KISA PROGRAM
Buz pateninde kısa program sıralamayı belirleyen en önemli performans gösterisidir. Fenerbahçe Beko’da, Zalgiris karşısında alınan ağır mağlubiyet sonrası,...
“KADIN FUTBOLU SEFERBERLİĞİ” KAMPANYASINA HAZIR MIYIZ?
İki haftadır, “KADIN FUTBOLU” üzerine yazıyorum. Bu şimdilik son yazım. Üzerinde çalışmalarım hep devam...
****KENETLEN FENERBAHÇELİ..
19 Eylül 1982 Pazar Saat 15.30.. Çok sıcak bir İstanbul günüydü o gün..
Sıcaklık sadece havada değil, sarı-laciverte sevdalı...
Ersun Yanal’ın Vahid Halilhodzic’in yerine Trabzonspor’un başına geçmesi hem Fenerbahçeli, hem de Trabzonsporlu bazı taraftarlar tarafından şöyle bir yutkunmayla karşılandı. Fenerbahçe ile Trabzonspor arasında aslında 3 Temmuz 2011’den öncesine uzanan gerginlik, bu tarihten sonra tam bir savaş halini almıştı. Öyle ki, Trabzon kenti için Fenerbahçe’ye “şikecidir” demeyen hiç kimse şehrin içine dahi giremeyecek durumdaydı.
Trabzonspor, kent halkına göre tüm Türkiye tarafından diğer Anadolu kulüplerinden daha farklı bir konuma oturtulması gereken bir yerdedir. Çünkü, Trabzonspor aslında Anadolu’nun İstanbul’a “biz de sizin kadar iyiyiz” mesajının sporda somutlaşmış halidir. Osmanlı Devleti’nden bugüne kadar gelen “İstanbul Anadolu’nun üstündedir” algısının cumhuriyetle birlikte yıkılmasının, Ankara’nın başkent ilan edilmesinden sonra ikinci sacayağıdır. Bu sebepten, Trabzon’da futbol belki tüm Türkiye’deki kadar sevilir ama Trabzonspor kurum olarak bambaşkadır. Trabzonspor, Anadolu devriminin spordaki öncüsü olmanın gururunu yaşayan ve bunu taşımak isteyen bir kurumdur. Şu anki yöneticilerinin davranışlarının bu kuruma ne kadar yakışır olduğunu tartışmayacağım. Ancak İbrahim Hacıosmanoğlu’nun “2011 kupasını Fenerbahçe’nin elinden alacağız” iddiasının tüm kenti nasıl birleştirdiğini anlamak için kentin takımı için nasıl duygular içerisinde olduğunu bilmek gerekli. Tam da bu gurur, liderlik etme arzusu ve sahiplenme yüzünden Fenerbahçe’ye şikeci demeyen birisi Trabzonspor’un kapısından içeri giremez. Zamanında Fenerbahçeli taraftarların çok kızdığı Özer Hurmacı’nın sözlerini de bu kapsamda değerlendirmek gerekir.
Ersun Yanal, Fenerbahçe teknik direktörüyken 3 Temmuz süreci için “saçma sapan” şeklinde bir değerlendirmede bulunmuştu. Kendi takımına şikeci demesi düşünülemezdi tabii ki, fakat tam olarak aksini de söylemedi. Belki de bu yüzden Trabzon kenti şimdilik Ersun Yanal’la ilgili düşüncelerini gömmüş gibi görünüyor. Yarın bir basın toplantısı düzenlenecek ve imza törenciğinde konuşulmayan şeyler konuşulup, sorulmayan sorular sorulacak. Taka Gazetesi daha şimdiden “2010-11 sezonunda Fenerbahçe şike yaptı mı?” şeklinde bir soru yönelteceğini açıkladı.
