EFES’İN YENİ PİVOTU: ALEN OMIC

Bu sezon Gran Canaria ile Eurocup’da yılın en iyi beşine seçilen Bosna Hersek asıllı Sloven pivot Alen Omic’i kadroya kattı lacivert beyazlılar. Union Olimpija kariyerinden sonra bu sezon duayen koç Reneses’in yönettiği Gran Canaria’da hem ACB hem de Eurocup sahnelerinde takımın as uzunu olarak görev aldı ve performansı ile sınıf atlamaya yatkın olduğunu gösterdi. 2.17 boyundaki dev uzun henüz 24 yaşında ve halen gelişime açık. Dev pivotun kariyerine ve Anadolu Efes’e neler katabileceğine gelin birlikte bakalım.

Profesyonel kariyerine alt yapısında da forma giydiği Slovenya’nın Zlatorog takımında başlayan Omic burada 2009-2012 arası 3 sezon forma giydi. Son sezon gösterdiği performans ona ligin en iyi takımı olan ve o dönem Euroleague’de mücadele eden Union Olimpija’nın kapılarını açtı. 2012-2015 arası yeşil beyazlılarda 3 sezon geçiren Sloven uzun her sezon basketbolunu geliştirerek Eurocup’da ve Adriyatik Lig’de adından sıkça söz ettirmeye başladı. Kariyerindeki bir üst basamağa da geçen yaz Gran Canaria ile imzalayarak tırmandı Omic. Genç yetenekleri keşfetmesi ve onları parlatması ile tanınan duayen koç Reneses’in kanatları altında kendini geliştirdi. Hem Avrupa’nın en elit liglerinden biri olan ACB’de hem de Eurocup’da artık ortalama üzeri bir uzun olduğunu ve Euroleague testine hazır olduğunu gösterdi.

Bu sezon Eurocup yarı finalinde Galatasaray’a karşı da izleme fırsatı bulduğumuz 2.17 boyundaki dev pivot savaşçı kimliği ile ön plana çıkıyor, temastan kaçmıyor ve kolay kolay geri adım atmıyor. Bu özelliği de fiziği ile birleşince iki pota altında da iyi bir ribaundçu olarak çıkıyor karşımıza. Bununla beraber fiziğine nazaran mobil diyebileceğimiz bir uzun, hızlı hücumlarda en ön sıralarda koşabiliyor. Hücumda Sloven pivotun en önemli silahı ikili oyunlar. Fiziği sayesinde perdeleri sağlam yapan, sonrasında da çabuk devrilebilen ve doğru yer alabilen bir oyuncu, genelde smaçla bitiriyor pozisyonları. Ayrıca yakın atışlarda iki elini de efektif kullabiliyor.

Omic bir pivota göre iyi bir pasör ve bu da takımın hücumda iç-dış dengesini ve akıcılığı sağlamasına yardımcı oluyor. Alçak postta ise dripling sayısını arttırmadığı ve potaya yakın topla buluştuğu anları efektif kullanabiliyor genelde sağ tarafından dönerek. Günümüz basketbolunda uzunlar için önemli artılardan biri olan orta mesafe şutu ise vasat seviyede, diplerden daha isabetli oynuyor. Oyunun diğer tarafına bakarsak güçlü gövdesi ile ortalamanın üzerinde bir alçak post savunmacısı ve penetrecilere karşı da uzun ve güçlü gövdesini iyi kullanan bir isim. Yardımlarda zamanlaması iyi ve fiziği ile kapladığı alanın avantajını kullanıyor.

Omic için dev bir oyuncu diyoruz ama bazen bu fiziğine nazaran yeteri kadar agresif olamıyor ve gücünü kullanamıyor. Özellikle pota altında temas aldığı atışları bitirmede bu anlamda sorunlar yaşayabiliyor. Sırtı dönük oyunlarda sınırlı silahları var henüz ham diyebiliriz, ayak hareketlerini geliştirmesi gerekiyor. Aynı şekilde orta mesafe şutu da geliştirmesi gereken noktalardan biri, hem istikrarlı atmıyor hem de dipler dışında tepelerden de atış kullanması gerekiyor. Evet, bazen sert olamıyor ve gücünü kullanamıyor dedik ama bazen de fiziğini unutup ekstra güç gösteriyor, bu hem hücum ribaundlarında hem de ters taraftan getirdiği perdelerde basit fauller yapmasına neden olabiliyor. Omic’in aslında hücumda en belirgin eksisi serbest atış çizgisindeki düşük yüzdesi (%60.4).

Savunmada ise önemli iki eksisi var. Birincisi kolları fiziğine göre yeteri kadar uzun değil ve bu nedenle önemli bir blok tehdidine sahip değil. Diğeri ise ikili oyun savunması, ayakları ağır kalıyor. Bu konu belki de 2.10 üzerindeki bir çok oyuncu için problem ama artık ikili oyunların basketboldaki yerini ve değerini düşündüğümüzde mutlaka bu alanda kendini geliştirmesi gerekiyor, aksi halde her takım onun adamını tepeye çekerek çok zorlanmadan üretim elde edebilir ters eşleşmeleri değerlendirerek. Yarı final serisinde Galatasaray da Lasme ile bu zaafını çokça kullandı. Bunların haricinde mental olarak da zaman zaman oyundan kopabiliyor Omic. Gereksiz şeylere kafayı takabilen ve konsantrasyonunu kaybedebilen bir oyuncu.

Öncelikle Omic’in henüz 24 yaşında olduğunu ve gelişime açık bir pivot olduğunu unutmamak lazım. Euroleague sertliğine alışmakta zorlanabilir, zamana ihtiyacı olacak. Bu sezon Gran Canaria’da ortalama 24 dakika sahada kaldı ve onu haddinden fazla oyunda tutmak faul problemine çanak tutmak demek. Ama sorun yok koç Perasovic’in elinde Dunston gibi önemli bir silahı daha var halihazırda. Omic, iyi bir ikili oyun bitiricisi ve Heurtel gibi değerli bir organizatör ile daha da efektif bir hücum silahına dönüşebilir (bakınız: Heurtel-Krstic). Savunma zaaflarını kapatmak için de yanına koyacağınız sert ve mücadeleci bir dört numara işleri büyük ölçüde rahatlatır. Saric takımda kalırsa bu açığı kapatır zaten, kalmazsa bu özelliklerde bir 4 numara takviyesi önemli olacaktır. Ribaundlardaki etkisi, 2.17’lik boyu, ikili oyunlardaki bitiriciliği ve koşabilen bir uzun olması onu değerli kılan temel özellikler. Guardlarla uyum sağlayıp sisteme de alışmasının ardından sezonun ikinci bölümüne doğru sınıf atlayarak bir Euroleague uzununa dönüşebilir.

Mail: fersu77@yahoo.com

Twitter: @fersudeniz