ise şöyle oldu… Fotoğraf çekmeye ve spor alanına merakım vardı maçlara gidip geliyordum sürekli. Hocamız bir ödev verdi fotoğraflarla bir hikâye anlatmamızı istedi. Bende Galatasaray – Gençlerbirliği maçının hikâyesini anlatmak istedim. Maç TT Arenadaydı ve Selçuk İnan’ın frikikten attığı golle 1-0 kazanmıştık maçı. O golü yakaladım. Dersten 100 aldım. Daha sonrasında o fotoğrafla ödül kazandım. Bunlar biraz benim spor fotoğrafçılığına yönelmeme sebep oldu. Stajımı da bu alanda doğduğum büyüdüğüm şehirin takımında, Heerenveen Spor Kulübü’nde yaptım.

Heerenveen Kulübünde nasıl bir stajyerlik geçirdiniz?

Benden ilk Paulo Henrique röportajı istemişlerdi. Onların eski oyuncusuydu. Üniversiteden hocam Barış Doster beni Milliyet Gazetesi Muhabiri Nevzat Dindar’a yönlendirdi. Onun da yardımıyla röportajı gerçekleştirdim ve takımın gazetesinde yayımlandı. (Gülüyor) Staja kabul edildim ve hazırlık maçlarını, basın toplantılarını takip ettim.

Staj sonrası süreciniz nasıl işledi?

Stajımı yaptıktan bir sene sonra mezun oldum. 2,5 sene tam anlamıyla sektöre adım atamadım. Çevrem yoktu, o dönem çok zorlandım. Freelance olarak foto muhabirliği yaptım bazı maçlarda. Sonrasında Fitbol Dergi ile sektöre adım attım. Böylelikle Türkiye’de röportajlarım ve yazılarım yayınlanmaya başladı.

Spikerlik eğitiminizi nereden aldınız?

Diyalog Anlatım İletişimden aldım. Galatasaray TV’de nasıl çalışmaya başladınız? Galatasaray Spor Kulübü ile Tigon Medya sözleşme imzaladı. Tigon Medya’nın sahibi ile daha önce çalıştığım bir yerde tanışmıştım. Tigon Medya’ya geçiş yaptım. Galatasaray TV ile yanyanaydı ofisler. Arada TV tarafına destekte bulunuyordum. Bu medya ile sözleşme fesih edilince Galatasaray TV ile anlaştım.

Peki, Esma Toker nasıl bir Galatasaraylıdır?

Çocukluğumdan elbette bir Galatasaraylılık vardı. UEFA Kupasını almamız ve dayımın çok etkisi vardır Galatasaraylı oluşumda. (Gülüyor) Ama çok fazla takipte edemiyordum açıkçası çünkü Hollanda’da yaşıyorum, daha çok Ajax’ı takip ediyorum. Türkiye’ye tatile geldiğim bir dönemde inat ettim ve Ali Sami Yen Stadı’na gireceğim dedim. Çünkü maçlara denk gelemiyordum. Bir gün geldik kuzenimle birlikte Mecidiyeköy’e ama maç olmadığı için stada girmemize izin vermediler. Bizde “tamam” diyerek stadının etrafında dolaşmaya başladık. Birinin o sırada içeri girdiğini gördük VIP bölümümden, kuzenimle iddiaya girdik. İçeri gireceğim dedim, o almazlar dedi ve gidip konuştum. İkna etmiştim ve bizi içeri almıştı. İçeri girdiğimde tüylerim diken diken oldu. (Gülüyor). Çimi kopartmıştım ve hala saklıyorum. (Gülüyor) O gün Galatasaraylılık bende çok daha fazla arttı. Tatile geldiğimde basket maçı olsun, engelsiz aslanların maçı olsun hiç fark etmez hepsine gidiyordum. Ama o güne kadar Ali Sami Yen stadına girmek nasip olmamıştı. Özel bir andı benim için.

Hedefleriniz neler veya hedeflerinize ulaştınız mı?

Medya sektöründe Galatasaray TV’de çalışmak hedeflerim arasındaydı. Ama şu an istediğim performansı sergileyemiyorum. Daha çok yeniyim. Daha iyisini yapabileceğimi biliyorum. Şu an ilk hedefim işimi daha iyi yapabilmek.

Sektör bazında bakarsak kadın spikerleri nasıl değerlendiriyorsunuz ve beğendiğiniz isimler var mı?

Son zamanlarda kadın spikerlerin sayısı arttı. Özellikle spor alanında kadınları çokça görebiliyoruz. Örnek aldığım isim yok. Çünkü herkesin kendi tarzı ve kendi stili var. Eskiye göre şimdi herkes çok daha rahat. Herkes istediği gibi ekran önünde hareket ediyor diyebiliriz ve bu artık onların tarzı oluyor. TRT Spor’da Deniz Satar’ı izlemekten keyif alıyorum.

Türkçenizi ilerletme anlamında eğitimler veya egzersizler yapıyor musunuz?