Açıkçası Ersun hocanın yerinde olmak istemezdim. Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık. İşin en kötüsü de tükürmek zorunda olması. Eğer bu soruyu geçiştirirse, hem Trabzonlular tarafından (takımı şampiyon yapmadığı sürece) asla kabullenilmeyecek, hem de Fenerbahçeliler tarafından “Fenerbahçeliliğini paraya satan adam” damgası yiyecek. İşin bir de Fenerbahçe tarafı var tabii ki. Ersun Yanal “Fenerbahçe şike yaptı” derse en az 20 milyon kişiyi bir anda karşısına almış olacak ve hain damgası yiyecek. Zaten, takımdan ayrılış sürecinde kimin servis ettiği belli olmayan haberlerle itibarı zedelenmeye çalışılmıştı. Türkiye’de kurumlar veya kişiler arasında yapılan savaşlardaki şartları ve kural tanımazlığı düşünürsek, her iki durumda da Ersun Yanal’ı zor günler bekliyor gibi. Allah yardımcısı olsun!
KISA PROGRAM
Buz pateninde kısa program sıralamayı belirleyen en önemli performans gösterisidir. Fenerbahçe Beko’da, Zalgiris karşısında alınan ağır mağlubiyet sonrası,...
“KADIN FUTBOLU SEFERBERLİĞİ” KAMPANYASINA HAZIR MIYIZ?
İki haftadır, “KADIN FUTBOLU” üzerine yazıyorum. Bu şimdilik son yazım. Üzerinde çalışmalarım hep devam edecek. Size bu yazımda Türkiye’deki...
****KENETLEN FENERBAHÇELİ..
19 Eylül 1982 Pazar Saat 15.30.. Çok sıcak bir İstanbul günüydü o gün..
Sıcaklık sadece havada değil, sarı-laciverte sevdalı gönüller de çok sıcaktı..
O gün...
ÖZLEMİŞİZ
Fenerbahçe Beko 2020-2021 sezonunun en mükemmel oynadığı maçını geride bırakırken adeta parkede yağ gibi aktı..
Sezona buruk şekilde başlarken yenilenen kadronun kabullenilmeyen yapılanması ve...
Bu maça çıkana kadar Fenerbahçe 1-0 öne geçtiği 7 karşılaşmanın tamamını kazanmış. Puan bile kaybetmemiş. Artık eskisi gibi büyük takımlarla Anadolu takımları arasındaki fark...
“KADIN FUTBOLU SEFERBERLİĞİ” KAMPANYASINA HAZIR MIYIZ?
İki haftadır, “KADIN FUTBOLU” üzerine yazıyorum. Bu şimdilik son yazım. Üzerinde çalışmalarım hep devam edecek. Size bu yazımda Türkiye’deki...
KISSA ve HİSSE
1982 Nisan ayında Amerika Dışişleri Bakanı Alex Haig, Downing Street 10 numarada Margaret Thatcher’in karşısına çıkıyor ve Falkland gibi binlerce mil ötede,...
KADIN FUTBOLUNUN GELİŞİMİNİ KİM ENGELLİYOR?
2021’e ait ilk yazımda “KADIN FUTBOLU”na giriş yapmıştım. Bu hafta kaldığım yerden devam ediyorum.
Avrupa’da kadın futbolu, son 15 yılda profilinde...
KADIN FUTBOLUNU VE GELECEĞİNİ KAÇIRMAYIN!!!
Bu yazım 2021’in ilk yazısı ve “Kadın Futbolu” ile başlıyorum.
Kadın Futbolunu bir kaç yazı dizisi şeklinde incelemek istiyorum. 1996-1997 yıllarında...
Sitemizde temel hizmetler ve işlevleri sağlamak ve ziyaretçilerin sitemizle nasıl etkileşimde bulunduğuna dair verileri toplamak için tanımlama dosyaları gibi araçlar kullanıyoruz. Kabul Et’e tıklayarak, reklamlar, analitik ve destek için bu araçları kullanmamızı kabul edersiniz.
Cookie kullanılmasını tercih etmezseniz tarayıcınızın ayarlarından Çerez’leri (Cookie) silebilir ya da engelleyebilirsiniz.Kabul EdiyorumKabul EtmiyorumGizlilik ve Çerez Politikası