Açıkçası çok fazla zamanım olmuyor. Ama bol bol kitap okumaya çalışıyorum. Basketbola olan ilginize gelmek istiyorum. Sosyal medya hesaplarınızda tamamen basketbol ile ilgili paylaşımlarda bulunuyorsunuz.

Basketbol hayatınızın neresinde?

Küçükken sokakta çok basketbol oynadım. Futbolda oynadım ama çok az. Daha çok basketbol keyifli geliyordu bana. Galatasaray’da futbolu takip ettiğim kadar basketbolu da takip ediyorum diyebilirim. Euroleague, Eurocup vs. Galatasaray TV’de işe başlayınca hemen basketbol muhabirliğini istedim. (Gülüyor) Basketbol ağırlıklı çalıştığımı söyleyebilirim.

Time-Out programını hazırlayıp sunuyorsunuzBu program önümüzdeki dönemlerde daha farklı konseptle mi seyircinin karşısında olacak?

Evet, en başta program olarak düşünmemiştik. Televizyona bir dolgu olsun diye başladık ama programa dönüştü. Gelişme sürecinde aslında hala. Önümüzdeki sezon daha farklı bir Time Out olacağını düşünüyorum.

Galatasaraylı olmanızın avantajlarını ve dezavantajlarını muhabir olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Avantajı açısından baktığımızda Galatasaray taraftarı seni daha çok benimsiyor. Diğer taraftan seni seven kadar sevmeyen insan da olabiliyor. Sevmeyen derken önyargıdan bahsediyorum. Galatasaray TV’de çalışıyor olmama rağmen Galatasaraylı mısınız diye çok soru geliyor. Bunun nedeni de çok fazla dillendirmiyor olmam sanırım. Galatasaray formalarıyla çok fotoğraf paylaşmıyorum. Galatasaray kazanınca veya yenilince yorum yapıyorum ama çok fazla ‘goygoya’ girmiyorum.

Paylaşımlarınızda aynı mı kalacaksınız?

Aynı kalacağım diye düşünüyorum. Sosyal medyada çok fazla aktif değildim aslında. Biraz çevremdekilerin baskısıyla kullanıyorum.

Galatasaray Erkek Basketbol Takımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sezon başında guard sorunu yaşandı. Takım içinde uyum sorunu yaşandı. Oyuncular adaptasyon süreci yaşadı biraz. Sezonun ikinci yarısı çok daha iyi basketbol oynadık. Ama ilk yarıda alınan mağlubiyetler nedeniyele Euroleague ‘de Top 8’e giremedik. Errick McCollum kalsaydı belki çok daha farklı olacaktı. Geri döndü ama Euroleague ’de forma giyemedi lisansı olmadığı için. Buna rağmen lider konumdayken Real Madrid’i mağlup ettik. Fenerbahçe ile final oynayan Olimpiakos’u Abdi İpekçi’de ve deplasmanda mağlup ettik. Barcelona da aynı şekilde. Bu takım en azından Top 8’i hak ediyordu.

Oyuncuları yakından takip eden biri olarak isimler bazında neler söylersiniz? Her oyuncunun farklı özellikleri var. Mesela Alex Tyus’ı ​konuşturmak zordur. (Gülüyor) Takım içine en az konuşan ve en kısa cevap veren isimdir. Austin Daye…​ Takımın en çok konuşanlarından, eğlenceli bir yapısı var hem yetenekli hem tembel. Sinan Güler… ​Tam bir kaptan. Her konuda olması gerektiği kadar. Zeki, çevik ve ahlaklı sözünün vücut bulmuş hali diyorum ben ona. Can Korkmaz… ​ Cesaretini beğeniyorum. çok fazla forma şansı bulamasa bile rahat oyunuyor. Ege Arar… ​Kameraları çok sevmiyor. Desteği hak ediyor. Göksenin Köksal… ​ Bazı takımlarda taraftarla sporcu arasında bağ olur ya… Göksenin maçlarda taraftara o çoşkuyu veriyor. Savaşçı bir yapısı var. Taraftar onu çok sahipleniyor. Unutamadığınız röportajınız hangisi? Paulo Henrique röportajı. Yaptığım ilk röportajdı o yüzden unutamam. Fitbol Dergi’ye Orjin Köfte Adem abiyle yaptığım röportajın da yeri ayrı.

Hedefinizde röportaj yapmak istediğiniz kim var? Fatih Terim’le bir röportaj yapmayı çok isterdim. Bu güzel sohbetimizin sonuna geldik.

Euro Basket 2017’de görev alacak mısınız bu soruyla sohbetimizi tamamlayalım.

Şuan için netleşen bir şey yok.

Saygılarımla

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

Mail: kaan.ilhan@abcspor.com

Twitter: @kaanilhan_

Son Haberler

TÜRKİYE LİGLERİNİN PORTR’ES’İ

Türkiye liglerinin portr’ES’i: Eskişehir ve Eskişehir’e komşu şehirlerin “şehir takımları” Türkiye’nin en üst liginden en alt ligine kadar 5 ayrı...

Benzer Konular